Beyribey Hayvancılık Bütçesini Konuştu
AK Parti Kars Milletvekili Dr. Yusuf Selahattin Beyribey, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bütçesi üzerine konuşma yaptı ve konuyla ilgili fikirlerini paylaştı.
19 Şubat 2016 Cuma 12:34

Konuşmasına tarımla başlayan Beyribey, “Tarım, gelir ve istihdama katkısı, sanayiye ham madde sağlaması, ihracata doğrudan veya dolaylı katkıları nedeniyle ekonomik yönden çok önemlidir. Türkiye ekonomisi 2015 yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla yüzde 4 oranında büyürken büyüme tarım sektöründe yüzde 11,1 olmuştur. Bunu çok önemsiyorum. Geçen yıl tarım sektöründe 2,1 küçülme olmuştu. Tabii, buradaki büyüme de tarımsal ürün ve gıda fiyatları birçok sebeplerle de değişebilmektedir, bu yıl fiyatların artmasının da etkisi olabilir.” dedi.
Gıda fiyatlarının istikrarlı olmamasının en büyük sebepleri tarım sektörünün performansından ve mevsimsel etkilerden kaynaklandığını belirten Beyribey, “Bu da tarım ve gıda ürünleri için arz yönetiminin önemini ortaya koymaktadır. Türkiye’de fiyat, iklim koşullarındaki olumsuz değişmeler yanında dünya gelişmelerden de etkilenmekte, mevcut yapıda üretici, tedarikçi rolünü üstlenmekte, piyasa arz yönetimini düzenleyici kabiliyete sahip bulunmamaktadır. Gelişmiş ülkelere oranla Türkiye’de tarım sektörünün hem gayrisafi millî hasıladaki payı hem de istihdamdaki payı yüksektir. Buna karşın işletme ölçeğinin küçük ve verimlilik değerinin düşük olması, sermaye birikiminin yetersiz olması, üretici etkin şekilde örgütlenmemiş ve küçük aile işletmeciliği, pazarlama hâlâ en önemli sorunlar içerisindedir. İçinde bulunduğumuz bu günlerde de tarım ürünleri ve gıda fiyatlarındaki artış tartışma konusudur. Tüketici tarafından bakınca artan fiyatlar sorun iken, üretici tarafından bakınca fiyatlar hâlâ düşüktür. Çünkü üretici için pazarlama en büyük sorundur. Bu pazarlama sorunlarına çözüm üretecek şekilde üretim ve pazarlama kooperatiflerinin kurulmasına ihtiyaç vardır.” diye konuştu.
Ülkemizde kooperatifçiliğin uygulama bulduğu alanların başında tarım sektörünün geldiğini kaydeden Beyribey, “Tarım satış kooperatifleri, pancar ekici kooperatifleri gelmektedir. Ülkemizde ayrıca incir, pamuk, üzüm, fındık gibi türlerde de kooperatifler bulunurken canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin üretim ve pazarlanmasına yönelik kooperatifler bulunmamaktadır. Temsilcisi olduğum Kars’ta hayvan üreticileri canlı hayvanlarını kurban bayramlarında bile pazarlamakta büyük sorunlar yaşamaktadırlar. Bazıları hayvanlarını satabilmekte bazıları ise hayvanlarını satamadan orada ya tüccara yok pahasına satmakta ya da o günkü Hükûmetimizin kararıyla Et Balık Kurumlarına alınmaktadır. Tabii, bu hayvanların çoğunluğu bizim Anadolu’da ayak dediğimiz hayvanlar oluyor, yani seçilmiş, geriye kalmış kötü hayvanlar veya besisiz hayvanlar oluyor. Böyle olunca da Et Balık da bundan dolayı da zarar ediyor. Bunun yerine planlama yapılması gerektiği kanaatini taşıyorum. Nereye hangi hayvanlar gidecek, ne kadar gidecek planlama yapılmalıdır. ” şeklinde konuştu.
