Eğitim Bir Sen İl Divanı Toplandı
Kars Eğitim Bir Sen İl Divan Toplantısı Genel Sekreter Ahmet Özer’in katılımıyla yapıldı.
19 Kasım 2012 Pazartesi 08:34

Şube yönetim kurulu üyeleri ve ilçe temsilcilerinin katıldığı toplantıda bir konuşma yapan Eğitim Bir Sen Genel Sekreter Ahmet Özer, şunları söyledi:
“Kars Şubemizce tertiplenen İl Divan Toplantısında bir aradayız. Korsan Devlet İsrail’i, Gazze’yi Taciz ve Tahripten Dolayı Lanetliyoruz. İsrail Gazze’yi işgal politikasını suikastlarla sürdürmeye devam ediyor. İsrail’in kutsal saydıkları tahrif edilmiş metinlerinde geçen ‘Bulut Sütunu’ adıyla başlattığı saldırılar, İsrail’in üzerine karabulut olarak çökecektir. Yıllardır Ortadoğu’da huzur ve refahı, insanlığı bombalayan İsrail, yaptığı katliamın, küstahlığın cevabını bu kez almalı ve Gazze’yi taciz ve tahripten bir an önce vazgeçmelidir.
En temel hak olan, yaşama hakkını hiçe sayan, masum Filistin halkının can güvenliğini tehdit eden, uluslararası hukuku görmezden gelen katil devlet İsrail’in, Suriye’deki eli kanlı diktatörü ve bölgedeki terörü desteklemek dâhil, her taşın altından çıkması, kendi oksijenini tüketmesinden başka bir şey değildir. Filistin’in BM ’ye ‘üye olmayan gözlemci devlet’ statüsü başvurusunun görüşüleceği tarihin yani 29 Kasım’ın yaklaşması anlaşılan İsrail’i çileden çıkarmaktadır. İsrail ise bütün insanlığı çileden çıkarmaya devam etmektedir. İsrail’i lanetliyor, tüm sivil toplum kuruluşlarını, aktivistleri, uluslararası kuruluşları, BM’yi ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini bu küstahlığa sessiz kalmamaya, tepki vermeye davet ediyoruz.
ÖLÜM ORUÇLARI ÇÖZÜMÜ DEĞİL ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ DAYATMAKTADIR
Son günlerde gündemi meşgul eden açlık grevlerinin Türkiye’nin en büyük çözüm mercii olan TBMM’de bazı milletvekillerince de sürdürülmeye çalışılması acziyettir. Çözüm yeri olan mecliste çözüme katkı sunmayıp sorun oluşturan ve oluşturdukları sorunu kaşıyarak toplumu gerenler çözümü değil çözümsüzlüğü dayatmaktadırlar. İnsanları ölüme sürükleyen açlık grevleri bir an önce bitirilmelidir. Demokratik iklimin genişlemesinden rahatsız olan, insanları ölüme sürüklemekten çözüm devşireceğini uman, heykelleri bir bir yıkılan diktatörleri örnek alırcasına “heykel dikme” aşkı ile yanıp tutuşanların, çimento satan esnafa birkaç kuruşluk katkıdan başka hiç kimseye katkısı olmayacak, oluşturdukları gürültü kirliliğine ilaveten bir de çevre kirliliği oluşturacaklardır.
ÖĞRETMENLER İÇİN KUTLANACAK BİR ŞEY OLMADIĞI İÇİN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLAMAYACAĞIZ
24 Kasım Öğretmenler Günü yaklaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı 24 Kasım için yazışmalar yapmakta ve çeşitli faaliyetler planlamaktadır. Öğretmenler ise ekonomik ve mesleki itibar kaybına uğramış durumdadırlar. Öğretmenler yaşam kalitesine etki edecek mali iyileştirmeler beklerken, 666 Sayılı KHK ile “eşit işe eşit ücret” kapsamında farklı kurumlarda aynı unvanlarda çalışanların maaşlarında ek ödeme ile düzenleme yapılmış ve maaşları tavanda eşitlenmiştir. Öğretmen ve Öğretim Elemanları başka kurumlarda muadili olmadığı gerekçesiyle ek ödemede kapsam dışı bırakılmış ve maaş skalasında neredeyse en az ücret alan çalışan konumuna indirgenmiştir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Maliye Bakanı başta olmak üzere hükümet yetkilileri toplu sözleşme masasını işaret etmişlerdir. Toplu Sözleşme masasında ekonomik göstergeleri bahane gösteren ve “Yunanistan oluruz” söylemine sığınan hükümetle yapılan toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanmış ve kamuoyunun da yakından takip ettiği üzere sendikamız Türkiye genelinde bir günlük iş bırakarak durumu protesto etmişti. Öğretmenlerin durumunu anlaması gereken siyasi irade anlamak yerine yargılamayı tercih etmiş, Bakan dâhil siyasilerin öğretmenlerle ilgili söylemleri öğretmenlere yapılan haksızlığın boyutlarını daha da artırmıştır. Mutabakatsızlıkla sonuçlanan Toplu Sözleşme sonrası Genel Yetkili sendika olarak yaptığımız 23. Başkanlar Kurulu Toplantımızda “Öğretmenlik mesleğinin ekonomik ve mesleki itibarını hedef alan yaklaşımlar bertaraf edilmediği sürece 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri yapılmamalı ve hiç kimse kutlama mesajı yayınlamamalıdır” kararı almıştık. Aradan geçen zaman zarfında her hangi bir iyileştirme yapılmadığı için Eğitim-Bir-Sen olarak ortada kutlanacak bir şey olmadığını düşünüyor, 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlamayacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.
KARİYER BASAMAKLARI ASLA EK ÖDEME DEĞİLDİR
2012 Toplu Sözleşme Görüşmeleri’nde en önemli gündem olarak masaya getirdiğimiz; Kamu İşveren Heyeti tarafından mali gerekçelerle giderilmeyen “Ek Ödeme Mağduriyeti” yerine kariyer basamaklarının ikame edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Kariyer basamakları ile ek ödeme birbirine karıştırılmamalıdır. Kariyer basamakları 850 bin öğretmenden şartları tutanları kapsarken, ek ödeme tüm öğretmen ve öğretim elemanı ilgilendirmektedir. Tabiri caizse sapla saman birbirine karıştırılmakta, kapalı kapılar ardında, paydaşlardan uzak yapılan çalışmalar sürpriz olarak sunulmaya çalışılmaktadır. Bakanlık ne zaman kendi başına bir çalışma yürüttüyse, yaptığı çalışma eğitim çalışanlarının aleyhine olmuştur. Bakanlığı, mühendislik ürünü projelerden vazgeçmeye, eğitim çalışanlarına karşı şeffaf davranmaya çağırıyoruz. Eğitim çalışanlarının içine sindiremeyeceği düzenlemelere tepkimiz sert olacaktır.
MEMURUN İŞ GÜVENCESİNİ TARTIŞMAYA AÇTIRMAYIZ
Son günlerde esnek çalışma modeli, performans gibi söylemler içeren haberlerde artış gözlenmektedir. Memurun iş güvencesini tartışmaya açmaya çalışanların zemin yoklaması olarak adlandırılan bu tür girişimlerin gelmek istediği nokta, memurun iş güvencesinin tartışmaya açmaksa buna şiddetle tepki gösterir ve tartışmaya açtırmayız. Kamuda çalışan 4/B sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesini sağlamış bir sendika olarak, keyfiliklere kapı aralayacak, amirin iki dudağı arasında yaşamı dayatacak yaklaşımlara müsaade etmeyiz.