Entelektüel Bir Kişilik: “Mehmet Akif”
Prof. Dr. Yavuz ÖZTÜRKLER'in kaleminden...
29 Aralık 2011 Perşembe 08:13
“Keşke zihninde kalaymış, ne kadar lâzımmış;
Beni dinler misin evlâd? Yine kim bilse çalış:
Çünkü bir tecrübe etsen senin aklın da yatar,
Bize insan hekiminden daha lâzım baytar”
Bu mısralar, İstiklal Marşımızın unutulmayan şairi Mehmet Akif Ersoy’a aittir.
Bu mısralarında çalışmanın, deneyin ve gözlemin önemine işaret eden Akif, bir yerde bilimin esas öğe olduğuna da vurgu yapmıştır.” Kim bilse çalış” diyerek bağnazlığı reddettiğini göstermiştir. Çağdaşlarının arasında çok yönlü kişiliği ile tanınmış ve batı ile doğu arasındaki gelişmişlik farkını her zaman yüzümüze vurmuştur. O hiçbir zaman batının bilimine ve aydınlığına karşı bir duruş sergilememiştir. “Tükürün asrın maskeli vicdanına tükürün” diyerek zamanın acımasız emperyalistlerine çatarken, öte yandan geri kalmışlık içindeki perişan doğuya kızarak “Tükürün cebhe-i lakaydına şarkın, tükürün” demekten de kendini alamamıştır. Yani çuvaldızı kendine de batırmıştır.
Fransızca, Farsça ve Arapçayı akıcı konuşan ve önemli çevirilere imza atan Mehmet Akif, çağının entelektüelleri arasında yer almıştır. Fakir bir ailenin ferdi olarak Halkalı Ziraat Mektebini bitirerek hayatını kazanmaya veteriner hekimlikle (o zamanki adıyla baytarlıkla) başlamıştır. Edebiyat ve düşünce yönüyle daha çok dikkatleri üzerinde toplamış, edebiyat ve düşünce dünyasında izi silinmeyecek bir yer edinmiştir. Kurtuluş savaşı yıllarında önemli konuşmalarıyla bulunduğu ortama coşku veren Mehmet Akif, kurtuluş savaşından sonra da birinci meclisin Burdur Milletvekili olarak vatanına hizmet vermeye devam etmiştir.
“Bela mı kaldı dünya evinde görmediğim!” diye dillendirdiği mısraında dünya’da çok ciddi acılar çektiğini ifade eden şair, çektiği acılara rağmen yaşadığı süre boyunca vatan, millet, bağımsızlık, kahramanlık, öze bağlılık, ahlak,dürüstlük ve çalışkanlık gibi değerlerden ödün vermemiştir.
Çok yönlü bir kişilik olan Akif, veteriner hekimlikten başka gazetecilik, muhabirlik ve uzun yıllar öğretmenlik yapmıştır. Kur’an tercümeleri de yapan olan Akif, uzun süre Mısır- Hilvan’da geçirdiği hayatının ardından ülkesine dönerek 27 Aralık 1936 yılında karaciğer sirozundan vefat etmiştir.
Büyük şairimiz ve meslektaş büyüğümüz Mehmet Akif’i ölümünün 75.yıl dönümünde rahmet ve saygıyla anıyorum.