83 milyonun kalbi Sarıkamış'ta attı
Sarıkamış Şehitlerinin 106. Yıldönümü pandemi tedbirleri kapsamında düzenlenen törenle anıldı.
09 Ocak 2021 Cumartesi 13:34
Volkan KARABAĞ
Sarıkamış Aydıldız Tören Alanında düzenlenen anma törenine Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 65. Hükümet Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kars Valisi ve Belediye Başkan Vekili Türker Öksüz, 3. Ordu Komutanı Korgeneral Şeref Öngay ve protokol üyeleri katıldı.
Protokol üyeleri tarafından çelenk sunumu ile başlayan programda saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu. Ankara Ahmet Hamdi Akseki Cami İmam Hatibi Muhammet Mansur Sağır tarafından Kuran-ı kerim tivaleti okundu, Yüzbaşı Çapan Özçiftçi tarafından da Sarıkamış Harekatı hakkında sunum yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından anma törenine gönderilen mesajın okunmasının ardından Kars Valisi ve Belediye Başkan Vekili Türker Öksüz yaptığı konuşmada “Anadolu’nun dört bir yanından, Rumeli’den, Bağdat’tan, Şam’dan, Yemen’den gelerek, dilleri ve renkleri farklı, davaları aynı olan aziz milletimizin var oluş mücadelesini başlattığı yere; Çanakkale’nin, Dumlupınar’ın anahtarı, kurtuluş mücadelemizin önsözünün yazıldığı topraklara, Allahuekber Dağları’nda son sözü “Allahu Ekber” olan ecdadımızın, şehadet şerbeti içerek bizlere vatan yaptığı topraklara, şehitler diyarı Sarıkamış’a hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Sarıkamış, bütün imkânsızlıklara ve karakışa rağmen Mehmetçiğin vatanını korumak için inançla ve azimle verdiği mücadelenin hüzünlü hikâyesidir. Sarıkamış; karın kurşun olup yağdığı, ayazın keskin bir bıçak gibi sineleri parçaladığı, anaların yüreğine ateş, yiğitlerin kaderine buz düştüğü yerdir. Sarıkamış; çam ormanlarının can ormanlarına dönüştüğü yerdir. Sarıkamış; yüce Yaratan’a şehit olmak için bir yalvarış, dünyaya başkaldırı, sömürü devletlerine bir sitem, geride bıraktıklarına karşı bir bedeldi. Sarıkamış; sevdiklerinin sıcak bağırları yerine, soğuk ama mübarek vatan toprağına sarılıp kefen olarak bembeyaz karlara bürünen, karların beyaz karanlığına kanla-canla yazılan, böylece vatana adanmışlık abidesi olarak tarihe geçen şanlı Mehmetçiğin muhteşem ve eşsiz bir destanıdır. Bugün hepimize düşen görev; Sarıkamış şehitlerinin vatan uğruna canlarını tereddütsüz feda edişlerini, Türk milletinin; yaşamla ölüm arasındaki dönüm noktalarında nasıl birleştiğini, Sarıkamış’ı, Çanakkale’yi, Sakarya’yı, Büyük Taarruz’u, 15 Temmuz’u, sınır ötesi ve mavi vatan mücadelelerini çok iyi anlamaktır. Bu savaşlar, bu harekâtlar, bu mücadeleler, aziz milletimizin ortak bilincinin destanlaştığı savaşlardır. Yani ecdadımız vatan uğruna gözünü kırpmadan ölüme giderken nasıl bir olmuşsa, bugün ülkemiz çeşitli saldırılarla işgal altına alınmaya çalışılırken geçmişten ders alarak, yine bir olmalıyız. Ecdadımız, bu cennet vatanın her karış toprağında koyun koyuna yatarken, bizler de onların emaneti olan şanlı al bayrağımız altında birbirimize sımsıkı sarılmak zorundayız. Telli duvaklı gelinleri, beli bükük anaları, dert yoldaşı babaları ardında bırakıp vatan için adım adım ölüme koşan aziz şehitlerimiz, kefenleri bembeyaz kar olan ve birbirlerine sarılarak donan kahramanlarımız, Bizler, bugün, torunlarınız olarak burada, manevi huzurunuzdayız. Sizler, Allahuekber Dağları'nda, Sarıkamış’ta, fedakârlığın, tahammülün, inancın, cesaretin, kahramanlığın ve kardeşliğin destanını yazdınız. Biliniz ki! Yaktığınız meşale, sonsuza kadar yolumuzu aydınlatacaktır. Yazdığınız bu destana sahip çıkacak, sizin kutsal emanetinizi asla ve asla yere düşürmeyeceğiz. Mübarek al kanınızla yazdığınız kahramanlık anıtı olan vatanımıza, en az sizin kadar sahip çıkacak, koruyacak ve bir tek çakıl taşına dahi dokundurtmayacağız. Gönlümüze ve dimağımıza nakşolan adlarınız, sonsuza kadar yaşayacaktır. Aziz ruhlarınızı, şehit bedenlerinizi incitmeyeceğiz. Bizlere en büyük vasiyetiniz olan vatan ve millet sevgisinden, kardeşlikten, birlik-beraberlikten asla ödün vermeyeceğiz ve tıpkı sizler gibi, vatanımıza uzanan harici ve dâhili ellere karşı göğsümüzü siper etmeye devam edeceğiz. Geçmişte tüm dünyaya meydan okuyarak, omuz omuza vererek, vatanına uzanan namahrem elleri kırarak vatanını canı pahasına koruyan aziz milletimiz, bugün de vatanımıza kasteden günümüzdeki düşmanlara ve terörist hareketlere karşı sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde, içişleri bakanlığımız ve tüm bakanlıklarımız, silahlı kuvvetlerimiz, tüm kurum-kuruluşlarımızla, çok cesur ve onurlu bir mücadeleyi azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Bugün ülkemizin terör örgütlerine ve emperyalist güçlere karşı Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Mavi Vatan’da ve diğer coğrafyalardaki gelişmeler karşısında sergilediği kararlılığın, Sarıkamış’tan, Çanakkale’den, kurtuluş mücadelemizden bir farkı yoktur. Gücümüzü denemeye kalkanlar, onun ne kadar büyük olduğunu görecek, bizden dostluk isteyenler onun onurunu yaşayacaklardır. Çünkü; barış isteyecek cesarette, savaşı göze alacak güçteyiz. Sarıkamış Harekâtının 106’ncı yıldönümünde; adını tarihe ve bağrımıza buzdan harflerle kazıyan, kefenleri bembeyaz karlar olan Sarıkamış şehitlerimiz başta olmak üzere vatanımızın korunması, milletimizin bekası ve şanlı al bayrağımız uğrunda canları pahasına bu aziz toprakları bizlere vatan kılan kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.” dedi.
65. Hükümet Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ise “106’ıncı yılında şehadete yürüyüşün yıldönümünde ecdadı rahmet ve minnetle anıyoruz. O ecdat ki Bağdat, Yemen, Selanik, Bakü’den Üsküp'ten dünyanın her yerinden gelip Sarıkamış’ta birlik ve beraberlik içerisinde donarak ölmek pahasına şehadet şerbeti içmeye yürümüş ve bu kutsal toprakları bize vatan olarak bırakmışlardır. Rabbim Ebul Hasan Harakani’den başlamak üzere bu toprakların bizlere vatan olarak bırakılması adına şehadet şerbeti içen bütün ecdadı rahmet le anıyoruz. Rabbim onların torunları olarak gerek içerinde gerek dışarında vatan uğrunda şehadet şerbeti içmeyi göze alarak ülkemizin bekası ve istiklali için mücadele eden silahlı kuvvetlerimizin ve güvenlik güçlerimizin Allah yar ve yardımcısı olsun. Onlar Sarıkamış şehitlerimizin torunları olarak destanlar yazmaya devam ediyorlar ve inşallah devam edecekler. Elbette ki bizlere düşen görev bu toprakları bize vatan olarak bahşeden şehitlerin ruhlarının şad olması adına imar etmek ve mağrur etmek zorundayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 18 yıldan fazladır bu ülkeyi mağrur ve imar ediyoruz. İstanbul’da Marmararay, Avrasya, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü yapılıyor. Çanakkale’de Çanakkale Köprüsü, Kars’ta Bakü-Tiflis-Kars Demir İpekyolu yapılıyor. İşte bütün bunların bedeli bizlere batan olarak bırakılan bu toprakları imar etmek, mağrur etmek ve Türkiye’yi daha iyi şartlarda geleceğe taşımak için bizler bunun bilincindeyiz. Böylece hizmet kervanını yürütürken değerli bakanlarımızla Cumhurbaşkanlığımızın kabine iyeleri olarak gecelerini gündüzlere katıyorlar. 