Gazetekars

Azerbaycan'daki dini mezheplerin liderlerinden ortak bildiri

Azerbaycan'daki dini mezheplerin liderleri Karabağ'daki dini anıtlarımızın yok edilmesine ilişkin ortak bir bildiri yayınladılar.

25 Kasım 2020 Çarşamba 12:01

Azerbaycan'daki dini mezheplerin liderlerinden ortak bildiri

Azerbaycan'daki dini mezheplerin liderleri Karabağ'daki dini anıtlarımızın yok edilmesine ilişkin ortak bir bildiri yayınladılar.

Bildiridə Karabağ'daki 67 camiden 63'nün yıkıldığı, kalan 3 caminin ise ağır hasar gördüğü belirtildi

Azerbaycan'daki dini mezheplerin liderleri Karabağ'daki Ermeni barbarları tarafından dini anıtlarımızın yok edilmesine ve hasar görülmesine ilişkin ortak bir bildiri yayınladılar.

Azerbaycan Kafkas Müslümanları Dini İdaresinden alınan açıklamanın metnini sunuyoruz:

“Azerbaycan'daki Müslüman, Ortodoks, Alban-Udi ve Yahudi mezheplerinin liderleri olarak biz, inananların dilek ve iradesini ifade ediyor ve yabancı ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarına, uluslararası kuruluşların başkanlarına, dini liderlere ve dünya toplumuna sesleniyoruz.

Bu günlerde, toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için 30 yıllık mücadelenin ardından, Azerbaycan'ın üç renkli devlet bayrağının Karabağ topraklarında yeniden dalgalanması, çok uluslu ve çok dinli ülkemizde tarihsel adalet ve istikrarın zaferi anlamına geliyor. Azerbaycan devleti ve Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, barışçıl bir politika izliyor, uzun yıllardır Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ sorununun uluslararası hukuk ve uluslararası kuruluşların kararları temelinde barışçıl çözümünde tutarlılık gösteriyor.

Yıllar geçtikçe siyasi görüşmeler başarısız olmuş ve Ermeni silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan topraklarından koşulsuz geri çekilmesini talep eden BM kararları uygulanmadı. Ermenistan tarafından sonraki ve daha fazla askeri provokasyon yapılmasını engellemek zorunda kalan Azerbaycan halkı, toprak bütünlüğünü yeniden sağlamak için Vatan savaşına gitti ve bu savaş uluslararası hukuk ve adaletin zaferiyle sonuçlandı. Ülkemizin toprak bütünlüğü için şehit olanlar arasında Müslümanların yanı sıra Hıristiyanlar ve Yahudiler de var.

Ancak Uluslararası kamuoyu, Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı sadece etnik soykırım ve işgal için değil, ülkemizin kültürel ve manevi mirasına da yıllardır bir saldırı politikası izlediğini bilmelidir. Ermenistan'ın tek etnik kökene dayalı devlet politikası, yalnızca işgal altındaki topraklarda Ermeni izi yaratmaya hizmet etmiştir. Diğer uluslara ve dinlere karşı hoşgörüsüz bir toplum yaratan Ermenistan, çok ırklı ve çok dinli Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarında tarihsel olarak var olan eski Alban, Ortodoks, Müslüman dini ve kültürel mirası tamamen silmeye çalışmıştır.  Kültürel ve manevi mirasımızı ya tamamen yok etti ya da tarihi ve kökenleri tahrif etmiştir – Ermenileştirilmiş ve Gregoryenleştirilmiş.

Ermenistan'dan farklı olarak Azerbaycan'da, başkent Bakü'de ve çeşitli bölgelerde binlerce Ermeni asıllı vatandaş barış içinde yaşıyor ve Bakü'nün merkezindeki Ermeni kilisesi ve onun kütüphanesi devlet tarafından korunuyor. Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarında camiler, tapınaklar ve mezarlıklar, tarihi eserler, müzeler, kütüphaneler yok edilmiş ve yağmalanmış, Kafkas Alban Hıristiyan tapınakları ve Rus Ortodoks kiliseleri Gregoryenleştirilmiş, camiler ahıra dönüştürüldü ve İslam'da haram olan hayvanları barındırmak gibi benzeri görülmemiş aşağılama eylemlerine tabi tutuldu.

