“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan, yapana sadık kalmasa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” diyor Büyük Önder ATATÜRK.

Gerçekten Türk tarihine bugün baktığımızda söz uçar yazı kalır misali değeri oldukça yüksek olan bir sürü kültürümüzü, tarihimizi ve vasfımızı unuttuk veya unutturulmak istenmektedir.

Atatürk vefat ettiğinden beri kalemini eline alıp kendi fikrini kabul ettirmeye kalkanlar; kafasındaki düşünceyi kabul ettirebilmek için söze: “ Atatürk şöyle demişti.” diye başlayıp ardından kendi fikirlerini dile getiriyorlar. Atatürk’ün fikirlerine, kendi ruhundaki ve bilinçaltı şuuruna takılı bulunan fikir bulanıklığı ve gözlüğü ile bakıyorlar.

Maalesef bugün sözde Atatürkçü, sosyalist, solcu, bölücü, yıkıcı, mandacı, küreselci, İslamcı ve emperyalizmin maşası olmuşların ağızlarından hiç düşürmediği bir söz var: “Atatürk olsaydı bu konuda böyle düşünürdü.” diye başlayan sözler... Atatürk’ün adını kullanarak Cumhuriyet değerlerine düşman olanlarla her türlü işbirliği yapmaktan da geri durmaz bu zatı muhteremler.

ATATÜRK’ün, fikirleri, icraatları ve davranışları ile yüzde yüz bir Türk Milliyetçisi bir kişilik olduğunu kimse inkâr ve aksini iddia edemez. Bunu bütün eylem ve sözlemlerinde açıkça görmek mümkündür. Bu itibarla da ATATÜRK, şu ya da bu fikir sisteminden uzak, fakat milliyetçilik sistemine çok daha yakın, hatta onun içindedir. Bir başka deyimle ele alırsak bugünkü milliyetçilik, ATATÜRK’ÜN yaşayan milliyetçiliğinden, onun devamından başka bir şey değildir. Bunun içinde milliyetçiliği karalamak, milli fikirleri, milli devleti suç olarak göstermek, onları susturmaya, zayıflatmaya çalışmak demek, ATATÜRK’Ü karalamaya, onun fikirlerini suç olarak göstermeye, susturmaya çalışmak demektir.

ATATÜRK, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini Milli üniter ve ulus devlet anlayışı üzerine kurmuştur. Yani Türkiye Cumhuriyeti milliyetçi bir düşünce sistemi anlayışı üzerine kurulmuştur. Bu kuruluş felsefesini emperyalist ülkeler bir türlü kabullenemediler…

Dolayısıyla ATATÜRK sosyalist, solcu, ve sosyal demokrat, mandacı, küreselci, İslamcı değildir. emperyalistlere karşı savaşmış, bunları yenmiş büyük bir komutan ve devlet adamıdır, ne hazindir ki bugün solcuyum, mandacıyım diyen ve emperyalizme maşa olmuş işbirlikçiler Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti yıkmak için her türlü işbirliğine girmiştir. Bunları yaparken kendilerine Atatürk’ ü kalkan olarak göstermeye çalışıyorlar.

Lozan’da İngiliz delegasyon başkanı olan Lord Curzon, Lozan Barış Antlaşması imzalandıktan sonra İsmet Paşa’ya:” Yarın harap memleketi imar etmek için önümüzde diz çökeceksiniz. Bizden yardım istediğiniz zaman, bugün reddettiklerimizi birer birer çıkarıp önünüze koyacağım.” demişti. İşte bugünkü bu işbirlikçiler o günkü zihniyetteki alçakların devamındakilerle işbirliğine girmişlerdir.

ATATÜRK, her kelimesinin başına milli kelimesini koymuştur. Her icraatında, her yaptığında hatta kurduğu her kurumda milli kelimesini ön plana çıkarmış; Türk Milletini, Türk Devletini ve Türkiye Cumhuriyetini oluşturan Türklerin istediğinde neler başarabileceği göstermeye çalışmıştır.Türk Milletine düşen en büyük görev ise ATATÜRK’Ü ve Cumhuriyetin milli değerlerini doğru anlamak ve onu korumaktır.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene.

Oktay AKTAŞ