83 milyon ile birlikte dünyanın birçok bölgesinde bulunan mazlumlara hizmet ediyorlar. Rabbim onlardan razı olsun ki bugün Sarıkamış’ta iki bakanımızın katılımıyla 106 yıl önce şehadete yürüyen binlerce şehidimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.” ifadesini kullandı.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ise, 106 yıl önce bugün 90 bin vatan evladını bu aziz topraklarda şehadete uğurladığımızı anımsatarak, “Sarıkamış Şehitlerimizi ve vatan için pak alnı toprağa düşen bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. O gün Sarıkamış'ta sadece yüzbinlerce askerimizin değil, bir milletin de yüreği buz tuttu. Sarıkamış türküsünde de dediği gibi "Sarıkamış üstünde kar, kar altında Mehmedim yatar." O gün burada büyük bir imparatorluğun evlatları, vatanın dört bir yanından Rumeli’den, Anadolu'dan, Cezire'den gelen henüz bıyığı bile terlememiş genç yürekler iman aşkıyla, vatan, millet sevgisiyle gözlerini kırpmadan şehadete yürüdü. Sarıkamış'taki ruh, İstiklal Mücadelemize de ruhunu üfledi. Sarıkamış şehitlerimizin kardeşliği, fedakarlığı, vatanseverliği bizlere en büyük mirastır. Burada yan yana yatan şehitlerimiz göklerdeki ezanlarımızın, gönderdeki bayrağımızın bir asır önceki şahididir. Anadolu'yu Türk-İslam diyarı yapan atalarımızın kutlu neslidir. Sarıkamış, Malazgirt'ten bugüne uzanan bu topraklardaki varlığımızın en acı hatırası. Buranın soğuğuna değil aylarca bir gece dayanmak bile gerçekten mümkün değil. 106 yıl önce en zor zamanda, sahra kıyafetleriyle bu dağları aşmaya çalışmak ancak Peygamber Ocağının kutlu varisi Mehmetçiğin gösterebileceği bir cesaretti. Biz onlardan razıyız. Cenab-ı Hak da onlardan razı olsun inşallah. Allahuekber Dağları şehadete Allahuekber nidalarıyla giden aziz şehitlerimizin nidalarıyla çınlıyor hala. Burada bu havayı teneffüs edince o gün burada çekilen eziyetleri, çileleri daha iyi anlıyor, daha yoğun hissediyor insan. Burası tıpkı Çanakkale gibi, tıpkı Dumlupınar gibi, tıpkı Kut-ül Amare gibi her bir karışında büyük bir destanın yazıldığı topraklar. Bunu iyi anlamamız ve çocuklarımıza iyi anlatmamız gerekiyor. Türkiye Cumhuriyetinin bugünlere gelene kadar hangi zorluklardan geçtiğini, hangi badireleri anlattığını sadece tarih kitaplarından okuyarak değil, buralara gelerek yerinde görmeleri, bu ruhu hissetmeleri gerekiyor. Bizlerin bugün canımız pahasına sahip çıktığı tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet şiarı bu topraklarda yatan şehitlerimizin bizlere bıraktığı kardeşlik mirasıdır. Ecdadımızın millet olma şuuruna gözümüz gibi sahip çıkacağız. Bizleri bölmek, aramıza nifak sokmak, kardeşi kardeşe düşman etmek isteyen dahili ve harici mihraklar şunu iyi bilmelidir ki biz 1000 yıldır bu toprakları omuz omuza, can cana, yan yana koruduk. Şehitlerimizin aziz kanlarıyla bu topraklardaki varlığımızı mühürledik. Şühedanın izinde bizler de bu vatan uğruna ne gerekiyorsa gözümüzü kırpmadan yapmaya hazırız. Rabbim şehitlerimizin şefaatlerinden bizleri mahrum etmesin. Onların yürüdüğü bu yollarda bizlere de aynı istikamet üzere olmayı nasip eylesin. Bu yıl salgın tedbirleri nedeniyle kısıtlı bir katılım oldu ancak şunu biliyoruz ki 83 milyonun kalbi bugün burada atıyor. Buraya gelemeyen milyonlarca vatandaşımızın elleri bugün semaya Sarıkamış şehitlerimiz için kalkıyor. Buraya gelen, salavatlar ve dualarla yürüyüşümüze ortak olan, dualarıyla bizlere Türkiye'nin dört bir yanından eşlik eden herkesten Allah razı olsun.” diye konuştu.
