Borluklular yolsuz kaldı
Kars’ın merkeze bağlı Borluk köy yolunun arazi sahibi tarafından ortadan kaldırılmasıyla sıkıntı had safhaya ulaştı. Borluklular köylerine gidip gelebilmek için akla karayı seçiyorlar.
14 Ekim 2013 Pazartesi 10:26
Arazi sahibi Vural Yıldırımtürk’ün arazisinden izinsiz yol kullanıldığı gerekçesiyle başlattığı hukuk savaşını kazanmayla Borluk köylüleri ortada kaldı. Davayı kazanan Yıldırımtürk, arazinden geçen yolu birkaç ay önce kaldırttı. Yolun kaldırılmasıyla birlikte sorunlar her geçen gün daha da büyüdü. Eğitim-öğretimin de başlamasıyla birlikte yaklaşan kış mevsimi Borluk köyü sakinlerini tedirgin etmeye başladı.
Borluk Möyü Muhtar vekili Yücel Eroğlu da eski köy yolunun tekrar köye verileceği müjdesini verdi ve çalışmaların başladığını bununla birlikte borluk köyünün tekrar eski yoluna kavuşacağını söyledi. Eroğlu, “Bizim yol durumumuz Vural bey şikâyet etmişti. Tapulu yeriydi söktüler devlet eliyle. Şuanda da devlet eliyle yapılacak. Devlet bize söz vermiş. İl encümenleri toplanmışlar. Köyden parayı talep edecekler. Yol yapılacak. Bu hafta içerisinde bize söz verdi yapılacak. Aynı yol devam edecek. Ama ne zaman yapılacak? Devletin bize söylediğine göre şuanda yolun yapılacağıydı. Ama yapılmamış. Ama bugün, ama yarın yapılacak mı, yapılmayacak mı, para verilecek mi, verilmeyecek mi, onu biz bilemeyiz. Zaten nereden giderse gitsin yol adamın tapusudur. Sonuçta gölet var. Göletten o yanda bizim değil. Biz Dağpınar’a da gittik. Orada da parayla yol alacaktık. Onlardan birisi 10 lira isteyeceğine 20 lira istedi. Ona vereceğimize biz eski yolumuza para ödeyelim. Köylünün ağlayanı çok, ekmek veren yok. Köylünün şuanda durumu çok kötü. Suyu yok, köyün hiçbir sahibi yok. Eşeksırtıyla gelip gidiyoruz. Öğrenciler şimdi gelip gidiyorlar. Ama nasıl gelip gidiyorlar?”
Borluk köyü sakinleri haklı yere dedelerinin bile kullandığı yarım asırlık yolun kaldırılmasının kendilerine zor günler yaşattığını belirttiler. Hastalarının hastaneye gidemediklerini, öğrencilerinin de eğitim öğretim gördükleri okullarına gidemediklerini söylediler. Köye gelen sağlık ekiplerin de işi zor.
Murat Giciel, “Biliyorsunuz biz burada tandır ekmeği yapıyoruz. Unumuzu getiremiyoruz. Sırtımızla getiriyoruz. Ekin –biçin zamanı arpamızı götüremiyoruz. Arpacı gelip almıyor. Samanı götürüp satamıyoruz, otumuzu satamıyoruz. Peki, bu nasıl olacak? Kış mevsimi yaklaştı. Yağmurlar başlayacak. Çamur olacak. Allah korusun cenaze olsa hastaneden morgdan cenazemizi köye getiremeyeceğiz.”
Sedirya Köylü: “Bizim yolumuz yok. Hastamız oluyor, ölümüz olsa nasıl gideceğiz? Geçen gün hasta oldum. Ambülâns geldi yol yoktu diye geri döndü.”
Ana Burunlar, “Yolumuz yoktur, suyumuz yoktur. Şimdi malımız para etmiyor. Şimdi nereye gidelim? İdaremiz kalmamış. Köylerimizin yolları normal şartlarda da bozuk olduğundan böylesi bir köyünde yolunun kesilmesi, suyunun kesilmesi, yol hakkının elinden alınması kadar kötü bir şey olabileceğini düşünmüyorum. Biz bu köylü değiliz. Ama gidip geliyoruz sürekli bu köye. Sağlık hizmeti için bu köye götürüp- getirdiğim hocalarımın zaman yolda kaldığımız falan oluyor. Kış dolayısıyla zaten normal şartlarda da bu bölgede dağdan dolayı burası kapalı oluyor. Ama yolun bu halde olması ulaşıma kapalı olduğu anlamına geliyor. Kış aylarında hiçbir şekilde bu köye ulaşım sağlanamayacaktır. Çok ağır hastalar oluyor, doğum hastası oluyor. Bu sebeplerden dolayı insanların her türlü yolunun kısıtlanmış olması çok büyük bir sıkıntıdır. Hatta bu 4–5 aylık bir süreçtir. Bundan dolayı sağlık personeli geçiyor. Ve köylülerle zaman zaman çelişkiler yaşıyoruz.”