Başaramadım, özür dilerim
Bir süre önce Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) genel başkanlığına adaylığını açıklayan DEP Eski Milletvekili Av. Mahmut Alınak, genel merkez barikatını aşamadığı için bu girişiminden vazgeçtiğini söyledi.
04 Eylül 2011 Pazar 09:02
Alınak, “Başaramadım, özür dilerim” başlığıyla yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
“BDP genel başkanlığına aday olacağımı daha önce açıklamıştım. Bu, siyasetteki son adaylığımdı.
Büyük hayallerim ve sonuç alacağına güvendiğim projelerim vardı. Devletin Kürdistan meselesini silahla çözme projesini sivil mücadelemizle boşa çıkartıp akan kanı durduracak, dağda ve ovada gençlerin ölümünün önüne geçecektik. Önümüzdeki birkaç gün içinde İmralı ve Kandil ile görüşerek PKK’nin eylemsizlik kararı almasını sağlayacak, sonra da hükümete gidip operasyonları durdurmasını ve Kürdistan meselesini çözmesini isteyecektik. Hükümetin kanlı çözümde ısrarlı olduğunu biliyoruz. Bunu Türk ve dünya kamuoyu bir defa daha görecekti. Hükümetin tutumunu belli etmesinden sonra sivil projelerimizi devreye sokup onu yönetmez hale getirecektik. O durumda ya istifa edecekti, ya da masaya oturmak zorunda kalacaktı.
BDP yeni mücadele tarzı ve projeleri ile sadece Kürtlere, sadece ezilen Türklere değil, tüm dünya ezilen halklarına kurtuluş yolunu gösteren bir parti olacaktı.
Halkı ve kurumları mücadele içinde örgütleyerek yeni bir insan, yeni bir hayat, yeni bir özgürlük anlayışı, yeni bir siyaset, ülke zenginliklerinin halka ait olduğu yeni bir ekonomi ve halka kul olan yeni bir devlet modeli inşa edecekti.
Bu yeni devlet modelinde dünya barışı selamlanacak, erinden generaline kadar tüm silahlı kuvvetler terhis edilecek, tüm savaş araç ve gereçleri çöpe atılacaktı. Yerel güvenlik ilçelerde ilçe meclislerinin, illerde de il meclislerinin denetimindeki güçler tarafından sağlanacaktı.
Parti içi demokrasi partinin ve mücadelenin varlık nedeni olarak kabul edilip, seçilenlerin atamayla değil herkese fırsat eşitliği tanınarak seçim yolu ile gelmeleri sağlanacaktı.
Belediye başkanları ve meclisleri halk tarafından görevden alınabilecek ve belediyeler yerel parlamento olarak çalışacaktı.
Dünyaya açılacaktık. Dünya ezilenlerini temsil eden parti ve kurumlarla çeşitli ilişkiler geliştirip dünya ailesinin bir parçası olacaktık. Kısacası sadece yereli şekillendiren değil dünya siyasetini de etkileyen bir parti olacaktık.
İşte bu siyaset anlayışı ile genel başkanlığa aday olmak istemiştim. Ama genel merkez barikatını aşamadım.
Ufukta yeni bir şey görünmüyor.
Devlet, hükümet ve siyaset kendi kendisini tekrar edecek. Ne yazık ki gençler ölecek, evlere yine ateş düşecek. Acı olan ise, kimse bu ateş deryasının daha ne kadar can alacağını bilmiyor. Tam bir çaresizlik hüküm sürüyor. Saygılarımla”