Gazetekars

Azerbaycan'da ve Türkiye'de Türk'ün Sözü

Kafkas Üniversitesi Kafkasya ve Orta Asya Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Hacali Necefoğlu’ndan Yeni Bir Eser : "Azerbaycan'da ve Türkiye'de Türk'ün Sözü"

17 Nisan 2013 Çarşamba 12:40

Azerbaycanda ve Türkiyede Türkün Sözü

Dilin zenginliği bu dildeki kelime sayının çokluğu ile beraber bu dildeki kelimelerin taşıdığı manaların çok çeşitli olması ile de değerlendirilmelidir. Tarihi şartlar gereğince birçok yazı dillerine malik olan Büyük Türk Dili hem kelime sayı, hem de kelimelerin mana çeşitliği bakımından dünyanın en zengin dillerinden biridir. Çok büyük bir coğrafyada yaygın bu Türk yazı dillerindeki ayni kelimelerin taşıdığı manalardan birinin bir coğrafyada daha çok istifade edildiği, farklı bir anlamının başka bir coğrafyada daha çok işlenildiği dilimizin gerçekliyidir.

Dilimizdeki bu çeşitliliği Türkiye’ye gelişimin ilk gününden his etmeye başlamıştım. Erzurum Atatürk Üniversitesinde çalışmağa başladığımda iki yıla yakın Prof. Dr. Babek Qurbanov ile bir dairede beraber oturduk. Bir gün estetik dersinde karşılaştığı bir hadiseyi bana anlattı. Derse her gün kot pantolonla gelen kızlara demiş: “Siz kadınsınız. Daha zarif giyinmelisiniz. Ne olar, iki gün “kot”la gelende, üç gün de donla gelin.” Babek Hoca bunları söyledikten sonra her kesin neden güldüğünü anlamadığını dedi. Bu kelimenin Türkiye’de daha çok “iç çamaşırı” manasında istifade edildiğini dediğimde ikimiz de gülmeye başladık.

Zamanla Türkiye ve Azerbaycan’da farklı manalarının daha çok istifade edildiği kelimelerin hiç de az olmadığının şahidi oldum ve bu kelimeleri kaydetmeğe başladım. Bir sözlük fikrimi Ege Üniversitesinin profesörü Ali Yavuz Akpınar da destekledi ve onun da hayır-duasıyla 1994-95. yıllarda tamamladığım sözlüğü Türk Dünyası Araştırmalar Vakfına yayınlanmak üçün gönderdim. Fakat bu çalışma kitap olarak değil, Türk Dünyası Araştırmaları dergisinde  1999 yılında bir bölüm olarak yayınlandı.

Ama Türkiye matbuatında (sonralar elektronik medyada da) rastladığım, kelimelerin Azerbaycan’daki manaları tahrif edilerek uydurulan fıkra gibi hikayelere bigane kalmam da mümkün değildi. 1996 yılında “Hürriyet” gazetesinde okuduğum  Yalçın Pekşen’in köşesindeki” AZERBAYCAN'A İŞİNİZ DÜŞERSE ... “ başlıklı bir yazı  bana çok tesir etti:

Azerbaycan’a işiniz düşerse dikkatli olmanız gerekiyor. Azerbaycan Havaalanı’nda aktarma için bekleyen bir arkadaşımız bir bardak su içmek için büfeye yanaşmış:

- Bana bir bardak… diyecek olmuş. Daha lafını bitiremeden büfeci kıyameti koparmış, arkadaşımızın üstüne yürümüş. Hemen yanında alışveriş yapmakta olan bir Türk müşteri kenara çekip kulağına fısıldamış:

- Burda bardak denmez… Bunların Türkçe’sinde bardak kadın anlamına gelir. Sen adamı boynuzlu yaptın!

Bizim arkadaş mahcup, büfeden uzaklaşırken bir anonsla yerinden sıçramış. Mikrofondaki ses şöyle diyormuş:

-Kerhanecilerin uçağı düştü.

