2012 yılı kurak geçecek
Kars Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Karadeniz, 2012 yılının kurak geçeceğini beklediklerini ifade ederek, 2011 yılında çiftçi ve hayvan yetiştiricilerinin yaşadığı sıkıntının bu yıl da daha üst seviyelere ulaşacağından endişe duyduklarını söyledi.
13 Haziran 2012 Çarşamba 15:25
Kars Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Karadeniz, 2012 yılının kurak geçeceğini beklediklerini ifade ederek, 2011 yılında çiftçi ve hayvan yetiştiricilerinin yaşadığı sıkıntının bu yıl da daha üst seviyelere ulaşacağından endişe duyduklarını söyledi.
Yağışların önümüzdeki günlerde etkili olmaması halinde Kars’ı hatta ülkemizi büyük bir kuraklığın beklediğine dikkat çeken Karadeniz, bu yıl yoğun kar yağışı olmasına rağmen hasatın yetişmediği ve yağmurların yağmayışının da çiftçiyi zora soktuğunu belirtti. Karadeniz, kuraklık nedeniyle 2012 yılında çiftçinin ektiği ürünü elde edemeyeceğini, Kars’ta Toprak Mahsulleri Ofisinin bu duruma acilen cevap verecek şekilde hazırlık yapması gerektiğini vurguladı.
Karadeniz, “Kars’ın 382 köyü var ve bu köylerin pek azı bir kaç defa yağmur gördü. Saman zaten 2011 sonunda 750 TL’ye çıktı. Ama bu sene kuraklık ondan daha beter olacak ve belki de saman fiyatları daha pahalıya satılacak. Hayvan sayısı da giderek azalmakta. Yem de pahalı ve çiftçinin durumu şu anda çok kritik. Hatta Digor ilçesi tamamen mahvoldu gitti. Bu ilçede ne ot var ne de ekin var. Kuraklık uzun sürdüğü için son günlerdeki kısa üreli yağmur nedeniyle ekinler yeni yeni topraktan çıkmaya başladı. Bundan sonra da yağmur yağmaz ise bu ürünler artık verim veremez duruma gelir. Çiftçinin şu anda her şeyi dışarıdan geliyor. Toprak Mahsullerinde arpa, buğday yemi bile yoktur. Ş anda çiftçinin durumu çok zor. İthal hayvan alımı da durmadığı müddetçe bu sıkıntılarda bitmez. Çünkü şu anda çiftçimiz elindeki hayvanı tüketmeye çalışıyor. İki hayvanın ilaç parası bir hayvanı arada götürüyor. Çiftçi hem kazanamıyor hem de kazandığını da ilaç parasına ve masraflara ödüyor. Çiftçilerimiz bu defa kredi almak için bankaların kapılarını aşındırıyorlar. Ama eğer hayvancılık böyle giderse ne o çiftçi borcunu ödeyebilir ne de o banka parasını tahsil edebilir. Çünkü hayvan satılmıyor ku borçlar ödensin. Eti bir taraftan, sütü bir taraftan, hayvan ürünleri bir taraftan para etmiyor. Bu defa bakıyorsunuz ithal etin içerisine tavuk eti, domuz eti bile katılıyor. Yine Doğu Anadolu iyi ama Sivas’ı geçtiğinde insan et bile yemek istemiyor. Piyasada canlı tosun 8.5 bin TL, inek 4.5-5 bin TL. Kasapta ise et 22 TL. Böylelikle bakıyorsunuz ki üretici ile tüketicinin elinde hiçbir şey yok.” diye konuştu.
Mazot pahalılığında ot ve saman fiyatlarındaki artışa neden olduğunu kaydeden Karadeniz, “Ot ve saman fiyatları bu yıl daha pahalı olur. Hatta Kars, dışarıdan ot ve saman gelmedikçe kendini bile idare edemez. Şu anda Kars’ın durumunun iyi olmadığı görülüyor. Bizim buraya bile çiftçinin aidat ödeyecek parası yoktur. Aidatı yüzde 80 ayağı indirdik ama yine çiftçi cebinde para olmadığı için ödeyemiyor. Dul, sakat, yaşlı, yetim olanlardan da zaten aidat almıyoruz. Diğerleri de güçleri olmadığı veremeyince bide zor durumda kalıyoruz. Milletvekillerimizin bu konuları iyi araştırmaları ve Meclise önerge vermeleri lazım. Ne tür önlemlerin alınacağı konusunda acele hareket geçmek gerekmekte. Birkaç yıl önce DDY parasız olarak vagon verdi ve bu vagonlarla ot ve saman taşındı. Ama şimdi o da yoktur. Bir yanda saman ihtiyacı diğer yandan mazotun pahalılığı nedeniyle yerinde ucuza alınan saman ve ot bile buraya gelinceye kadar fahiş fiyatları bulabiliyor. Çiftçi bile artık 1000 dönümlük araziyi bile 200-300 dönüm ekerek kullanıyor. 1 dönüm araziye en az 5 litre mazot gidiyor. Ek, biç, döv, patosa vur derken elde avuçta bir şey kalmıyor.” şeklinde konuştu.
Böyle giderse çiftçiliğin bile terk edilebileceğinin endişesini taşıdıklarını vurgulayan Karadeniz, “Köylüler artık şehirlere göç ediyorlar. Çünkü adam diyor ki ‘şehirde işim bile olmasa devlet bana kömür veriyor, gıda veriyor ve yardım ediyor’ Oysa böyle olmamalı. Köylü biterse üretimde biter. Taşıma suyla değirmen dönmez. Eğer gübreleri durdurmak istiyorlarsa hayvan gübresi yakılmasın, tarlalarına kullansınlar yeter. Nasıl olsa Türkiye’nin her ilinde, her ilçesinde kömür var. Köylü ise elindeki hayvan gübresini yakmasın ve tarlasında gübre olarak kullansın. Suni gübre yerine doğal gübre kullanılırsa tarlalar daha verimli olur.” ifadesini kullandı.