Aşkına özgürlük bekliyor
Kars’ın Arpaçay İlçesine bağlı Tomarlı Köyü’nde yaşayan 32 yaşındaki Elbistan Güler, kaçarak evlendiği 23 yaşındaki Canan Güler’in olay tarihinde yaşının 15 olması nedeniyle cezaevine girdi.
22 Haziran 2015 Pazartesi 17:09
2 çocuğuyla perişan olduklarını söyleyen Canan Güler, devlet büyüklerinden yardım istedi.
Tomarlı köyünde yaşayan Elbistan Güler, Dilber-Burhanettin Karstarlı çiftinin kızı Canan’a aşık oldu. Canan ve Elbistan Güler 12 Eylül 2007 günü kaçmaya karar verdi. Kızının ortadan kaybolması üzerine aile jandarmaya haber verdi. Kızının Elbistan Güler’e kaçtığını öğrenen ailenin izni ile ikili yapılan düğünle dünya evine girdi. Düğün sonrası gözaltına alınan Elbistan Güler 20 Eylül 2007’de tutuklanarak cezaevine kondu. 1 ay cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Elbistan Güler hakkında Kars Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Nüfusa yanlış kayıt yaptırıldığı ve kayıtlarına göre 1995 doğumlu olan Canan için Adli Tıp Kurumu 6’ncı İhtisas Kurulu’nda yaş tespiti istendi. İhtisas Kurulu Canan’ın kemik yaşının 1992 doğumlu olarak kayıtlı olduğu belirlendi. Ailelerin şikayetinden vazgeçmesine karşın kamu davasına dönüşen dosyada mahkeme 12 Kasım 2009 günü görülen karar duruşmasına Elbistan Güler’i ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 6 yıl 8 ay, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan ise 2.5 yıl hapis cezasına mahkum etti.
ALLAH RIZASI İÇİN BİR KEREYE MAHSUS AFFETSİNLER
Ailenin kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi’nde incelendi. Yargıtay, yerel mahkemenin Elbistan Güler hakkında verdiği cezaları onadı. Cezanın onanması üzerine cezaevine girmeden önce resmi nikah kıyan Canan-Elbistan Güler çiftinin mutlulukları kısa sürdü. 9 yıl 2 aylık hapis cezasını çekmek için 5 Mart 2014 günü Elbistan Güler cezaevine girince ailesi perişan oldu. Kızları 7 yaşındaki Nehir ve 8 aylık Yağmur ile ortada kaldığını söyleyen Canan Güler, eşinin Kars’taki cezaevinde yer olmadığı için Gümüşhane’ye gönderildiğini belirtti. 8 aydır kocasını ziyarete gidemediğini anlatan Canan Güler, “Kendi rızamla eşime kaçtım. Sevdiğim için mutlu olurum diye evlendim, ancak şimdi yuvamız dağıldı. Çok mutsuzum. O içeride ben dışarıda. Onun içeride hayatı bitti, bende burada vicdan azabı çekiyorum. Her Çarşamba günü beni telefonla arıyor. Telefon her yüzüme kapandığında çok acı çekiyorum. Başbakanımızın da çocuğu var. Gözünün önünde öyle olmasını ister mi? Allah rızası için bir kereye mahsus affetsinler. Yağmur’u babası hiç görmedi. Çok güzel bir evliliğimiz vardı. Devlet büyükleri bize yardım etsin” diye konuştu.
ÇOCUĞUMUN SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ
Gelininin kendi rızası ile kaçtığını aktaran Bahçeli Güler ise şunları söyledi:
“Gelinimi oğlum kapısına gidip kaçırmadı. Gece yatıyordum aniden kapıyı vurdular, baktım oğlum gece gelinle birlikte gelmiş. ‘Oğlum bu nedir?’ diye sordum. Oğlumda bana ‘baba kendisi kaçıp gelmiş. Ya beni alacaksın ya da ben intihar edeceğim’ dedi. Bende o sırada gelinime döndüm ve ‘kızım bak yaşın küçük olur sonra perişanlık çekeriz. Gel seni evine götüreyim, ailene teslim edeyim’ dedim. Annesi kendisini başka bir yakınıyla evlendirmek istiyormuş o da başkasına varmamak için oğluma kaçmış. Bizde mecburen kabullendik, düğünlerini yapıp evlendirdik ve annesiyle barıştık. Zaten annesi de bizden şikayetçi olmamıştı. Bir an önce çocuğumun serbest bırakılmasını istiyoruz. Üzüntüden eşim de ben de hasta olduk. Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum Allah rızası için bir kolaylık sağlasın oğluma yardım etsinler.”
‘OĞLUMU AFFETSİNLER YA DA KARS’TAKİ CEZAEVİ’NE GERİ GÖNDERSİNLER’
Baba Bahçeli Güler, imkansızlıklar nedeniyle oğullarını görmeye bile gidemediklerini, gittiklerinde de çok zorluk çektiklerini anlattı. Baba Bahçeli Güler, “Böyle perişanlık hiç kimsenin başına gelmemiştir. Kendimde eşim Saime’de sıkıntıdan hasta olduk. Kalp hastalığına tutuldum, İstanbul’a gönderdiler anjio oldum. Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum Allah rızası için bir kolaylık sağlasın oğluma yardım etsinler. Benim evimde söndü, hayatım da karardı. Eşimde, bende psikologa gittik. Şimde şu anda bize bir şey olsa bu çocukların hali ne olacak? Gelinimin annesi de yalnız, onun da durumu yok. Biz olmasaydık, bunlara sahip çıkmasaydık ne olurdu bunların hali? Oğlumu affetsinler, Gümüşhane Cezaevi’nden de Kars’a geri göndersinler.” diye konuştu.
‘VİCDAN AZABI ÇEKİYORUM’
Canan Güler 8 aydır eşinin yüzünü göremediğini, eşinin 8 aylık bebeğinin bile yüzünü göremediğini söyleyerek çaresizlik içinde olduklarını haykırdı. Canan Güler, “Bizde biliyoruz suç ama bir kez olsun bizi de anlasınlar. Ben kendi rızamla eşime kaçtım. O zaman kimlikteki yaşım 13’tü ama ben o zaman 17 yaşındaydım. Ben kendi isteğimle kendi kapısına kendim geldim. Sevdiğim için geldim. Ben şu anda mutlu değilim o içeride ben dışarıda. Ben 8 aydır yüzünü göremiyorum. Böylelikle bana iyi bir şey yapmıyorlar aksine kötülük yapıyorlar. Onun içeride hayatı bitti bende burada vicdan azabı çekiyorum. Artık psikolojik sorunlara girdim. Artık yaşamak istemiyorum. Her Çarşamba günü beni telefonla arıyor telefon her yüzüme kapandığında ben çok acı çekiyorum. Allah rızası için herkesin çoluk çocuğu var, Başbakanımızın da çocuğu var. Gözünün önünde öyle olmasını ister mi? Yani öyle bilsin benim babam yok, ailem yok. Zaten zorluklarla büyümüşüm birde bu çileleri çekmek çok ağır geliyor. Mutlu olmak için kaçtım ama şimdi ben mutlu değilim. Allah rızası için bir kereye mahsus affetsinler. Çocuklarım Nehir 7 yaşında Yağmur ise 8 aylık. Yağmur’u babası hiç görmedi. Millet çocuğu oluyor seviniyor biz sevinemiyoruz. Biz inanın evliliğimizden çok mutluyduk. Annem, kayınvalidem, kayın babam, çocuklarım, eşim hepimiz mutluyduk. Bu konuda hiçbir sıkıntımız yoktu. Herkesten de mutluyduk. Ama şu anda bizim mutluluğumuz bozuldu. Yuvamız darmadağın oldu. İstanbul’da evimiz bile vardı. Eşyalarımızı hep Suriyelilere bedava verdiler. Her şeyimiz tarumar oldu. Bizim yuvamız dağıldı.” dedi.
‘BENİM ÇOCUĞUMU CEZAEVİNDE BAŞKA GÖZLE GÖRÜYORLAR’
Gözyaşlarına boğulan Cezaevindeki Elbistan’ın annesi Saime Güler de, “Allah rızası için benim çocuğumu kurtarsınlar. Oğlumun iki çocuğu ve eşi benim yanımda kalıyorlar. Perişan olduk. Eşim rahatsız bende rahatsızım. Ne olur bize yardım etsinler. Terörü dağdan indiriyorlar sonra getirip pişmanlık yasasından yararlandırıyorlar. Ele bilsinler ki benim çocuğumda bir terördü Allah rızası için benim çocuğuma da yardım etsinler. Onu da affetsinler. Eller bayram ediyor bizler zindan yaşıyoruz. Ağlaya ağlaya gözyaşlarım kurudu. Şu anda oğlumun yeri çok kötü durumda. Benim ciğerim yanıyor. Benim çocuğumu dört duvar arasından çıkarsınlar. Benim çocuğumun suçu ne? Benim çocuğumu cezaevinde başka gözle görüyorlar. Benim ne dediğimi anlıyorsunuz, götürüp cinsel istismarcıların arasına koymuşlar. Benim bir tarafım esiyor, çok rahatsızım, kanser mi oldum, verem mi oldum bilmiyorum. Yarın ne olur belli değil. Yarın bize bir şey olursa gelinimi, torunlarımı kime bırakayım kime emanet edeyim.” şeklinde konuştu.
‘ENİŞTEMİN SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUM’
Canan’ın annesi Elbistan’ın kayınvalidesi Dilber Karsdarlı (50) ise şunları söyledi:
“Ben kızımın kendi isteğiyle kaçtığını bilmiyordum. Öyle bildim bohçaçı mı götürdü. Bunlarda bildirmemiştiler. Gittim şikayetçi oldum. Sonra öğrenince şikayetimden vazgeçtim. Biz vazgeçtik devlet vazgeçmedi. Kamu davasına soktular. Ben eniştemin cezaevinden çıkmasını istiyorum. Kızım kaçtığı zaman 17 yaşındaydı. Ama eşimin vefatından sonra nüfus cüzdanları çıkartılırken bir karışma olmuş ve en büyük evladım Canan ile ikinci sıradaki oğlum Sinan’ın doğum tarihleri karışmış. Ne gecem gece, ne gündüzüm gündüz.”
‘BABA SENİ ÇOK ÖZLEDİM’
7 yaşındaki Nehir ise, “Babası istiyorum. Babamı çıkarsınlar. Babamı çok seviyorum, çok özledim. Baba gel, biz kavuşalım. Ben sana her zgün dua ediyorum” diyerek babasına seslendi.