Karabağ'daki 67 camiden 63'ü yıkıldı, kalan üç cami ise ağır hasar gördü. Ermenistan, topraklarındaki tarihi Azerbaycan dini anıtlarını - Erivan "Şah Abbas", "Sardar", "Hacı Novruz Ali" ve diğer camileri tamamen yok etti, Mavi Camii'nin mimari özelliklerini değiştirerek yabancılaşmıştır. Sadece Müslüman camileri yıkmakla yetinmeyen Ermenistan, Şuşa'daki Ortodoks Kilisesi'ni, diğer bölgelerdeki Alban -Udi tapınaklarını gasp ederek gregoryenleştirilmiş ve Hocavend Ortodoks Kilisesi'ni tamamen yıktı. Saldırgan devletin bu tür vandalizm eylemlerinde bulunmasındaki temel amacı, "büyük bir Ermenistan" yaratma hayaliyle bin yıldır yaşadığımız topraklarda hem tarihi geçmişimizi hem de manevi hafızamızı yok etmekti.

Yıllardır agresif politikasını sürdüren Ermeni rejimi, uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukuk normlarını görmezden gelmiş, işgal altındaki topraklarda yanğınlar çıkarmakla çevre ile ilgili suçlar işlemiştir. Bugün Azerbaycan topraklarından çıkarken ermenilerin yaptıkları barbarlıklar, maddi ve manevi kaynakların yağmalanması, sanat eserlerinin çalınması, sivil evlerin yakılması gibi gerçek gerçekler dünya medyasında geniş yer buluyor. Ermenistan'ın çok etnikli ve çok dinli Azerbaycan halkının dini ve kültürel mirasını yok etmeyi ve tahrif etmeyi amaçlayan eylemleri, tüm insan kültürüne ve dünya mirasına yönelik bir saldırıdır.

Çok kültürlü geleneklere bağlı kalarak, Azerbaycan Hükümeti kültürel ve manevi değerlerin korunması politikasını bir öncelik olarak görüyor ve sadece ülke içinde değil, aynı zamanda Vatikan, Fransa, Bulgaristan ve Sırbistan da dahil olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde tarihi anıtların, camilerin ve kiliselerin restorasyonuna paha biçilmez bir katkı sağlıyor. Dünyanın çok kültürlülüğünün merkezlerinden biri olarak bilinen Azerbaycan, medeniyetler arası ve dinler arası diyaloğu teşvik eden bir dizi prestijli uluslararası etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Ermenistan şu anda Azerbaycan'a karşı dini konularda sahte propaganda yapıyor, Azerbaycan'ın işğalden kurtarılmış topraklardaki dini ve kültürel anıtları yok etmek için adımlar attığını iddia ediyor ve kendi provokasyonunu ülkemiz adına yazmaya çalışıyor. Bu kadar gerçeklerin karşısında, saldırgan Ermenistan'ın sürekli ikiyüzlü konuşmaları, yalan haberleri, yanlış bilgileri, hoşgörülü, çok kültürlü bir ülkede yaşayan tüm dini mezheplerin temsilcileri olan Azerbaycan vatandaşlarının haklı öfkesine neden oluyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı, çağırış ve görüşmelerinde, Azerbaycan'ın diğer bölgelerinde olduğu gibi, kurtarılmış topraklarda da tüm dini ve kültürel anıtların ve ibadethanelerin restore edileceğini, herkesin inancına saygı duyulacağını ve barış içinde bir arada yaşamanın sağlanacağını defalarca ifade etmiştir. Tarih boyunca Azerbaycan'da refah içinde yaşamış ve dini törenlerini özgürce yapan Ortodoks, Katolik, Dağ Yahudileri, Alban-Udi Hristiyan, Aşkenazi-Avrupalı Yahudiler ve diğer dini toplulukların liderleri olarak Azerbaycan'ın bu barışçıl politikasını destekliyor, tarihimizin ve kültürümüzün restorasyonu alanında yapılacak büyük yaratıcı çalışmaları kutsuyoruz.

Azerbaycan'daki dini mezheplerin liderleri olarak bizler, ülkemizde ve yaşadığımız bölgede barışın, hüzur, refahın ve birlikte yaşamanın kurulmasını desteklemek için yabancı ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarına, uluslararası kuruluşların başkanlarına, dini liderlere ve dünya toplumuna sesleniyoruz”.

Azerbaycan Kafkas Müslümanları Dini İdaresi Başkanı Şeyhülislam Allahşükür Paşazade

Bakü ve Azerbaycan Rus Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Alexander

Azerbaycan'da Dağ Yahudileri Topluluğu Başkanı Melih Yevdayev

Bakü Avrupa Yahudileri Cemaati Başkanı Aleksandr Şarovski

Bakü Aşkenaz Yahudileri Cemaati Başkanı ve Habad Temsilcisi Şneur Segal

Alban Udi Toplumu Dini topluluğu Başkanı Robert Mobili”

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER