“Engelliler ve seçimler”
Kars Dolunay Derneği Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak’ın “Engelliler ve seçimler” başlıklı yazısı:
25 Nisan 2023 Salı 13:10
"Ülkemiz 14 Mayıs 2023 de Millet Vekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor.
Peki engelliler bu seçim döneminin neresindeler?
Seçimler engellilerin yaşamlarında neyi değiştirecek?
Öncelikle Türkiye’de engellilerin profiline, sayısal durumlarına, engel türlerine göre dağılımlarına bakmamız gerekir.
Türkiye’de engelli nüfusun tespitine yönelik kapsamlı, objektif bir çalışma yapılmamıştır. 2002 Yılında Devlet İstatistik Enstitüsünün (DİE) belirlediği orana göre engelliler nüfusumuzun % 12,29 ‘unu oluşturmaktadır. Uzun yıllardır bu verilerle göre engelli nüfus hesaplanmaktadır. Türkiye Nüfusu: 85.279.553 kişi olduğuna göre engelli birey sayısı 10.480.085 tir. Ancak 21 yıl öncesi bir istatistiki veriyle doğru sonuçlara ulaşmak mümkün değildir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, engelli sağlık raporu, sosyal yardım, eğitim vb. nedenlerle resmi başvuru yapan engellilerden yola çıkarak yapmış olduğu engelli birey tespitleri şu şekildedir. (3 yaş altı engelliler bu sayılara dahil değildir.) Türkiye nüfusunun % 6,9’unu engelli bireyler oluşturuyor. Engelli kişilerin 2023 Ocak ayı itibariyle sayıları 5.842.289’dur. Engellilerin % 40,9 Süreğen hastalığı olanlar, % 24,7 Zihinsel, Ruhsal ve Duyusal Engelliler, % 13,8 Ortopedik Engelliler, % 9,7 Görme engelliler, % 9,5 İşitme ve Konuşma engelliler, ve % 1,4 Diğer engellilerdir.
Bu tablo ışığında engellilerin siyasete katılımıyla ilgili en büyük handikap engelli nüfusun nerdeyse dörtte birini oluşturan zihinsel engellilerin oy kullanma haklarının verilmemesidir. Bundan dolayı nerdeyse bir buçuk milyon kişinin oy hakkının olmaması her yönüyle açık bir temel insan hakkı ihlalidir.
Bu konuda ne yazık ki Türkiye’deki çoğu engelli STK yöneticileri ve ‘engelli hak savunucuları’ da Türkiye Hükümeti gibi düşünmektedirler. Bu çevrelerin savundukları şey ‘Bunların akli melekelerinin yerinde olmaması nedeniyle nereye ve kime oy vereceklerini bilmemeleri, oylarının boşa gideceğidir.’ Hemen aklıma gelen şeyi söylemeliyim. Ortalama yurttaş olarak bizler ne kadar, ne zaman doğru oy kullandık, şimdiye kadar oylarımız ne kadar doluya gitti? Bu anlayış başta temel insan hakları, bireye saygı açısından sorunludur. Burada bizi üzen şey bizzat engellilerin ağırlıklı olarak bu yaklaşımda olmaları. Bu durum Stockholm sendromu diye ifade edilen ‘bireyin celladına aşık olması’ durumunu çağrıştırıyor.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesini ilk imzalayan Ülkelerden biri de Türkiye olmuştur. Bu sözleşmenin Üye Ülkelerde yaşama geçirilmesinin izlenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler bünyesinde Engelli Hakları Komitesi oluşturulmuştur. Komite bu kapsamda üye ülkelerden raporlar ve gölge raporlar talep etmekte ve geri bildirimlerde bulunmaktadır.
Türkiye Hükümeti 2018 yılında raporunu Komiteye sunmuştur. Buna ilaveten Türkiye’deki bazı engelli STK’ları da Komiteye gölge rapor sunmuşlardır. Bu gölge raporda Ülkemizdeki uygulamalar konusunda birçok eksikler tespit edilerek Komiteye sunulmuştur. Ancak ne yazık ki bu gölge raporda da zihinsel engellilerin oy kullanmalarının önündeki engellerden söz edilmemiştir.
BM Engelli Hakları Komitesinin bu konuyla ilgili Türkiye Hükümetine yaptığı ilgili geri bildirim şöyledir.
Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Komitesi
Türkiye’nin ilk raporuna ilişkin Sonuç Gözlemleri*
9 Nisan 2019 Orijinal: İngilizce Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca dillerinde mevcuttur
Siyasal ve toplumsal yaşama katılım (Mad. 29)
56. Komite altta belirtilen hususlarda endişe duymaktadır:
(a) Zihinsel ya da psiko-sosyal engelli bireylerin seçme ve seçilme hakkını kullanmasını engelleyen yasa hükümlerin kaldırılması, (..)
57. Komite, Taraf Devlete altta belirtilen tavsiyelerde bulunmaktadır:
(a) Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun değiştirilerek, zihinsel ya da psiko-sosyal engellilerin seçme ve seçilme haklarını yasaklayan hükümlerin kaldırılması, (..)
Her dönemde olduğu gibi bu seçim döneminde de engellilerin toplumun en altta, en örselenen, en fazla ayrımcılığa uğrayan kesimi olduğunu bir kez daha gördük. Bunun açık örneğini birkaç cümle ile belirtmek istiyorum.
AKP Hükümeti giderayak ‘seçim yatırımı olarak’ Emekli aylıklarını 3.500 Liradan 7.500 Liraya, Gazi maaşlarını 3.250 Liradan, 8.847 Liraya çıkardı. Bu uygulamalara karşı olduğumuz anlaşılmasın. Bunlar kuşkusuz olması gerekenlerdir ve yetersizdir. Ancak 1.738 Lira aylık alan engelli birey hiç hükümetin aklına gelmedi.
Yine son birkaç gün içinde Hükümet Kamuya 87.500 personel alacağını duyurdu. Bunların içinde ne yazık ki engelli istihdamı yoktur.
Siyasi Partiler her dönem engellilere, engelli bireyleri TBMM’ye taşıyarak, onların haklarını bizzat kendilerinin savunmalarını sağlayacaklarını tekrarlayıp durdular. Bununla ilgili tabir yerindeyse bir çuval laf ettiler. Ancak bırakalım iktidar partilerini muhalefet partileri de açık açık engellilerle dalga geçtiler. Onlarca engelli sivil toplum kuruluşu ve binlerce engelli bireyin önerileri doğrultusunda aday adayı olan engelli bireylere millet vekili listelerinde yer vermediler. Biz bu adaylarımızın listelerde yer alacaklarını bekliyorduk. Bu beklentimiz kendi hislerimizden değil bu partilerin yetkililerinin yaklaşım ve sözlerinden kaynaklanmaktaydı.
Ne yazık ki gördüğümüz kadarıyla hiçbir siyasi parti, aday listelerinde, seçilebilecek bir yerden hiçbir engelli bireye yer vermemiştir.
Bizler engelli bireyler ve aileleri olarak oylarımızı bize karşı yaklaşımlar çerçevesinde kılı kırk yararak kullanacağız. Bu tespitler kapsamında birkaç gün içinde engellilere objektif olarak nasıl, nereye oy kullanmaları gerektiği önerisinde bulunacağız."