HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından Anayasanın 98’inci ve TBMM İçtüzüğünün 96’ ncı ve 99’ uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na (TBMM) soru önergesi sundu.

Çatışma ortamlarının en büyük mağduru hiç kuşkusuz çocuklardır. Çocuklar gelişim dönemleri sebebiyle ruhsal travmalara en açık konumdaki bireylerdir. Ülkemizde de çatışma bölgesindeki çocuklar oldukça yoğun bir şiddete tanıklık etmişlerdir. Çocukların bu tanıklıklarının olumsuz psikolojik etkisi üzerlerindeyken; hayatlarında önemli bir yer tutacak Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş (TEOG) adındaki ulusal bir sınava gireceklerdir. Eğitimin uzun bir süre aksaması sebebiyle bilgi olarak geri kalan öğrencilere herhangi bir rehabilitasyon çalışmalarının ve derse destek olacak takviyelerin yapılmamış olduğu bilgisi öğrencilerin gelecekleri için kaygı vericidir.

Çatışmaların olduğu merkezler, 2014 senesinde yapılan TEOG Sınavında zaten son sıralarda, ortalamanın altında başarı göstermiş ve eğitimde özel önlemlerin alınması gereken merkezlerdir. Bu durum sonucunda merkezlerimizin mağduriyetlerinin daha da derinleşmesi riski ile karşı karşıyayız.

Bölgeden gelen son mağduriyet de 12 gündür sokağa çıkma yasağı uygulanan Nusaybin’de TEOG Sınavının ertelenmiş olmasıdır. Alınan karar kamuoyunda, bölgede şiddet ortamının devam edeceği kanaati oluşturmuştur. Bu durumun yukarıda belirttiğimiz etkileri yanında tek sınav psikolojisi ile öğrencilerimizi baş başa bırakılacaktır. Zaten mevcut şartlarda adil bir ortamda sınava giremeyen öğrencilerimiz yeni bir mağduriyetle karşı karşıya kalmışlardır.

Bu bağlamda;

1.Geçen sene TEOG Sınavında ortalamanın altında başarı gösteren merkezler için bakanlığınız hangi ek çalışmaları gerçekleştirdi?

2.Çatışma ortamının etkisine maruz bırakılan öğrenciler için bakanlığınız rehabilitasyon çalışması gerçekleştirmiş midir?

3.8 Haziran – 24 Kasım tarihleri içerisinde sokağa çıkma yasağı ilan edilen yerlerden başka şehirlere nakil edilen öğrenci sayısı merkezlere göre ne kadardır?

4.Eğitime uzun süre ara verilen merkezlerde geri kalan eğitimi telafi edebilmek için bakanlığınız hangi önlemleri aldı?

5.Çatışma bölgesindeki milli eğitim müdürlüklerinden bakanlığınız durumla ilgili herhangi bir rapor aldı mı?

6.Mevcut sınavdan çatışma bölgelerindeki başarı beklentiniz nedir?

7.Nusaybin’de 12-13 Aralık’ta yapılacak sınava katılamayacak öğrenciler için telafi sınavı yapılacak mıdır?

BİLGEN, EĞİTİMİ SORDU

HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı tarafından Anayasanın 98’inci ve TBMM İçtüzüğünün 96’ ncı ve 99’ uncu maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na (TBMM) soru önergesi sundu.

Dünya’nın en saygın meslekleri arasında en üst sıralarda yer alan öğretmenlik bugün maalesef istenilen düzeyde saygı görmemektedir. Ülkemizde atanmış öğretmenler ve atanamayan öğretmenler büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar.

Atanmış öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik olarak yapılan çalışmalar yetersizdir. Öğretmenlerin yükselme, yöneticiliğe atanma ya da kariyer planlamasına yönelik yapılan düzenlemeler ya nesnel olmayan ölçütlere dayandırılmakta ya da belirlenmiş nesnel ölçütlere uyulmamaktadır. Kariyer planlaması olarak düşünülen Uzman Öğretmenlik ve Başöğretmenlik uygulaması iyi planlanamadığı için devamı getirilememiştir.

Bireyler, öncelikle fizyolojik ve biyolojik gereksinimlerini gidermek ister ki, bu durum maddi koşullar ile yakından ilişkilidir. Öğretmenlerin de çalıştıkları işten doyum sağlamaları ve daha verimli olabilmeleri için maddi açıdan belli bir gelir seviyesinin üstünde olmaları gerekir. Türkiye’ de öğretmenler, Cumhuriyet döneminin başından günümüze kadar ekonomik olarak istenen seviyeye ulaşamamışlardır.

Atanamayan öğretmenler için durum daha da büyük bir vahamet göstermektedir. Öğretmenlik gibi alanı dışında iş yapmanın çok zor olduğu bir meslekte atanamamak büyük bit sorun teşkil etmektedir. Hali hazırda atanamayan öğretmen sayısının 300 bin civarında olduğu söylenmektedir. Bu sayı bir ülke olan İzlanda nüfusuna tekabül etmektedir.

Atanamayan öğretmenlere atamaları yapılarak milli eğitimde daimi kadro verilmemesine rağmen ücretli öğretmenlik adı altında ucuz iş gücü olarak çalıştırılmaktadırlar. Bu durum atanamayan öğretmenleri rencide etmekte ve öğretmenler arasında sınıfsal ayrıma sebep olmaktadır. Ücretli öğretmenlik ucuz iş gücü olmasına rağmen birçok öğretmen hayat şartları sebebiyle bu görevi yapmak zorunda kalmaktadır. Bu konuda da siyasi hesapların ücretli öğretmen alımında etkili olduğu bilgisi halkımız tarafından bize iletilmektedir. Yine ücretli öğretmenlikte branş dışında öğretmenlerin görevlendirilmesi yaşanan aksaklıklara bir yenisini eklemektedir.

Biliyoruz ki gelecek nesillerimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimize yaptığımız yatırım geleceğimize yatırımdır.

Bu bağlamda;

1-Öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesi hususunda bir çalışmanız var mıdır?

2-Öğretmenlerin maddi durumlarının iyileştirilmesi konusunda yeni bir çalışmanız var mıdır?

3-Öğretmen emekli maaşlarında iyileştirme bakanlık gündeminde midir?

4-Okul müdürlerinin Milli Eğitimde yetkili sendikalara göre dağılım oranları nasıldır?

5-Fen Edebiyat Fakülteleri ve Açıköğretim Fakültesinden toplam kaç kişi formasyon almak için beklemektedir?

6-Milli Eğitimin branşlara göre kadro ihtiyacı ne kadardır?

7-Atanamayan öğretmen sayısı kaçtır?

8-30 saat derse giren kadrolu öğretmen ile ücretli öğretmen arasındaki net maaş farkı ne kadardır?

9-Ücretli öğretmen alımında kriterler nelerdir?

10-Kars’ın Digor ilçesindeki atanamayan öğretmenlerin, kendisi veya ailesi Halkların Demokratik Partisi çalışmalarında yer aldığı için ücretli öğretmen yapılmadığı bilgisi doğru mudur?

11-2003 – 2015 senesi arasında atanamadığı için intihar eden öğretmen sayısı kaçtır?