Bizim arkadaş koşa koşa yer görevlilerinin yanına gitmiş, kendi dilince kazanın boyutlarını öğrenmeye kalkışmış. Yer hostesi gayet samimi bir edayla:

-Koyun götü, koyun götü, diyormuş.

Arkadaşımız şaşırmış ve şaşkınlığı yukarıdaki sözlerin Türkçe karşılıklarını öğrenene kadar sürmüş.

Meğer duyurulan kâr edenler, yani iş adamların uçağının yere indiği mesajıymış. “Koyun götü” demekse “Telaşlanmayın, rahat rahat poponuzun üstünde oturun” demekmiş.

Teessüf ki, yazara gönderdiğim aşağıdaki mektuba cevap ala bilmedim:

AZERBAYCAN'A İŞİNİZ DÜŞERSE ... İYİ TÜRKÇE ÖĞRENİN

Sayın Yalçın Bey! "Hürriyet"teki köşenizde yazdıklarınızı her zaman ilgi ile okurum. Üslubunuzu beğeniyorum. Bu mektubu Size 29 Ocak 1996 tarihinde yayınladığınız "Azerbaycan'a İşiniz Düşerse..." başlıklı hikayeye münasebetimi, geç olsa da, bildirmek için yazıyorum. İyi niyetle kaleme aldığınız bu yazıda, aynı Türkçe kelimelerin Anadolu ve Azerbaycan'da bazen farklı anlamlarda kullanıldıklarını açıklayarak, okuyuculara bu kelimeleri kullanırken dikkatli olmalarını tavsiye etmek istemişsiniz. Hakikaten böyle kelimeler vardır, bu kelimelerin tüm anlamlarının bilinmesi ve yerine göre kullanılması aynı soylu iki ülke insanları arasındaki ilişkiler açısından çok önemlidir. Ama Sizin üçüncü elden alarak aktardığınız örnekleri hiç de başarılı bulmadım.

Bardak kelimesi Azerbaycan'da, Anadolu'nun bazı bölgelerinde olduğu gibi (Bkz. "Türkçe Sözlük", TDK Yayını, 1988, 1.Cilt, sayfa 142) "toprak testi" anlamında kullanılıyor. Yani Azerbaycan'da "Bana bir bardak su ver!" derseniz, Sizin için toprak testi aramaya başlarlar. Azerbaycan Türkçesinde bardak kelimesinin kadın-falan anlamına gelmesi Türkçe cahillerinin uydurmasıdır. Tıpkı "Kerhanecilerin uçağı düştü" anonsu gibi. İnanmayınız! Eskide fabrika anlamı veren Farsça kökenli kerhane kelimesi günümüz Azerbaycan (Kuzey) Türkçesinde kullanılmıyor (Taş ocağı anlamını veren daş karhanası deyimi istisna olmakla). Bu kelimenin Türkiye'deki anlamının Azerbaycan'da bilinmemesi doğaldır. Çünkü, Azerbaycan'da bu anlamda ne kerhane var, ne kerhaneciler, ne de bu kerhanecilerin vergi rekorcusu patroniçesi.

Koyun g...tü demek, Anadolu'da olduğu gibi Azerbaycan'da da koyunun kuyruğunun altı, veya Sizin kibarca ifade ettiğiniz gibi, koyunun poposu demektir, "Telaşlanmayın, rahat rahat poponuzun üstünde oturun" anlamını hiç vermez. Ama samimi olduğunuz birisine yer göstererek "G...tünü bura koy!" derseniz, gerek Anadılu'da olsun, gerekse de Azerbaycan'da karşınızdaki kişi "Otur!" demek istediğinizi anlayacaktır.

O ki kaldı "Düşmek" fiiline... Bu kelimenin Türkiye Türkçesinde en azı 32 anlamı (Bkz. "Türkçe Sözlük", TDK Yayını, 1988, 1.Cilt, sayfa 422, 423), Azerbaycan'da ise  en az 43 anlamı (Bkz. "Azerbaycan Dilinin İzahlı Lüğeti", Azerbaycan Bilimler Akademisi Yayını, 1980, 2.Cilt, sayfa 182—185) vardır ki, bunlardan biri "İnmek"tir. "Demir Perde" dönemi Türkiye'den Azerbaycan'a giden sanatçıların ilk defa öğrendikleri ("Uçağınız ne zaman düştü?") ve sonradan espri konusu olan bu anlama şaşanların sayısı gittikçe azalmaktadır.