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu ise pandemi koşulları kapsamında katılımın kısıtlı tutulduğunu kaydederek, “Sarıkamış Harekatının 106’ıncı yıldönümünde bir tarihe şahitlik etmiş bu topraklarda bir kez daha bulunmaktan şeref ve mutluluk duyuyoruz. Pandemi koşullarından dolayı sınırlı bir katılımlar da olsa yine de hamdolsun ki buradayız. Bizleri burada bir araya getiren rabbimize şükrediyoruz ve bu vesile ile bizleri Sarıkamış’ta bu inançla buluşturan şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Burada şehadete koşan, bu topraklar ve aziz millet için canlarını feda eden yiğitlerimizi hüzünlü ama bir o kadar da şanlı bir direnişin kahramanları olarak görüyoruz. Çanakkale’yi geçilmez kılan Kutul Amare’de işgalcilere karşı direnen, tarihte eşi ve benzeri olmayan bir istiklal mücadelesi var Sarıkamış’ta. İşte bu ruh Türkiye Cumhuriyeti’ni inşa eden ruhtur. Sarıkamış’ta kar üstüne yiğitliğin destanını yazan ruhtur. Malazgirt Ovasından çıkarak Anadolu’yu kucaklayan, İstanbul’u fetheden ve Sarıkamış’ta karlı dağlara mührünü vuran ruhtur. İşte Sarıkamış'ı bizlerin ve sizlerin gönlünde ölümüz kılan ruh bu ruhtur. Sarıkamış’ta bu aziz milletin vatan sevgisi için bu aziz milletin millet olmasını en dokunaklı biçimde anlatan destanımızı değerli en büyü varlığımız olan gençlerimize çok daha iyi anlatmamız gerektiğine inanıyoruz. Bakanlık olarak bu ruhu en güçlü şekilde gençlerimize anlatmamanın bilinci ve sorumluluğu içerisindeyiz. Çünkü Sarıkamış’ı bilen ve okuyan, Sarıkamış’ın anlayan bir genç bu ülkenin dört bir yanından gelip Sarıkamış için mücadele etmenin ne demek olduğunu ve ne anlama geldiğini çok iyi bilir. Çünkü onlar Filistin’den, Balkanlardan, Kafkaslardan çıkarak Çanakkale sırtlarında vatan uğruna can verenlerin büyük mücadelelerini de yüreğinde hisseder. Bir toplum için bir millet için en büyük güç geçmişin tecrübeleriyle geleceğin heyecanının birleşmesi ve ortak bir şuura ve bilince dönüşmesi önemlidir.” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Bakan Kasapoğlu ve Dönmez başkanlığında Aydıldız Tören Alanından yaklaşık 700 metre mesafe “şehitleri anma yürüyüşü” gerçekleştirilerek Şehitlik ziyaret edildi.
Şehitlik ziyaretinde saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından şehitlerimiz anısına saygı atışı ve dua edildi.