Kars Ardahan Bölge barosunda düzenlenen basın toplantıda konuşan Ankara Barosu yönetim kurulu üyesi ve Gelincik Merkezi Başkanı Hilal Akdeniz, katılımcılara proje hakkında bilgi verdi.

Akdeniz, “Gelincik Projesi” ile amaçlarının şiddet olaylarına maruz kalan kadınların haklarının korunmasını sağlamak olduğunu belirterek, proje için açılan merkezde kadın ve çocuk hakları konusunda uzman avukatların mağdur olan kadınlara yardımcı olduğunu söyledi. Yaşanılan bir şiddet olayında kadınların Gelincik Merkezi’ni 7 gün 24 saat arayabileceklerini belirten Akdeniz, “Gelincik Merkezi’nde gönüllü rehber avukatlarımız bulunuyor. Şiddete maruz kalma durumunda aradığınızda rehber avukatlarla görüşme yapmanız sağlanıyor. Telefon görüşmesinden sonra avukatımız tarafından kişinin olayına özel hukuki bir yol belirlenecektir. Kalacak yeriniz olmaması durumunda, Ankara Valiliği, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile belediyelerin sığınma evlerine yerleşme konusunda gerekli girişimler yapılacaktır. Ardından başlatılması gereken hukuki süreç varsa yine gönüllü avukatlarımız tarafından bu süreç takip edilecek. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi’ne dair yasa gereği şiddet uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan bireye karşı sizin güvenliğinize ilişkin koruyucu ve önleyici tedbirlerin alınması, buna bağlı olarak kanuna uyulmadığı durumda da savcılığa suç duyurusunda bulunulması yine avukatlarımız tarafından sağlanacaktır.” dedi.

BİZLER İKİ DUYGUYU BERABER YAŞIYORUZ

Akdeniz daha sonra şunları söyledi:

“Burada bulunmaktan çok memnunum, daha önce gelmiştim ama ancak 3 saat kalmıştım. Şimdi 3 gün kalacağım. Güzel bir çalışma yapacağımıza inanıyorum. Gelincik projesi Ankara barosunun kadın ve çocuğa yönelik şiddetle mücadele projesi sosyal gelişim projesidir. 2 Nisan da iki yılını doldurdu. Bu proje iki yıldır hayata geçirildi. 2 yıl içersinde 14 bine yakın kadının şikâyetini dinledik. Bazen telefon bazen de bizzat konuştuk, onlara yardım ettik. 2 bin üzerinde avukat kadın ataması yaptık. 500 yakın kadını sığınma evine yerleştirdik. 220 kadına da psikolojik destek verdik şuana kadar. Bugün iki duyguyu beraber yaşıyorum. Birincisi projenin bu kadar kısa zamanda tanınması ve başarıya ulaşması çok mutlu edicidir. Ama üzücü yanını daha çok yaşıyorum. Çünkü bizim başarılı olmamız demek bu ülkede kadına ve çocuğa yönelik şiddetin yoğun olduğu demektir. Keşke her gün 5 kadın öldürülmese bu olaylar yaşanmasa.

YAZIK Kİ BU ÜLKENİN GERÇEĞİ BUDUR

Ama yazık ki bu ülkenin gerçeği budur. Günde yaklaşık 5 kadın kaybediyoruz. Öldürülme boyutundan çıkmış olay dehşet verici bir hal almış. Kadınlar işkence boyutunda işkence görüyor. Devletin bu konuda yaptıkları var ama bize baro olarak bir şeyler yapalım diye yola çıktık. Kars Ardahan gibi duyarlı barolar da bu konu hakkında bizimle iletişime geçti. Amasya, Artvin, Denizli’de genç merkezleri kurduk. Umarım Kars’ta da böyle bir merkez kurarız. Burada öyle bir merkeze ihtiyaç vardır. İnşallah burada da gelincik projesiyle buradaki avukat arkadaşlarla çalışmalar yaparız. Ben Türkiye boyutunda şunu söylemek istiyorum. 2002–2009 yılları arasında bir araştırma yapılmış adalet bakanlığından bir soru önergesi verilmiş o dönemde. Ve yapılan açıklamada 7 yıllık süre içersinde kadına yönelik şiddetin 1( binde dört yüz) arttığı ve o zaman ki hükümet ne yaptılar bilmiyorum ki elde veri yok. Ben 2011 yılına kadar neler yapılmış basın haberleri, resim, gazete ve diğer belgelerden aldığım destekle öğrenmeye çalıştım. 7 yılda 4 bin 9 yüz kadının öldürüldüğü tespit edildi. Geçen yıl ki 6284 sayılı yasanın yürürlüğe girmesiyle bu daha da tespit edildi. Resmi istatistikler olmadığı için pek fazla bir şey söyleyemiyoruz ama kadın platformu olsun diğer sonuçlar bunu veriyor.