Beyribey şöyle konuştu:
“Kars 1915 yılında en fazla maalesef üzülerek söylüyorum göç veren illerden birisi oldu. Türkiye’de 2015 nüfus kayıtlarına dayalı olarak Kars yüzde eksi 28,57 düzeyinde bir küçülme oldu. Burada tabii ki gelişmenin etkisi var ama terörün etkisini de yok saymamak lazım. Bunun için ben diyorum ki herkes biz bir aileyiz, bu ülkemize sahip çıkmalıyız, sahip çıkmadığımız zaman o zaman işte o bölgedeki insanlarımız karınlarını da doyuramıyorlarsa veya güvenlik gerekçesiyle bölgelerini yavaş yavaş terk etmeye başlıyor. Kars’ta başta büyükbaş hayvancılık olmak üzere arıcılık olmak üzere doğal kaynaklara sahip stratejik bir öneme ilimiz. Yapılan ilave desteklerle hem göç önlenmiş olacak hem de genel olarak ülke ekonomisine daha fazla katkı sağlayacaktır. Gerek canlı hayvanların üretimi gerekse hayvansal ürünlerin pazarlanmasında üreticilerin menfaatlerini ortaklaşa koruyacak ve sistemli bir şekilde sürdürülebilecek işletmecilik yöntemi kooperatifçilik olduğu için üretim ve pazarlama kooperatiflerini önemsiyorum ve mutlaka canlı hayvan pazarlama kooperatifleri de kurulmalıdır diyorum. Canlı hayvan pazarlama kooperatifleri hayvan kayıt sisteminin işletilmesine yardımcı olurlar, damızlık hayvan üretiminde damızlıkçı sağlık yetiştirme birliklerinin faaliyetlerini çeşitlendirebilirler. Canlı hayvan üretim ve pazarlama kooperatifleri birer ticari işletme olduğundan başta yem olmak üzere birçok girdinin karşılanmasında görev alırlar ve sanayi tesisleri kurup işletebilirler. İşletmecilik olarak birçok faaliyetlerde bulunabilirler. Hayvan kesimleri düzene sokulmuş olur. Bu sayede canlı hayvan pazarlama kooperatiflerinin işletmesinde olan kesimhanelerde hem hayvan kesimleri kontrolü yapılmış olur hem de et ve et ürünlerini izleme sistemine katkı sağlanmış olur.”
Canlı hayvan ve hayvansal ürün üretim ve pazarlama kooperatiflerine pilot uygulama olarak Kars, Ardahan, Erzurum, Iğdır, Ağrı, Kırşehir ve Sivas’tan başlanabileceğine de değinen Beyribey, “Bu bölgede bu tip kooperatifler üreticilerin ortaklaşarak hareket etmeleri sağlayarak bölgede dayanışma ruhu hâkim kılınmış olacaktır. Tarımsal girdiler ortaklaşa karşılanacağından girdi maliyetleri azaltılmış olur. Tarımsal ürün pazarlanmasında karşılaşılan sorunlar ortak hareket etmekle aşılmış olurlar. Bölgenin ihtiyacı olan tarımsal ürünleri işleyen sanayi tesisleri kurulmuş olur. Hayvancılıkta modern kesimhaneler ve soğuk hava depoları kurulmuş olur. Canlı hayvan ticareti sistemli yürütülecek ve kontrol edilebilen yapıya ulaşacaktır.” ifadelerine yer verdi.
Beyribey, tarım ve gıda sektöründe talebi izleyecek, ürün arzını izleyebilecek ve yönetimini sağlayacak ayrıca piyasayı fiyat ve rekabet yönüyle izleyecek piyasa düzenleme kuruluna ihtiyaç olduğu kanaatinde olduğunu da belirterek, “Tarım ürünlerinde piyasayı izleyecek ve Hükûmet politikalarına veri oluşturacak bir kurumdan bahsediyorum. Kurumun yönetiminde çiftçi olacak, sanayici de olacak, tüketici de olacaktır. Üretici, sanayici, tüketici kamu yönetiminin gözetiminde bir araya getirildiğinde piyasa daha iyi izlenmiş ve daha etkili sonuçlar alınmış olacaktır. Sayın Bakanım, tarım ürünleri ve gıda piyasasının etkin yönetimi için Tarım Ürünleri Piyasa Düzenleme Kurumuna ihtiyaç olduğunu ifade etmek istiyorum. Sayın Bakanım, geçen dönemki bakanlık tecrübeleriyle de bunları bir araya getireceğini ve bunu becerebileceğini veya katkıda bulunacağına inanıyorum.” dedi.
