Dünya Barış Günü Açıklaması
KESK ve BDP’den 1 Eylül Dünya Barış Günü basın açıklaması…
02 Eylül 2010 / 07:55
Faikbey Caddesi üzerinde bulunan At Heykeli önündeki alana ilk önce KESK ve Eğitim Sen üyeleri geldi. Daha sonra alana gelen BDP üyeleri KESK üyelerinin alkışlarıyla karşılandılar.
1 Eylül Dünya Barış Günü nedeni ile hazırlanan yaklaşık 40 kişinin katıldığı basın açıklamalarını okunduğu sırada çevrede polisin aldığı yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekti.
Burada ilk önce basın açıklamasını KESK adına Eğitim Sen Kars İl Başkanı Ahmet Adıgüzel, ardından da BDP Kars İl Başkan Yardımcısı İdris Ağbaba okudu. Bu arada Ağbaba ile Emniyet müdür yardımcısı arasında küçük bir ağız münakaşası yaşandı. Ağbaba, polisin almış olduğu yoğun güvenlik önlemleri için ”Polisin bu alanda 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeni ile masum bir barış çağrısı yapmak için bir araya toplanan bu insanlar için aldığı güvenlik önlemleri BDP’nin 12 Eylül referandumu öncesi almış olduğu “Boykot” çalışmaları sırasında bize yönelik yapılan provakatif eylemlerden birisidir. Poliste bundan rahatsız oluyor ama ne yapalım.” dedi. Bunun üzerinde Ağbaba’yı uyaran emniyet müdür yardımcısı ise “herkes görevini yapıyor” dedi.
Okunan basın açıklamalarında KESK adında ilk alarak basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Eğitim Sen Kars Şube başkanı Ahmet Adıgüzel, PKK’nın 20 Eylül’e kadar almış olduğu eylemsizlik kararının önemli bir fırsat olarak gördüklerini yaparak barış için çağrıda bulunduğu konuşmasında şu ifadelere yer verdi. “Bugün 1 Eylül Dünya Barış Günü. İkinci Dünya Savaşının bitimiyle başlatılan barış günü geleneğinin 65. Yılını idrak ediyoruz. Ancak ne var ki insanlığın geride bıraktığımız bu 65 yıl boyunca barış yönünde önemli bir gelişme gösterdiğini söylemekten hâlâ çok uzağız. Bu 65 yılın muhasebesi bizlere insanlığın karanlık yönlerini ve bu yönün en zalim yüzü savaş gerçeğinden kurtulamadığımızı gösteriyor. 21. Yüzyıl’da insanlık bir yandan barış mücadelesini sürdürürken bir yandan 1 milyar insan açlıkla savaşıyor. 6 milyar nüfusa rağmen sadece 1 milyar insan insanca koşullarda yaşıyor. Küresel kapitalizm bu sorunların üstesinden gelmek bir yana, kendi bekasını sürdürmek için bir kez daha savaşa tutunuyor. Çünkü küresel şirketler için savaş karlı bir sermaye birikim aracı. Silahlanmaya yılda bir kaç Trilyon doların üzerinde para harcanıyor. ABD önderliğinde emperyalist ülkeler dev savaş bütçeleriyle silahlanmayı sürdürüyor. İşte Kürt Sorunu’nu savaşla “çözme” hırsının canından ettiği kırk binin üzerinde insanımızın hatırası ortada durmaktadır. Bu savaşta yaralanmış, sakat kalmış, psikolojik travmalara mahkûm edilmiş on binlerimiz bizlere savaşın insanlık dışı yüzünü gösteren canlı ibret belgeleri olarak aramızda yaşıyorlar. Çocuklarını yitirmiş ana-babalar, kardeşler, eşler ve yetimlerle bu sayı neredeyse milyona yaklaşıyor. Hiçbir mezarlığımız yok ki savaşta yitirdiğimiz bir bedenimiz yatmasın. Bugün buradan dünyanın barış içinde yaşamak isteyen sıradan insanları olarak haykırıyoruz. Savaşı durdurun, savaşı durdurun, savaşı durdurun. Barış adına her fırsatı, her zemini değerli buluyoruz. Bu nedenle mevcut “eylemsizlik kararını” önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Operasyonların ve tutuklamaların durdurulması, diyalog yönünde bir adım atılması için bir kez daha bir eşikteyiz. Şimdi zaman cesur davranma zamanı. Geride bıraktığımız onlarca yıl savaşın, ötekileştirmenin, inkâr ve imha politikalarının bir işe yaramadığını kanıtladı, şimdi artık çözüm için hiç denenmeyeni barış’ı deneme zamanıdır.” diye konuştu.