KARS’TA TÜRKİYE SINIRLARI İÇİNDE OLDUĞUNDAN ETKİLENME YAŞIYOR

Kars’ta Türkiye sınırları içinde olduğu için bu etkilenme vardır. Avrupa birliğinin yaptığı açıklamada bu oran bu rakam sadece yüzde 8’dir. Yani yüzde 92’lik bir kesim var ama buna ulaşılmıyor. Tabi bu ulaşılamayan kısmın tamamı da doğu ve güneydoğu Anadolu da oluşuyor. Çünkü burada yaptırımlar gelenek ve görenekler, feodal yapılanmalar çok fazla. Ankara’da bir başkentte yaşayan bir kadın gelip eşim beni dövdü bıçakladı, ama ben bunu hak ettim diyebiliyorsa Doğuda yaşayan bira kadın bunu kimseye söyleyemiyor kendini ayıplıyor. Küçük yaştan kedisine böyle gösterildiği için sopa bile yese kolu da kırılsa başkasına anlatamıyor. Bizim proje aslında kadına şiddet üzerine kadını korumaya yönelik bir projedir. Ankara barosu var olduğu sürece bizim çalışmalarımız da devam edecek. Ancak bir baronun yapacağı işlerin dışına çıktık biz.

BİZLER BİRÇOK KAPININ ÖNÜNÜ TEMİZLEMEYE ÇALIŞTIĞIMIZI GÖRDÜK

Herkes kapısının önünü süpürsün diye yola çıktık. Ancak biz 2 yıl sonra kendi kapımızın önünü temizlemeyi bırakıp birçok kapının önünü temizlemeye çalıştığımızı gördük. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’yla, Milli Eğitim Bakanlığı’yla diğer taraftan da Adalet Bakanlığı’nda projenin eğitim ayağı da var. Bir AKUT olarak olaylara anında müdahale yönümüz var, bir de projede uzun vadede eğitim ayağı var. Okullarda, kız yurtlarında şiddetin önlenmesine yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Başka illerdeki Baro’ların Kars-Ardahan Barosu gibi bizimle çalışmak istemeleri durumunda o illerde de bu çalışmaları yürütmek durumundayız.

İNSAN HAYATI SİYASET ÜSTÜDÜR

İnsan hayatı siyaset üstüdür. Bütün insanların hayatı kadın olsun, erkek olsun siyaset üstü bir kavramdır. Yaşama hakkı anayasal bir haktır, herkesin yaşam hakkına saygımız sonsuzdur ve biz bu konuda projeyi ilk hayata geçirmeden önce paylaştığımız kurumlardan biri de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’dır. Orada biz o kadar sıcak karşılandık ki, bize kendi düşünceleriyle bizim düşüncelerimizin örtüştüğünü ifade etti. İlk protokol imzaladığımız kurum Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı oldu. Emniyetten de oldukça büyük destek aldık ve onları destekleriyle projeyi başarıya ulaştırabildik. Buraya gelmek beni oldukça mutlu etti. Başkanım ve yönetim kurulundan birkaç arkadaşımız Ankara’ya geldiklerinde büyük memnuniyet duymuştuk, onlarla tanışmak bizi gururlandırdı.”

Ankara Barosu Genel Sekreter Üyesi ve Gelincik Projesi’nin gönüllü tek erkek avukatı olan Onur Bayraktar ile birlikte Gelincik Projesi Başkan Yardımcısı Av Tülay Bekar yarın Karslı kadınlarında katılacağı seminerde bilgiler verecekler. Seminerler 3 gün sürecek.