6 Temmuz 2010 Salı günü basında yer alan habere göre, Ermenistan gezisi sırasında “soykırım anıtı”na giderek “Dışişleri Bakanı Hillary Clinton” yazılı çelengi koymakla ülkesi ABD’nin, Ermeni diasporasının “soykırım palavrası”nı kabul edeceğinin işaretini veren ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un, Ermenistan, Bakü ve Gürcistan gezisi, Kars Akyaka Doğu Kapısı’nın açılacağı umudunu artırdı.

Umudu asıl, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, Kars Valisi Ahmet Kara’ya, “Kapının açılmasına ne kadar sürede hazır olursunuz?” diye sorması ve Vali Kara’nın “1,5 ayda” yanıtı artırdı.

Doğu Kapı’nın açılması demek, Kars ekonomisinin canlanması, Kars’ın, Karslının kalkınması demektir…

Yalnız; Karslının bir istemi var: Doğu Kapısı açılsın ama yol güzargahı Ermenistan sınırları içinde kalmasın; Azerbaycan’a, oradan Kazakistan’a, Türkistan’a, öteki Türkî Cumhuriyetlere, Çin’e vs kadar uzansın…

***

Kars’ta, görülmemiş bir sıcak var. 56 yaşındayım, Temmuz ayında böyle bir sıcaklık anımsamıyorum. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü (Aman aç gözlü Erzurumlular duymasın, bu bölge müdürlüğünü de Erzurum’a isterler) yetkililerinden edindiğim bilgilere göre Kars’ta hava sıcaklığı önceki gün 35, dün 36 derece idi. 2000 yılının Temmuz ayında bir günlüğüne 35,4 derece olmuş. Kars’ın normal hava sıcaklığı 25-27 derece… Hava sıcaklığı bugünden itibaren normal seviyesine inecek…

Aşırı sıcaklardan ötürü, köylülerin otlarını biçmekte zorlandıklarını gözlemledim.

***

6 Temmuz 2010 Salı günlü “Kars ve Erzurum’un yeni kavgası” başlıklı yazımda, “Kars, toz kent” diye yazmıştım.

AKP’li Belediye, Belediyecilik bilgisinden, paradan ve elamandan yoksun olduğu için bir şey yapamıyor. Oysa zabıta ekiplerini harekete geçirse, hoparlörlerinden duyurularda bulunsa, araç sahiplerini uyarsa, toz sorununu bir miktar giderecek…

Kent içinde araçların hızlı sürülmesi mantığını anlayamadım, anlayamıyorum! Arkada bıraktıkları toz bulutlarını, insanların toz duman içinde bıraktıklarını dikiz aynalarından görmüyorlar mı?! Görmüyorlarsa, belediye göstersin…

Toz yutan Karslının, Kars’a geziye gelen insanların sağlık durumlarını ilin İl Sağlık Müdürlüğü göz önüne neden almıyor, neden Belediye’yi neden uyarmıyor ve neden kampanya başlatmıyor?!

***

Kars’a “Toz Kent” dedim ama Kars aynı zamanda “Çöp Kent” de olmuş!

Kars’ta, çöp bidonları göremezsiniz. AKP Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş kaldırtmış… Çöpler, poşetlerle cadde ve sokaklarda bir yerlerde toplanıyor; akşamları Temizlik İşleri Müdürlüğü araçlarıyla kaldırıyor.

Gündüzleri Kars’ çöp kokusundan geçilmiyor! Bu nasıl belediyecilik, bu nasıl belediyecilik anlayışı?!

İl Sağlık Kurulu yaz uykusunda mı?..

***

Esnafın, tanıdıkları dışındakilere küçük kazıklar attığı Kars’ta, Cuma (9 Temmuz 2010) günü yaşadığım olayı unutmayacağım ve onu sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim.

Rahatsızlık geçirdim. Kars Devlet Hastanesi’nden aldığım reçeteyi, kent içinde, gözüme ilişen eczanenin çalışanına uzattım. Ara sıra kullandığım bir başka ilacın da adını verdim. Reçeteli ilacımın işlemi yapılırken, adını verdiğim ilaç önüme kondu. Üzerinde “16 TL” yazıyordu. Oysa aynı ilacı 9,5 TL’ye alıyordum. İlk tepkim, “Kalsın” oldu. “Neden?” sorusunu sordurmadan, aynı ilacı kaç liradan aldığımı söyledim.

Eczanenin bir başka görevlisi telaş ve heyecanla, “Bir dakika, bir dakika” dedi, telefonla bir yeri aradı; ilacın adını vererek, kaç para olduğunu sordu. Görevli, konuşmasını bitirip telefonunu kapattıktan sonra, pişkin pişkin gülerek, “Haklısınız. 9,5 TL” dedi. Kaşla göz arasında, ilaç kutusu üzerindeki “16 TL” yazılı yapışkan kâğıdı söküp attı.

Herkesin duyacağı sesle, “Böyle yapmayın…” diye uyardığım görevliyi yol boyunca düşündüm. Ne kötü bir anlayışın pençesine düşmüş!.. Ona da, ekonomik sıkıntılar içinde kıvranan vatandaşa da acıdım…

Kars’ın yöneticileri bu sorunu, lütfen göz ardı etmesinler…