Değerli Kars Halkı;

1984’ten bu yana, Özal hükümetinden başlayarak bu güne kadar farklı hükümetler tarafından 90 maddesi değiştirilmiş olan, bir Anayasa taslağı ile karşı karşıyayız.

Bu değişikler sonucunda 12 Eylül Anayasası ne kadar demokratikleşmiş ise, AKP’nin değişikliğiyle de bir o kadar da demokratikleşmiş olacaktır! İşçilerin, emekçilerin yoksulların ezilip ötekileştirilenlerin ihtiyaçlarını gözeten değil; Uluslararası ve yerli sermayenin ve işbirlikçi hükümetlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere defalarca değiştirilen 12 Eylül Anayasası bu defa yargının hükümetlere bağlılığını hepten artırmak üzere ve bir bölüm rötuşla halka yeniden onaylatılmak istenmektedir.

AKP, çeşitli Yasal ve Anayasal değişiklikler yaparak, ülkemizi derin bir karanlığın içine sürüklemeye çalışıyor. Kendi önünde engel olarak gördüğü tüm kişi ve kurumlara yönelik olarak, örtülü ya da açık operasyonlar gerçekleştiriyor. Tam olarak denetimine alamadığı Bağımsız Yargıyı, kendisine bağımlı kılmak için Anayasa’yı değiştiriyor.

AKP, son Anayasa Değişikliği Paketiyle, Demokratikleşme görünümü altında, esas olarak; Anayasa Mahkemesinin ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yapısını Değiştirmeyi ve bu iki Kurumu Kendi Yapacağı Atamalar Yoluyla Ele Geçirmeyi amaçlıyor.

Bu sayede tüm Kamu Kurum ve Kuruluşlarında olduğu gibi Bağımsız Yargı içinde de kendi Kadrolaşmasını tamamlamayı planlayan AKP İktidarı, aynı Anayasa Paketi içinde farklı toplum kesimlerince olumlu bulunacak kimi düzenlemelere de yer verip, Anayasa Değişikliğine ilişkin Referandumu da Anayasa Değişikliği Paketinin bütünü üzerinden gerçekleştirerek amacına ulaşmaya çalışıyor.

Bu Anayasa Değişikliği Paketinde yer alan bir düzenleme yoluyla da; Kamu Emekçilerine Toplu Sözleşme Hakkını veriyormuş görüntüsünün ardında, aslında Kamu Emekçilerinin Fiilen ve Hukuken var olan Toplusözleşme ve Grev Hakkını da ebediyen ortadan kaldırmayı hedefliyor.

Bize Toplu Sözleşme ve Grev Hakkınız Yok diyen AKP İktidarına soruyoruz: siz hiç Anayasa’nın 90. maddesini okudunuz mu?

Kamu Emekçilerinin Örgütlenme, Toplu Pazarlık ve Grev Hakkıyla ilgili olarak TBMM tarafından onaylanmış olan Uluslararası Sözleşmelerden haberiniz var mı? Bu konuyla ilgili olarak Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun çeşitli organlarında mahkûm edildiğini, kınandığını biliyor musunuz? Ülke sathında Yerel Yönetimlerde, AKP’li Belediyeler de dâhil olmak üzere imzalanmış yüzlerce Toplu Sözleşmeden, hiç mi haberdar olmadınız? Yüzlerce, binlerce kez kullanılan gelen bir hakkı REFERANDUMA götürmenin anlamı nedir?  Biz kamu emekçileri olarak elbette ki; 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin ürünü olan Anayasa’ya HAYIR diyoruz!

Biz Emekçiler aynı zamanda AKP’nin kendi Siyasi Amaç ve Hedeflerine ve Sermaye Çevrelerinin taleplerine uygun bir biçimde gerçekleştirmeye çalıştığı Anayasa Değişikliğine de HAYIR diyoruz!

Yani Biz Emekçiler; “Darbe Anayasası”na da, “AKP’nin Dikte Anayasası”na da HAYIR diyoruz.

Bu Sözümüzün gereğini 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak olan Referandumda yerine getireceğiz. Anayasa Referandumunda HAYIR Oyu kullanacağını beyan edenleri “Darbe Yandaşlığıyla” suçlayanlar bilsinler ki; Darbe Anayasasının acısını Yoksul Halk Kesimleri ve Emekçiler olarak bizler çektik. Bedellerini bizler ödedik. Ve hala da ödemeye devam ediyoruz.

Demokrasi dersini; ne 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin bir ürünü ve sonucu olan AKP’den, ne de, kendi siyasi geleceğini AKP İktidarına, “Muhafazakar Demokratlara” ve “Liberallere” bağlayanlardan öğrenecek değiliz.

Bize demokrasi dersi vermeye kalkanlara sözümüz şudur; Biz Darbe Anayasasına da, Dikte AKP’nin Anayasasına da boyun eğmeyeceğiz.

Bizler, bu ülkenin alnı açık yüzü ak insanları, Emekçileri ve Yoksulları olarak, Eşit, Özgür ve Demokratik bir ülkede Barış içinde, Kardeşçe, Bir arada Yaşamı güçlendiren Eşitlikçi, Özgürlükçü ve Demokratik bir Anayasa’nın ancak ve ancak, Emek ve Demokrasi Güçlerinin Yükselen Mücadelesinin Eseri olacağını biliyoruz.

Bu doğrultudaki Mücadelemizi Tavizsiz bir biçimde sürdürürken, hem 12 Eylül 1980 Anayasa’sına, hem de, AKP’nin hiçbir Toplumsal Uzlaşıya dayanmayan Anayasa Değişikliği girişimine HAYIR demeye devam edeceğiz!

Anayasa bir Üst Yapı kurumudur. Anayasa Toplumsal Uzlaşmayla hayata geçirilmesi gereken bir Toplumsal Mutabakat Metninin adıdır.

Mevcut Anayasa Değişikliğine AKP’li TBMM Grup Başkanvekillerinin Gözetim ve Denetiminde “Kabul Oyu” veren AKP’li Milletvekillerinin dışında “Evet” diyen kaç Milletvekili var?

Anayasa Değişiklikleri konusunda, TBMM’nde Grubu bulunan Siyasi Partiler nezdinde bile samimi bir biçimde “Uzlaşma” aramayan, buna ihtiyaç bile duymayan bir iktidar “Toplumsal Mutabakat”tan acaba ne anlar?

Tüm Yurttaşlarımızı; AKP İktidarının hiçbir kişi, ya da kurumu dikkate almaksızın hayata geçirmeye çalıştığı Anayasa Değişikliğine ilişkin olarak, adeta 12 Eylül 1980 Askeri Darbesine “Nazire Yaparcasına”  12 Eylül 2010 Pazar günü gerçekleştirilecek olan Referandumda HAYIR oyu kullanmaya çağırıyoruz.

Bizler; 30 yıl önce 12 Eylül 1980 Anayasasına HAYIR demiştik, bugün de, 12 Eylül 2010 Anayasasına HAYIR diyeceğiz.

Kimse bize; “Kırk Katır mı? Kırk Satır mı?” sorusuna cevap verin dayatmasında bulunmaya kalkışmasın.

Eşit, Özgür ve Demokratik bir ülkede Barış içinde, Kardeşçe, Birarada Yaşamı güçlendiren Eşitlikçi, Özgürlükçü ve Demokratik bir Anayasa’nın ancak ve ancak, Emek ve Demokrasi Güçlerinin Yükselen Mücadelesinin Eseri olacağını bilen kişi ve kurumlar olarak: bize yöneltilecek olan tüm suçlama ve karalamalara rağmen, son güne 12 Eylül 2010 Pazar gününe kadar bulunduğumuz her yerde ve her alanda “Darbe Anayasasına da, Dikte Anayasasına da HAYIR” demeye devam edeceğiz…

AKP’nin demokrasi oyununu bozmak, süren sahte demokrasi oyununu da “demokrasi” kavgası gibi gösterme hesaplarını alt üst etmek üzere, “12 Eylül Anayasası’na ve AKP Anayasası’na hayır” çalışması yürüteceğiz. HAYIR derken, milliyetçi, ırkçı ve şoven güçlerden farklı olarak, Türkiye’nin demokratikleşmesi hedefiyle; emek, barış ve demokrasi taleplerini karşılayacak yeni ve demokratik bir anayasa mücadelesini yükselteceğiz.

12 Eylül Anayasasının tümden değiştirilmesi, yeni ve demokratik bir anayasa için işçi emekçi temsilcilerinin, sendikaların, meslek odalarının, toplumun farklı kesimlerinin, farklı inanç mensuplarının, çevrecilerin, kadın ve gençlerin temsilcilerinin yer aldığı “Demokratik Bir Anayasa ”nın koşullarının oluşturulması için mücadele edeceğiz.

AKP ‘nin Dikte Anayasası AKP’nin ihtiyaçları üzerinden dizayn edilmiş; YASAKÇI 12 Eylül Anayasası’ndan farklı değildir; bir kez daha altını çizerek ifade ediyoruz ki BAĞIMSIZ DEMOKRATİK ve EŞİTLİKÇİ bir ANAYASA için tüm halkımızı bu AKP ANAYASASINA HAYIR demeye çağırıyoruz.

*Büro Emekçileri Sendikası Kars İl Temsilcisi