Son olarak, hazırladığım, Azerbaycan ve Anadolu'da farklı anlamlar veren Türkçe kelimelerden ibaret Sözlük'ün bir kaç sayfasını örnek olarak Size gönderir ve her zaman birinci elden aldığınız bilgileri köşenizde aktarmanızı temenni ederim.

Hakkında bahsettiğim sözlük yayınlandıktan sonra da bu mevzuda bilgisiz yazılara rast gelirdim. “Star” gazetesinde Deniz Güçer Erdem imzalı “KÜNCÜTLÜ KÖKE NUŞ OLSUN” başlıklı yazı  bunlardan biriydi:

Azerbaycan'a gider de McDonald's'a girerseniz şaşırmayın. 'Küncütlü köke', bildiğimiz kızarmış patates, 'Nuş olsun' da afiyet olsun demek.

Türk Azerbaycan, Türkiye'nin ilişkilerini sıcak tutmak, hatta daha da geliştirmek istediği ülkeler arasında doğal olarak ilk sıralarda yer alıyor. Zaten iki ülke halkı da, 'lehçe farkıyla' hemen hemen aynı dili konuşuyor. Sorun sadece 'Azeri Türkçesi'nde bazı kelimelerin farklı anlamlarda kullanılması, bazılarının da Türkiye Türkçesinden farklı yazılması. Bu durum sizi bazen zor duruma düşürebiliyor. Bizden uyarması, eğer yolunuz bir gün Bakü'ye düşerse 'antrenmanlı' gidin.

İştah açan kotlet

Azerbaycan'da McDonald's'a girerseniz, dikkatinizi ilk 'Nuş olsun' yazılı mönüler çekiyor. Böylece 'Afiyet olsun' dendikten sonra, 'Big Maq'ın içinde olanlar şöyle sıralanmış:

'Qızardılmış küncütlü köke, mal (sığır) etinden hazırlanmış iştah acan iki kotlet (biftek), doğranmış soğan, xüsüsi şoroba, salat, yumusaq çeder pendiri ve bizim xusüsü Big Maq sosu'... Buradaki 'küncütlü köke' ise bildiğimiz kızartılmış patates.....

Sizi birine okşadım!

Eğer Başkent Bakü'de biri yüzünüze dikkatlice bakıp 'Sizi, birine okşadım' derse de sakın yanlış anlamayın. Bunun anlamı da, 'Sizi birine benzettim, onun yerine koydum' demek. Ya da biri yanınıza gelip, 'Sizi gözlüyorum' derse, sakın ola paniğe kapılmayın. Çünkü Azerice'de 'gözlemek', 'beklemek' anlamına geliyor.

'Kabak'ımız sensin!

Diğer bazı Azerice sözcükler ve manaları da şöyle: Bekar: İşsiz, avare; Dayanmak: Durmak; Düşmek: İnmek; Kabak: Önde olan; Dolandırmak: Geçindirmek; Düz: Doğru; Fikirleşmek: Düşünmek; Çullanmak: Bir kaç bir şeyi üst üste giymek; Çatmak: Ulaşmak...

Bakü'de tüm tabelalarda tanıdık, bildik ama bunlardan birçoğunda farklı anlamda kullanılan sözcükler yer alıyor. İlk bakışta garip gibi görünse de biraz dikkat edince hiç mi hiç yabancılık çekmiyor, kendinizi 'evinizde' hissediyorsunuz.

