4 bin kaz O’nu sesinden tanıyor
‘Kars’ denilince Kaz, ‘Kaz’ denilince ilk önce akla gelen Kars’ta, yetiştirticilik yapan Fatma Nagaş, yaklaşık 150 ailenin yıl boyu baktığı 4 bin kazı tek başına yetiştiriyor.
13 Mayıs 2019 Pazartesi 18:43
Tacettin DURMUŞ
Kars ve çevresinde uzun geçen kış aylarında sofraların vaz geçilmezi olan ve misafirlere sunulan en önemli eti sağlayan Kaz, önemini koruyor.
Bakımı oldukça zor olan ve asla doymak bilmeyen kazlar yıl boyunca yumurtadan kuluçkaya, kuluçkadan civciv oluncaya ve kesilecek hale gelinceye kadar özel ilgi bekliyor. Baharda yumurtadan çıkan kazlar, yaz boyu doymak bilmeden kar yağıncaya kadar beslendikten sonra kar yağdığında ve kar yedikten sonra kesilir, salamura edilir kış boyu sofralarda yerini alır.
Yetiştirmesi son derece zor olan kazlar, köylerde ortalama olarak 30 adet ancak kışa çıkartılıyor. Ama Kars’ta kaz yetiştiriciliği yapan Fatma Nagas, 4 bin adet kazı eşinin de desteği ile yetiştiriyor. Köylerde 50’yi geçmeyen kaz sayısını 4 bine çıkardan Nagas, kurduğu kaz çiftliğinde tamamen doğal ortamda ve doğal yemler ile kaz yetiştiriciliği yapıyor. Evinin önünde kurduğu kaz çiftliğinin çevresinde doğal ortamda otlayan binlerce kaz, kış aylarında Doğu Ekspresi ile Kars’a gelecek olan yerli ve yabancı misafirlerin sofralarında yer almak için semiriyor.
Günün 24 saatini kazlarına ayıran Fatma Nagaz ve eşi ile birlikte sabahın erken saatlerinde kazlarını çayıra salıyor ve oralığa yayılan yumurtaları topluyor. Yumurtların bazılarını satan çift, yemedikleri yumurtaları da kuluçka makarnasına koyarak civciv çıkartıyor. Tohumlanmış yumurtaları özenle seçen çift daha sonra kuluçka makinesine tek tek yerleştirerek 30 günlük bekleyişe geçiyor.
Bütün kazların kendisini sesinden tanıdığını söyleyen yetiştirici Fatma Nagas, günün belli saatlerinde sesiyle kazları bir araya getirerek doğal arpa veriyor. Kazların öncelikle kendi sesini ve eşinin sesini tanıdığını söyleyen Nagas: “Köylerde ortalama olarak bir evde 30 adet kaz yetiştirilir. Ama ben eşimle beraber binlerce kaz yetiştiriyorum. Ben her gün kaz serüveni yaşıyorum. Öncelikle yurtdışından getirdiğimiz aşılarla kazlarımızı aşıladık. Ve aşıladıktan sonra kaz üretimine başladık. İşe öncelik olarak yumurtalarımızdan başladık. Bahçedeki yumurtalarımızı toplayıp onları yıkayarak dezenfekte ettik. Akabinde dezenfekte edilmiş olan bu kaz yumurtalarını makinelere yerleştirerek gün saymaya başlıyoruz. 30. günde bir yumurtadan bir civcive bir civcivden de kaza dönüştürülür. Bu arada kazlarımızı doğal ortamlarda doğal yöntemlerle besliyoruz. Hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz."dedi.
Kaz besiciliğinin zor bir iş olduğunu ama hedefinin zoru başarmak olduğunu da belirten Nagaş: “İşin özü şudur ki: A'dan Z'ye bu iş emek işidir. Kaz üretmek benim için büyük bir başarı ve mutluluk kaynağıdır. Çünkü kaz üretmek bana psikolojik açıdan iyi geliyor. Bir yumurtanın civcive bir civcivinde kaza dönüşmesi oradan da soframıza gelmesi bu serüvenin elimden geçmesi beni gerçekten onurlandırıyor. Ve kendimle de gurur duyuyorum.” Diye konuştu.