Ahmet Arslan Ballı Müzayede’de
Kars balı için müzayede düzenlendi. Balık kilosu açık artırmada 10 ben tl ye satıldı
14 Ekim 2015 Çarşamba 11:41
AK Parti Kars Milletvekili Adayı Ahmet Arslan; Susuz’un Doyumlu köyünden dünyaya barış, sevgi ve kardeşlik mesajı veren, Kafkas Arı ırkını sembolize eden, 460 yıllık çam ağacı kovuğunda üretilen Kars balının müzayedesinde yaptığı konuşmada terörü sert bir dille eleştirerek birlik ve beraberlik mesajları verdi.
Geçimini arıcılıkla sağlayan Kars’ın ünlü ressam ve heykeltıraşı Yücel Üzeyir’in Kars’ta bir ilki başlatarak Kars balını müzayedeyle dünyaya duyurma projesi büyük ilgi gördü. Sanatını üretime çevirerek “Emek Baldan Tatlıdır” sloganıyla yola çıkan Yücel Üzeyir’in bu çabası böylelikle meyvesini de vermiş oldu. Grand Ani Otel’de düzenlenen ve büyük bir katılım sağlanan açık artırmayla Kars balının satılması programına AK Parti Kars Milletvekili Adayı Ahmet Arslan da katıldı.
Arslan, Kafkas Arı Heykelinin dünyaya verdiği barış, sevgi ve kardeşlik mesajının hayatın her alanında tatbik edilmesi gerektiğine inandığını söyledi. Konuşmasına, bu projede ve Kars balı, kaşarı ve diğer mutfak ürünlerinin markalaşması çalışmasında emeği geçenlere teşekkür ederek başlayan Arslan, “Özellikle Kars Arı Yetiştiriciler Birliği Başkanı Fuat İncesu’yu tebrik ediyorum. Milletvekilliği yaptığım dönemde de biliyorum ki ilimizde arıcılığın, ilimiz balının öne çıkması adına olağanüstü gayretler gösteriyorlar, göstermeye devam ediyorlar. Mithat hocam başta olmak üzere üniversitemizin bu işlere el vermesi, iş birliği yapmasının ne kadar önemli olduğunu biliyoruz ve kendisine de üniversite adına teşekkür ediyorum. Yücel Üzeyir arkadaşımız, Kars-Ardahan-Iğdır Tanıtım Günleri’nde de Kars’ı balıyla, arısıyla tanıtabilmek adına olağanüstü bir gayret gösterdi ve oradaki ilginin de şahidi olarak kendisine teşekkür ediyor, tebrik ediyorum. İlimizin değerlerini öne çıkarabilmek adına, standartlaştırmak ve belgelemek adına ortaya koyduğu gayretten ötürü Evren Alankuş’a da ayrıca teşekkür ediyorum.” dedi.
EMEK, GAYRET VE SÜREKLİLİK
Emek, gayret ve sürekliliğin üretime çevrilmesinin önemine de değinen Arslan, “Kars’ın balı, kaşarı çok meşhur, çok meşhur da vermek istediğiniz yerdekiler bir standart istiyorlar, bir süreklilik istiyorlar. Birgün vermiş olduğunuz kaşar çok iyi olur, müşteri onun tadına alışır 6 ay sonra aynı tadı yakalayamazsa daha kaliteli bir kaşarı götürseniz bile kabul görmüyor. Yine ikram ettiğiniz bir balı insanlar 6 ay sonra tattıklarında eğer aynı tadı bulamıyorlarsa bir daha almak adına süreklilik arz etmiyor. Dolayısıyla sürekliliğin çok önemli olduğunu biliyorum, bize düşen görev bu arkadaşlarımıza destek olmak, ürünlerimizi belgeli hale getirebilmek ve standardını tutturabilmek.” şeklinde konuştu.
ÜRÜNÜN; KALİTE VE TADINI KORUMAK GEREK
Üretilen ürünlerin kalite ve tadının sürekli korunmasıyla markalaşmasının sağlanabileceğine dikkat çeken Arslan, Türk Havayollarına kaşarı verebilmek adına olağanüstü bir gayret sarf ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“Türk Havayollarına kaşarı vereceksiniz de ne olacak diyebilirsiniz. Türk Havayolları 180’in üzerinde ülkeye 200’ün üzerinde farklı noktaya uçuş yapıyor ve her uçağında kaşar ikram ediyor. Sonunda kabul etmediler ve Türk Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı dedi ki, ‘Benim bir yolcum uçakta bir kaşar yediğinde 2 sene sonra tekrar uçağa bindiğinde diyebilmeli ki, ben 2 yıl önce şöyle bir kaşar, bal yemiştim aynı tadı bulacağım.’ Eğer aynı tadı bulamazsa bir daha o ikramı almıyor. Bu bir örnek dolayısıyla ısrarla demişlerdi ki belgelendirme, standart ve tadın sürekliliği bizim çok önemsediğimiz şeyler. Dolayısıyla bu örnekten hareketle bunu çok önemsiyoruz, önemsemeye devam edeceğiz. Yerelde ise ülkemizin yapmaya çalıştığı veya yapması gereken yerelde bir insanınızı barındırmak, istihdam ettirmek adına 10 TL harcıyorsanız İstanbul’da, İzmir’de 100 TL harcamak zorundasınız. Devletinizin kaynağı bu kadar çok değilse, kaldı ki ülkenin her tarafı sizin için çok çok önemliyse o zaman insanlarınızın belli bir yerde kümeleşmesi değil, Anadolu coğrafyasının her noktasında istihdam edilmesi çok çok önemli. Yerel ürünler yerinde değerli olabilmeli ki insanlar yerinde kalsınlar, baba mesleğini devam ettirebilsinler ve bunun karşılığını görsünler. İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’deki gibi birkaç misli kazanmaları da gerekmiyor. Zaten evi var bahçesi var, tarlası var yeter ki kendi iaşesini sağlayabilsin. Dolayısıyla bu girişimi de, toplantıyı da lütfen azımsamayalım çok çok önemli olduğunun bizzat ben farkındayım, bu farkındalığı yaratan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum, iyi ki sizler de buna katkı sağlıyorsunuz.”
LANET OLSUN Kİ TERÖR, BU COĞRAFYADAKİ BİN YILLIK BİRLİĞİMİZİ, BERABERLİĞİMİZİ, KARDEŞLİĞİMİZİ HEDEF ALIYOR
Nereden gelirse gelin terörün her türlüsünü lanetleyen Arslan şöyle konuştu:
“Lütfen küçüktür demeyin, sonuçta küçükler büyük parçayı oluşturuyor. Eğer küçük parçalarınız yeterli derecede sağlıklı, verimli değilse büyük parçanızın bir anlamı yok, bir süre sonra o çürümüşlük büyük parçaya da zarar verir. Bunu her yere taşıyabilirsiniz. Ülkenin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sekte vurmak isteyenler. terör olaylarıyla 95 kardeşimizin şehit olmasına sebep olanlar, birçok yaralımıza sebep olanları düşünün buradan hareketle küçük parçanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. büyük parça nedir? Bu coğrafyada 78 milyonun kardeşliğidir, birliğidir, beraberliğidir. Terör her nereden geliyorsa gelsin, her kimi kast ediyor, her kimi hedef alıyorsa alsın bilin ki sonucu birliğimizi ve beraberliğimizi hedef alıyor. Kaybettiğimiz terör şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır, yaralılara acil şifa diliyorum. Bakın arıcı arkadaşımızın girişimini nereye bağladık. Her şey ama her şey birbiriyle ilintili ve bağlantılıdır. Yerelde sağlıklı istihdam yaratırsanız, insanlarınıza huzuru getirirseniz bu huzur inşallah ülkenin her tarafını kapsayacaktır. Dolayısıyla terör nereden gelirse gelsin özellikle lanetlediğimizi vurgulamak istiyorum. Lanet olsun ki terör, bu coğrafyadaki bin yıllık birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi hedef alıyor. Lanet olsun onlara ki insanımızı kendi emellerine alet ediyorlar. Biz Karsımızda bulunduğumuz coğrafyanın kıymetini bilecek şekilde yaşamaya devam edeceğimize inancımız sonsuzdur.”