CHP'nin Süper Babaannesi
CHP'nin 'süper babaannesi'nin hikayesiyle partinin kökleri nereye uzanıyor bir bakın… Akşam Gazetesi’nden Gürhan Hacır yazıyor…
08 Ağustos 2010 / 23:31
CHP neden büyük kentlere sıkıştı? İstanbul Kadıköy'de veya Ankara Çankaya'da yaşayan emekli öğretmen, memurlarla, sosyo-ekonomik orta ve üst sınıf dışındaki seçmen neden CHP'ye yönelmiyor? Neden yoksulun ezilenin hemen yanı başında olması gereken bir parti nasıl olup da buraları sağa kaptırıyor? Yoksa CHP (Başbakan'ın dediği gibi) hep elitistlerin partisi miydi? Bürokrasi burjuvazisinin hakimiyetinde bir parti miydi? Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz hafta yaptığı Kars gezisinde sarmaş dolaş olduğu yaşlı kadını görünce aklıma geldi... Dağa taşa Karaoğlan yazan, binlerce çocuğun adını Ecevit koyan, CHP için can veren bu insanlar nereye gitti?
İsterseniz CHP'nin 'süper babaannesi' Şaşo Hala'nın hikayesini anlatayım. CHP'nin kökleri nereye uzanıyormuş bir bakın.
Asıl adı Şahzade. Herkes ona 'Şaşo' diyordu. Kars'ın Susuz İlçesi'nde 1927'de dünyaya geldi. Genç güzel ve bir o kadar da becerikli bir kızdı. Yine kendi köylerinden Aydın'la evlendi. Aydın Yarkadaş, aktif bir CHP'liydi. CHP Kars Ocağı'nda yöneticiydi. Peki Aydın neden CHP'li olmuştu? Çünkü Susuz'daki evleri Cilavuz Köy Enstitü'sünün hemen dibindeydi. Oradan yayılan aydınlanma, bütün ilçeyi etkilediği gibi Aydın'ı da sarmıştı.
Aydın Yarkadaş, Susuz'da esnaflık yapıyordu. CHP- DP ayrışmasında koca ilçede CHP çatısı altında kalan dört kişiden biriydi. Bütün parti çalışmalarına katılıyor, halkı örgütlüyordu. Bugünden bakınca tuhaf gelebilir ama kahvehanesinin bir köşesinde kütüphanesi bile vardı.
Aydın Yarkadaş, eşi Şaşo'yu da CHP'li yapmıştı. Karı-koca CHP'nin başarısı için uğraştılar. İsmet İnönü Kars'a geldiğinde önce onların evine uğruyordu. Birlikte nargile içip, yemek yiyorlardı. Bir çocukları dünyaya geldi. Adını Rasim koydular. Ama Aydın'la Şaşo'nun evliliği uzun sürmedi. Dört yıllık bir evliliğin ardından boşandılar. Ortak sevdaları CHP, ikisinde de bitmedi. Birkaç yıllık dul hayatının ardından Şaşo bu kez İmdat Şahin'le evlendi. İmdat Şahin'le evliliğinden ise dört çocuğu oldu. Tuncer, Gönül, Sevim, Seyhat.
Şaşo'nun ikinci eşi İmdat Şahin de tıpkı ilk eşi gibi CHP'liydi. Şaşo çocuklarını yetiştirirken aynı zamanda partide çalışma da yapıyordu. Rasim de geleneğine uydu ve CHP'li oldu. O yıllarda Ecevit rüzgarı başlamıştı. Kars Sağlık Müdürlüğü'nde çalışan Rasim, parti faaliyetlerine de devam etti. 1972'deki İnönü'nün devrildiği ünlü kurultayda Ecevit'ten yana tavır aldı. Ecevit'in Genel Başkan olarak ziyaret ettiği ilk yerlerden biri Kars Susuz oldu. Onu arabasıyla karşılayan ise Şaşo Hala'nın oğlu Rasim'den başkası değildi. Doğruca evlerine getirdi. Şaşo Hala, evlerine gelen bu kara kuru genç liderin boynuna sarıldı.