Bu makale ile bağlı gazetenin redaktörü aracılığıyla yazara gönderdiğim aşağıdaki mektuba da cevap gelmedi:

KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAYAK

Sayın Deniz Güçer Erdem Bey,

‘Küncütlü köke Nuş olsun’ başlıklı yazınızı ilgi ile okudum. Azerbaycan’a ilk kez giden veya oradan dönen arkadaşlarının sohbetlerinden esinlenen kimi gazetecilerimizin benzer konularda yazdıkları yazılara zaman zaman gazetelerde rastladım ve maalesef hepsinin, Azerbaycan’da denildiği gibi ‘Kaş kayırırken göz çıkardıklarının’ (yani ‘kaş yaparken göz çıkardıklarının’) şahidi oldum. Demir Perde’nin kalktığından neredeyse on yıl geçmesine rağmen Bilgisizlik Perdesi’nden halen kurtulamadık.  Bence sorun, Sizin yazdığınız gibi ‘sadece 'Azeri Türkçesi'nde bazı kelimelerin farklı anlamlarda kullanılması’ değildir. Sorun Azerbaycan Türkçe’si, Türkiye Türkçe’si demeden Türkçe’mizi, onun zenginliklerini bilmememizdedir. Bir kelimenin çeşitli anlamlara sahip olması dilimizin zenginliğidir. Bu, tek bizim dilimize özgü bir hal de değil. Bu gün özendiğimiz İngilizce’de de farklı anlamlar taşıyan sayısız kelime var. Bazı İngilizce kelimeler İngiltere’de bir, Amerika’da tamamen ayrı anlamda kullanılmaktadır. Türkçe’de olduğu ibi. Azerbaycan ve Türkiye Türkçelerini karşılaştıran bazı gazetecilerin verdikleri yanlış örneği hatırlatmak istiyorum: ‘bardak’ kelimesini. Gazetecilerimizin çoğu halen bu kelimenin Azerbaycan Türkçe’sinde  kötü anlam taşıdığını (mesela ‘orospu’ filan) düşünmekte ve yazmaktadırlar. Halbuki bu kelime Azerbaycan’da bir anlamda kullanılmaktadır: Su  veya başka sıvılar dökmek için yahut içinde  ‘piti’ pişirmek için kilden vs. yapılmış kulplu veya kulpsuz darboğaz kap. (Bkz: Azerbaycan Dilinin İzahli Lüğeti (ADİL), 1966, Bakü, I. Cilt, s. 195).  Bu kelimenin Türkiye Türkçe’sindeki anlamlarından biri Azerbaycan’dakinin aynıdır: Toprak testi (Bkz: Türkçe Sözlük, TDK, 1988, Ankara, 1. Cilt, s.142). Ve Azerbaycan’da Türkiyeli birisi bir bardak su isterse, kimse bazı gazetecilerimizin iddia ettikleri gibi şaşırıp kalmaz ve toprak testi de aramaz, ona Sizin bildiğiniz bardakta su verirler. Çünkü ‘bardak’ kelimesinin Türkiye’de ne anlamda kullanıldığını bilmeyecek kadar cahil değildirler. Gelelim sizin verdiğiniz örneklere:

1.Buradaki 'küncütlü köke' ise bildiğimiz kızartılmış patates.....

‘Küncütlü köke’nin kızartılmış patatesle hiç alakası yoktur. ‘Küncüt’ farsça kökenli kelime olup (kuncud) ‘susam’ demektir. Türkiye’de de halk ağzında aynı anlamda ‘küncü’ olarak kullanılmaktadır (Bkz: Türkçe Sözlük, TDK, 1988, Ankara,  2. Cilt, s.948). Azerbaycan’da hamburger ekmeği boyda küçük ekmeğe ‘köke’ denilir. Gördüğünüz gibi ‘küncütlü köke’ bildiğimiz susamlı hamburger ekmeği... Patatese ise Azerbaycan’da ‘kartof’ deniliyor, tıpkı Kars’daki gibi. Erzurum’da patatese ‘kartol’ denildiğini her halde biliyorsunuz. Bilmeyenler varsa öğretelim ki, yolları bir gün Erzurum’a düşerse 'antrenmanlı' gitsinler. Patatesi kartonla karıştırmasınlar.

2.Sizi birine okşadım!