Yabancı ot gübreleriyle ilgili de fikirlerini beyan eden Beyribey, “Yabancı ot gübrelerinin kullanımıyla ilgili belirleme getirmek lazım. Doğadaki birçok yapraklı bitkiler tarihten yok oluyor, altını çizerek söylüyorum, benim çocukluğumda bildiğim, tanıdığım birçok bitki yabancı ot gübresinden dolayı tamamen yok oldular. Bu konuda özellikle bu bitkilerin hiç olmazsa yapacaksak başka alanlarda yabancı ot gübresinden uzak alanlarda bunların neslini devam ettirmek de gerektiği kanaatini taşıyorum ve önemsiyorum, altını bunu da çizerek söylüyorum.” diye konuştu.
AK Parti Kars Milletvekili Ahmet Arslan ile tarım konuşuyla alakalı Kars’a yapılan yatırımları hassasiyetle takip etiklerini de kaydeden Beyribey şunları söyledi:
“Bütçeden Kars’ın daha çok pay alabilmesi için Bakanlarla ve ilgili makamlarla istişare halindeyiz. Ayrıca bu konuya girmişken hayvancılıkla ilgili bir tabloyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Şimdi, 2015 yılında destek ödemelerinden Kars ilimiz binde 69 pay aldı, çok düşük bir pay aldı, yüzde 0,69; yani binde 69 yapıyor. Bu çok düşük bir orandır. Oysaki Türkiye genelinde, şöyle haritayı elimize alınca sığır üretimiyle ilgili bakarsak, Türkiye’de 5 tane şehirden en çok büyükbaş hayvan üreten il, sığır üreten il Kars. Neye göre? Kişi başına düşen sığır sayısına göre. Ben hemen buradan okuyayım: Kars’ta kişi başına düşen sığır sayısı 1,8; Kars’a en yakın olan yer Erzurum, 0,85; sonra 0,45’le Balıkesir, daha sonra Konya ve İzmir gelmektedir. Aynı şey küçükbaş hayvancılığıyla ilgili de geçerli. Küçükbaş hayvancılığında da yine, Kars’ta kişi başına düşen küçükbaş hayvan sayısı 1,6’dır. Tabii, burada Ağrı’nın, Van’ın da hakkını yememek lazım. Onların 2,5 civarında kişi başına düşen küçükbaş hayvan sayısı var. Yine, balla ilgili de var. Balla ilgili de yine, ilimizde kişi başına 4,5 kilo bal üretiyor Karslı. Bunu niye ifade etmek istiyorum? Kars hayvancılık bölgesi, büyükbaş hayvanda 1’inci sırada, küçükbaş hayvanda 3’üncü sırada, Türkiye genelinde söylüyorum. Bir defa, AK PARTİ tarımla ilgili ciddi şeyler yaptı. Benim ilimle ilgili söylüyorum- “kültür hayvanı” dediğimiz hayvan sayısı yüzde 14’ten yüzde 56’ya çıktı. Sadece bu yeter. Yani kültür ırkı gelişti. Koyunculuk da ve büyükbaş hayvan sayısı da 2002’den bu yana kadar arttı, daha öncesine göre artarak devam ediyor ama artmasını ben yeterli bulmuyorum, ben diyorum ki: Hayvancılıkla ve tarımla, özellikle hayvancılıkla ilgili bir ilin buradan daha çok pay alması gerektiğini düşünüyorum.”