'Ay Karaoğlan, bizi bu dertlerden, sıkıntılardan kurtar...'
Ecevit'in Karaoğlan lakabı bir anda kulaktan kulağa yayılmaya başladı. Gazeteler Şaşo Hala'nın adını bilmeseler de ertesi gün, 'Kars'ta bir kadın Ecevit'e sarılarak Karaoğlan dedi' şeklinde olayı verdiler. Artık Bülent Bey'in adı Şaşo Hala'nın seslendiği gibi kalmıştı. Karaoğlan!
Şaşo Hala'nın büyük oğlu Rasim, 1972'deki Mayıs kurultayından bir ay sonra baba olma sevincini yaşadı. Bir erkek çocuğu dünyaya gelmişti. Oğlunun adını Bülent Ecevit koydu. Bundan tam 2 yıl sonra 1974'te dünyaya gelen ikinci oğluna ise Ecevit'in fatihi olduğu harekatın adını verdi. Barış.
RASİM'E PUSU KURDULAR
Rasim Yarkadaş'ın dürüst ve güvenilir kişiliğinin yanı sıra bir de keskin bir CHP taraftarı olması, Kars'ta giderek palazlanmaya başlayan sağın hoşuna gitmedi. İlçede ona diş bileyenler çoğaldı. Susuz Tarım Ürünleri Kooperatifi'nde yaşanan yolsuzluğun üzerine gitmesi bardağı taşıran damla oldu.
Aralık 1975'te Rasim bir gece yarısı Susuz'da saldırıya uğradı. Üç kişi onlarca yerinden bıçakladılar. Kanlar içinde kaldı. Soğukkanlılığını bozmadı tam
Haber çabuk yayıldı. Büyük bir cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye gelmek için yola çıkmaya hazırlananlardan biri de üvey kardeşi Tuncer Şahin'di.
Tuncer, Erzurum Eğitim Fakültesi'nde okuyordu. Okul sağcıların elindeydi. Onun CHP'li olduğu ise çoktan duyulmuştu. Hemşerisi ve yatakhane arkadaşı Rıza Zeyrek arkadaşını uyardı: 'Faşistler bize saldıracaklar.'
Tuncer arkadaşının söylediğini pek dikkate almadı. Uyudular. Gece yarısı yatakhanenin kapısı gürültüyle açıldı. İçeri dalan komandolar ellerindeki zincirlerle saldırıya geçti. Tuncer Şahin kafatasına aldığı darbelerle komaya girdi. 45 gün komada kaldı.
Başbakan Ecevit durumdan hemen haberdar edildi. Tuncer'i Şaşo Hala'yla beraber Ankara'ya çağırdı. Milletvekili Doğan Araslı bizzat ilgilendi. Tuncer'in tedavisi Ankara'da tamamlandı.
ULUS GAZETESİ GÜNLERİ
Hastane çıkışında doğruca Ecevit'e ziyarete gittiler. Ecevit durumdan endişeliydi. 'Şaşo Teyze, Rasim öldü, Tuncer'in can güvenliğini koruyamayız. Burada kalın size ev tutalım.' Şaşo Hala, 'Benim param yok pulum yok. O zaman bana iş bul çalışayım burada kalırım' cevabını verdi.
Ecevit Şaşo Hala'nın çalışmasına razı gelmiyordu. Ama bir yandan da kırmak istemiyordu. Bir ara çözüm buldular. Şaşo Hala, partinin yayın organı olan Ulus Gazetesi'nin matbaasında gazete paketleyecekti. Ulus Gazetesi'nin matbaasında çalıştı. Ama bir gün tanık olduğu bir olay ipleri kopardı. Rahşan Ecevit'in bir gün Bülent Ecevit'e sesini yükselterek konuşmasını işitti. Bu durumu içine sindirmedi ve gazeteyi terk etti. Bunu öğrenen Rahşan Hanım, Şaşo Hala'nın Ankara'daki evine gitti. Gönlünü almak için boynundaki kolyeyi ona hediye etti. Kısa bir süre sonra Şaşo Hala köyüne geri döndü. CHP için çalışmaya devam etti.
'TEZ GEÇSİN TAHTINA...'
Cilavuz Köy Enstitüsü'nü ziyarete gelen Dursun Akçam'ın yolu da Şaşo Hala'nın evine düştü. Şaşo Hala onun aracılığıyla Karaoğlan'a haber yolladı:
'De ki biz nece ki onun eteğinden tuttuk, başımıza bu felaketler geldi. Nece ki Karaoğlan'ın resmini göğsümüze taktık, kötü bellendik. İşimizi böldüler, aşımızı böldüler. Oğul uşağımızı düşman bellediler. Yoksul düştük dertlere düştük. Halk Partili mebuslar ahvalimizi sormadılar, semtimize uğramadılar. Bir oğlum pusuda öldürüldü, biri yarı canlı ecelden döndürüldü. Hal hatır sormadılar, bir geçmiş olsun demediler. De ki ben Karaoğlan'dan incinmemişem, oğul uşağım telef oldu sözümden dönmemişem. Davransın tahta çıksın. Hele o davransın biz gene dayanırık. Bir gözel keçsin atsın, kurdun koyunun karşısına biz gene dayanırık. Eğer tahta çıkmayacaksa bizi gümenni (ümitli) etmesin. Daha ne durar? Eskiden eşek olanlar, indi at oldu kişneyiller, kurt oldu uluyullar. Tez geçsin tahtına, baksın yoksulun bahtına...'
ECEVİT'İN CENAZESİNDE
Şaşo Hala, Ecevit'in ölümünde Rahşan Hanım'ın özel isteğiyle Kars'tan Ankara'ya geldi. Cenaze törenine katıldı. Susuz'dan getirdiği toprağı mezarına bıraktı. İsim annesi olarak liderinin önünde son kez saygı duruşunda bulundu.
Sadece İnönü ve Ecevit değil, bütün CHP liderlerinin ve önde gelenlerinin yolu bu CHP'nin süper Babaannesinin Susuz'daki evine düştü. Deniz Baykal, Gürsel Tekin, bana Karaoğlan'ımın yadigarısın dediği Zeki Sezer ve nihayet geçtiğimiz hafta Kemal Kılıçdaroğlu. Şaşo Hala bugün tam 84 yaşında. Kars'taki köyünde ineklerine bakıyor. Ve CHP'deki gelişmeleri günü gününe takip ediyor. Umudu yine günün birinde CHP'nin o aydınlık günlerine geri dönmesi. Karaoğlan sonra 'Yiğitoğlan' dediği Kılıçdaroğlu'nun bu düzeni değiştirmesi.
'Hayır' için çalışacak
Referandumda hayır için çalışmayı planlıyor. Hemşerisi Gürsel Tekin'in ziyaretinde 'Gürsel oğlum bana bir araba gönder dizlerim tutmuyor. Köy köy çalışıp 'Hayır' çıkartmamız lazım. Ben dolaşırım' diyor.
***
Artık Köy Enstitüleri yok. Onların yarattığı aydınlanma yerini tarikat yapılanmalarına bıraktı. Boşlukta kalan Türk köylüsü de kendini cemaatlerin, toprak ağası oy bezirganlarının elinde buluverdi. Bakalım Kılıçdaroğlu yakaladığı bu Ecevit rüzgarıyla, bu durumu tersine çevirebilecek mi?
Bakalım kentlerin kıyısına sıkışmış, Şaşo Hala gibi, eşitlik adalet ve refah özlemiyle yanıp tutuşan amcalara teyzelere ulaşabilecek mi?
Bakalım CHP yıllardır yapamadığını yapıp bu türbanlı, bu sakallı demeden herkesi bağrına basabilecek mi?
Bakalım CHP liderine ve altı oka sadakatle bağlı, inançlı, kararlı yeni 'Şaşo Hala'lar yaratabilecek mi?