Barış ve Demokrasi Kars İl Başkan yardımcısı İdris Ağbaba ise, “PKK’nın 20 Eylül’e kadar ilan ettiği ateşkesin kalıcı hale dönüştürülmesi için Devletten operasyonları durdurulmasını, adalete ve eşitliğe dayalı toplumsal kalıcı bir barışın sağlanması yönünde adımlar atılmasını isteyerek şunları söyledi.
“İkinci Dünya Savaşı diye bilinen İkinci Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı, 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya'yı işgaliyle başladı. Ardında elliikimilyon ölü, milyonlarca yaralı, sakat ve moloz yığını haline gelmiş kentler ile acı ve gözyaşı bıraktı. Mayıs 1945’de son buldu. İnsanlık tarihinin bu en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşının başladığı gün, yani 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak kabul edildi. Dünya savaşlarının altı yıl sürmesine rağmen ülkemiz 30 yıldır kimilerinin tabirine göre “düşük yoğunluklu “ bize göre de kirli savaşın içindedir. Ülkemizdeki çatışma ortamı ile ilgili kaygılarımız her geçen gün artmaktadır. Sorunların barışçıl yöntemlerle ve adaletli bir şekilde çözümü yerine; sadece imha ve yok etmeye dayalı politikaların bu ülkeye yarar getirmediğini ve kalıcı adil bir barış ortamını sağlamadığını görmenin zamanı gelmiştir. İnsan yaşamını sadece sayılara indirgeyen ve bu ülkeye felaket ve acı getirmekten başka hiçbir şeye yaramayan baskı ve şiddet politikalarından vazgeçilmelidir. 40 bin insanımızın yaşamını yitirmesine yol açan 25 yıllık çatışma döneminin yarattığı tahribatlardan ders çıkarılması gerekir. İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü’ne dayalı demokratik bir ülkenin yaratılabilmesi için saldırı ve şiddete son verilmelidir. Barış ve demokrasi partisi olarak ülkemizde yaşanan bu kardeş kavgasına ve akan kana karşı olduğumuzu bir kez daha yineliyoruz. 1 Eylül Türkiye’de yeni bir barış sürecinin başlangıcı olmalıdır. Umut ediyoruz ki bu süreç halkımız hiçbir aşamasına dahil edilmediği referanduma kurban edilmez. Buradan sayın başbakan başta olmak üzere diğer siyasi parti liderlerine 1 eylül dünya barış gününe yaraşır bir üslupla birbirlerine hitap etmeleri argo yada tahrik edici tarzlarını bırakmaları ve ülkemizde kalıcı barışın sağlanması için birlikte bir çaba içinde olmaları çağrısında bulunuyoruz. PKK’nin 20 Eylül’e kadar ilan ettiği ateşkesin kalıcı hale dönüştürülmesi için Devletten operasyonların durdurulmasını ve adalete ve eşitliğe dayalı toplumsal kalıcı bir barışın sağlanması yönünde adımlar atılmasını istiyoruz. Ülkedeki tüm farklı kimlik ve kültürlere saygı temelinde, göstermelik olmayan düzenlemeler yapılmalı, Bürokrasi yeniden yapılandırılmalıdır. Tüm siyasi hükümlü ve tutuklular ile ülke dışındaki siyasi gruplar için koşulsuz bir genel af çıkarılmalıdır Kürtler ve Türklerin ekmek ve sudan fazla barışa ihtiyaç duyduğu Dünya Barış Gününde, başta devlete savaşa büyük paralar harcamak, Türk ve Kürt halklarına ağır bedeller ödettirmek yerine demokratik çözüm olanakları yaratarak, siyasi ve askeri operasyonları durdurması, 19 nisanda başlayan operasyonlarda tutuklanan ve sayısı 2000 yaklaşan Kürt siyasetçisi belediye başkanı ile Barış ve Demokratik Çözüm Grubu üyelerini serbest bırakması çağrısını yapıyoruz.”
Daha sonra güvenlik güçlerinin geniş önlemlerinin alındığı basın açıklaması olaysız bir şekilde son buldu