Aşıklar ev istiyor
Murat Çobanoğlu Aşıkları Koruma Derneği Başkanı Mahmut Karataş, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın UNESCO ile ortaklaşa yapmayı planladıkları Kars Aşıklar Evi’nin yapılmadığını söyleyerek, “Acilen Aşıklar Evi istiyoruz” dedi.
06 Ekim 2010 / 06:47
Aşıklara bir ev tahsis edilmediği için mağdur olduklarını ve çalacak yerlerinin olmadığını belirten Karataş, “Bir an önce halkın gelebileceği, katılımın olabileceği bir Aşıklar Evi istiyoruz. Kent merkezinde yapılması daha güzel olur. Faikbey Caddesi ve Valilik önü de olabilir. Namık Kemal’in Evini verdiler oraya da kimse gelmedi. Uzak olduğundan biz bile gidemiyoruz.” diye konuştu.
“Özellikle Kars’ta mülki amirlere sesleniyorum” diyen Karata, “Bunlar bu kültüre sahip olsunlar, bu kültür yok olmasın. Bizlen sonra da kimse yetişmek istemiyor. Geleceği olmayan mesleğin talebi de olmuyor. İnsanlar buna umut bağlamak istemiyorlar. Ben bile bu sanatın yanında boyacılık yaparak geçimimi sağlamaya çalışıyorum. Sadece bu sanata yönelik kalamıyoruz. Hiçbir güvencemiz bile yoktur. Artık kültürümüzün ölmemesi için harekete geçsinler.” çağrısında bulundu.
Kars'ın Arpaçay İlçesi’nin Geçit köyünden olan Aşık Mahmut Karataş, 1979 yılında başladığı bu sanata önce ilgi duyduğunu fakat bugüne geldiğinde ise pişmanlık duyduğunu ifade etti. Kültür Bakanlığı’na kayıtlı sanatçı olmasına rağmen bir sosyal güvencelerinin bulunmadığından da yakınan Aşık Mahmut Karataş, aşıkların içinde bulunduğu acı yaşantıyı şu sözlerle dile getirdi:
“Gerçekten biz ayakta bile durmakta zorlanıyoruz. Asıl sanatım aşıklık ama boyacılıkla zar zor geçiniyorum. Ben eve boş gittiğim zaman geri dönüp 1979 yıllara baktığımda şu anda pişmanlık duyuyorum. Üzülüyorum, gerçekten üzülüyorum. Benim çocuğum bana diyor ki “Baba, ben senden utanıyorum” Niye utanıyor, biliyor musunuz? Hani aşıklığımdan dolayı utanmıyor. Geçim sıkıntısı çektiğimizden çolumuz çocuğumuz utanıyor. Çünkü ekmek bulamıyoruz.” şeklinde konuştu.
Aşığı bir atoma benzeten Karataş, şöyle konuştu: “Aşıklığa gerçekten bu sanata gönül veren aşık Atomdur. Biliyor musunuz? Atom bir kez patlar ama aşıklık her saniye patlar. Aşığın patlaması atoma da benzemez. Onun için benim tek ricam devlet büyüklerinden bize el atsınlar, bize sahip olsunlar. Desinlerle bu iş olmuyor. Tenceremiz kaynamıyor hemşehrim. Bize sahip olsunlar.”