Çıldır SİT Alanı İlan Edilmeli
Karagöz: ´Çıldır Gölü ivedilikle tarihsel ve doğal sit alanı ilan edilmeli´´
28 Temmuz 2017 Cuma 12:53

KARAGÖZ: “ÇILDIR GÖLÜ İVEDİLİKLE TARİHSEL VE DOĞAL SİT ALANI İLAN EDİLMELİ’”
Tacettin DURMUŞ / www.haberolcek.com
Kafkasya Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Merkezi Derneği, Çıldır Gölü’nün Orman ve Su işleri Bakanlığı’nca ulusal sulak alan statüsüne alınmış olmasına rağmen, hızla kirletildiğine ve yapılaşma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığına dikkat çekti.
Kafkasya Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Merkezi Başkanı Av. Erkan Karagöz, Çıldır Gölü’nün, ivedilikle tarihsel ve doğal sit alanı olarak ilan edilmesi için Kars Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne başvuruda bulundu.
Başkan Karagöz kurula yaptığı başvuru metninde, son zamanlarda gerek resmi kurum ve kuruluşlarca, gerekse özel kişilerce göl çevresinde yapılaşmanın hızlandırılmış olduğu belirtildiğini, göl çevresinin imara açılması taleplerinin dile getirilmeye başlandığını söyledi. Çıldır Gölü’nün Orman Bakanlığı kayıtlarına göre ulusal sulak alan olarak belirlendiğini de ifade eden Karagöz, gölün bu özelliğinin dışında, tarihsel ve yaban hayatı açısından da doğal öneminin son derece değerli olduğuna vurgu yaptı.
Kafkasya Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Merkezi Derneği Başkanı Erkan Karagöz, Çıldır Gölü’nün tarihsel ve doğal sit alanı ilan edilmesi için Kars Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne verdiği başvuru metninde, gölün tarihsel ve doğal yaşam hayatı açısından önemi ile çıldır gölü ve çevresini bekleyen tehlikeleri şu şekilde bildirdi:
ÇILDIR GÖLÜ’NÜN TARİHSEL ÖNEMİ:
1-Çıldır Gölü ve çevresi Urartu dönemi antik kent kalıntılarının yoğun olarak bulunduğu bir bölgedir. Buna göre Çıldır Gölü çevresinde yer alan, bilinen antik Urartu kent kalıntıları, Kalaça, Akçakale, Senger Kale, Albız ve Kunduzhev’dir. Bunların dışında, Çıldır Gölü’nün batısındaki ilk köy olan Taşköprü Köyünde Urartu Kralına ait bir yazıt bulunmaktadır.
2- Ayrıca Doğu Anadolu bölgesinin Türk egemenliğine girişi sayılan, İran ile Osmanlı Devleti arasında yaşanan ünlü Çıldır Savaşı, Ardahan Sancak Beyi Abdurrahman’ın Akçakale’yi İranlardan almasını müteakiben, İranlı komutan Tokmak Han’la, Lala Mustafa Paşa komutasındaki orduların 9 Ağustos 1578 de Çıldır Gölü’nün kuzeyindeki alanlarda giriştiği önemli bir savaştır. Bu nedenledir ki, Akçakale başta olmak üzere, Çıldır Gölü’nün hemen kuzeyindeki bölge ayrı bir tarihsel öneme sahiptir.
3- Yine batı kıyısında yer alan Gülyüzü köyünde, Gülyüzü kilise kalıntısı ile Çıldır Gölü’nün doğu kıyısında bulunan Doğruyol-Cala köyünde Cala Gürcü kilisesi yer almaktadır.
DOĞAL YAŞAM HAYATI AÇISINDAN ÖNEMİ:
Doğal yaban yaşamının bir parçası olan Çıldır gölü çevresindeki yapılaşmaların hızlanması, özellikle yaz aylarında Akçakale’de kitlesel festivallerin yapılması nedeniyle, göçmen kuşların konaklama alanları tehlikeye girmeye başlamış, On yıl kadar önce burada konaklayan pelikanların artık konaklamadıkları görülmüştür.
Göldeki doğal yaşam, göle tatlı su kerevitinin atılması sonucu değişmeye başlamış, göl alabalığı ve sarıbalık denilen, bölgeye özgü sazan balığı hızla azalmaya başlamıştır.
Taşköprü Köyünün hemen alt yanında, Çıldır Gölü’nün güneybatısında yer alan ve balıkların üreme mevsiminde kullandıkları Taşköprü sazlıklarında da, üreme zamanlarında sazlıklar arasına giren balıkların kitlesel olarak avlanmasını önlemek için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Aynı tehlike göçmen kuşların yumurtladıkları Gülyüzü köyü deltası için de söz konusudur.
Bunun yanında Çıldır Gölü’nün önemli su kaynaklarından olan ve bu gölün havzası üzerinde olan Lavaş Gölünün de koruma kapsamına alınmasını ivedilikle talep ediyoruz.
ÇILDIR GÖLÜ VE ÇEVRESİNİ BEKLEYEN TEHLİKELER:
Doğu Anadolu’nun en büyük tatlı su gölü olan Çıldır gölü, şu anda bile, hızlı bir kirlenmeyle karşı karşıyadır. Köylerden akarak Çıldır Gölü’ne bağlanan ırmaklar aracılığıyla, köylerin bütün evsel atıkları göle ulaşmaktadır. Bu göldeki önemli kirlilik nedenlerinin başında gelmektedir. Göle akan ırmaklar üzerindeki köylerin atıklarını ırmaklara bağlamasının önüne geçilmeli, en azından göle akan ırmaklar üzerinde arıtma tesisleri kurulmalıdır.
Göl çevresinin İmara açık hale gelmesine izin verilmemelidir. Göl kenarında yapılaşmaların artmasının bir sonucu olarak kimyasal kirlenme süreci hızlanacaktır. Fosseptik yapılsa dahi, gölde özellikle deterjan atıklarının yol açacağı bir kirlenme ile karşı karşıya kalınacağı açıktır.
Göl kenarlarındaki yapılaşmaların durdurulması, özellikle göçmen kuşların yuvalarını kurdukları, kuluçkaya yattıkları Gülyüzü köyü deltasının yapılaşmaya karşı korunması zorunlu hale gelmiştir.
Bütün bu nedenlerledir ki, Sayın Kurulunuzun ivedilikle Çıldır Gölü ve çevresinin tarihsel –doğal sit alanı ilan edilmesi talebimizi ele almasını ve değerlendirmesini bekliyoruz.
Şafak KAYA