Türkiye’de ‘Sizi birine benzedim!’ cümlesi ne kadar yanlış ise, Azerbaycan’da da ‘Sizi birine okşadım!’ cümlesi yanlıştır. Azerbaycan’da ‘Sizi birine okşatdım!’ diyorlar, yani ‘Sizi birine benzettim’. Türkçe Sözlüğe bakacak olursanız ‘okşamak’ kelimesinin dört anlamından birinin de ‘Benzemek, andırmak, hatırlatmak’ olduğunu görürsünüz (Bkz: Türkçe Sözlük, TDK, 1988, Ankara, 2. Cilt, s.1102).

3.'Kabak'ımız sensin!

Türkiye’de ‘Önümüz sensin!’ demek ne kadar ayıpsa, Azerbaycan da da ‘Kabak’ımız sensin!/Qabağımız sensen!’ demek o kadar ayıptır. Çünkü, ‘Kabak’/’qabaq’ Sizin yazdığınız gibi ‘Önde olan’ anlamı taşımaz. Bu kelimenin Azerbaycan Türkçesindeki anlamları: 1. Ön. 2. Bir çok türleri olan bir bitki (Cucurbita). 3. Evvel, ileri. 4. Karşı taraf. (Bkz: ADİL, 1966, Bakü, I. Cilt, s. 381; Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi, 1999, İstanbul, No 118, s.130).

4.Çullanmak: Bir kaç bir şeyi üst üste giymek

Bu kelime Azerbaycan’da şaka veya alay olsun diye Sizin yazdığınız     anlamda kullanılır. Üst üste çoklu elbise giymiş birisine ciddi olarak ‘çullanmısan’ demek hakaret olur. Çünkü bu kelimenin ‘dalına çul koyulmak (hayvanın)’ anlamı da var (ADİL, 1987, Bakü, IV. Cilt,                   s.454).

Aynı kelimenin Türkiye’nin farklı bölgelerinde farklı anlamlarda kullanıldığına ait bir örnekle yazıma son vermek istiyorum: İNCİR.  Ege bölgemizde pazarda incir satan bayana sakın, ‘İncirinizden tatmak istiyorum!’, demeyin. Çünkü o bölgede incire ‘yemiş’ derler ve incir dedikte başka şey (!) anlarlar.

Azerbaycan’a ve Ege’ye gideceklere tavsiyem: Canlı ve yaşayan Türkçe’mizi iyi öğrenin!

Sevindirici haldır ki, Türkiye-Azerbaycan münasebetleri inkişaf ettikçe, televizyon kanallarımız karşılıklı izlendikçe, gediş-gelişler arttıkça bu dil çeşitliliğimizin her iki tarafta daha ciddi anlaşıldığının ve bu konuda yazılarda daha ilmi yaklaşıldığının şahidi olmağa başladık. Bu konuda Türkiyeli ziyalılardan Dr. Abdulhamit Avşar’ın, TRT Bakı temsilcisi olarak çalışırken “525-ci qezet”de gazeteci İlhame Kasımlının sunumu ile yayınladığı yazısı  dikkatimi çekti. Artıq bu meselenin Türkiyede elmi olaraq araşdırılmağa başlanması da sevindiricidir.

Hem Türkiyeli, hem de Azerbaycanlı okuyuculara unvanladığım bu kitapta kelimelerin Azerbaycan’daki manalarını (Az) Türkiye Türkçesinde, Türkiye’deki anlamlarını (Tr) ise Azerbaycan Türkçesinde ifade ettim.

_________________

1Hacali Necefoglu. Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerinde Essesli ve Esköklü Kelimeler Sözlügü, Türk Dünyası Arastırmaları, s.118, Subat 1999.

2Yalçın Pekşen. Azerbaycan'a işiniz düşerse… Hürriyet, 29.01.1996.

3Deniz Güçer Erdem. Küncütlü Köke Nuş Olsun. Star, 15.07.2000

4Abdulhamit Avşar. İki Türkceye Xoş Meqamlar Üzerinde Bir Nezer.  525-ci qazet, 9 avqust 2005-ci il, N 150,  2006.

5Ebru Perilioğlu. Türkiye Türkçesi İle Azeri Türkçesindeki Ortak Kelimelerde Anlam Değişmeleri. Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ, 2006.

  

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER