Kars ve çevresinde 1919 yılında Ermeni çetecilerin yapmış olduğu katliamların canlı tanığı olan Hacı Yusuf Senger’in torunu Hamza Senger, ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olayları için 'soykırım' ifadesini kullanmasına tepki gösterdi.

Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi önünde gazetecilere açıklamalarda bulunan Hamza Senger, Amerikan mallarına da boykot çağrısı yaparak ; ABD Başkanı Joe Biden, bizim dedelerimizin neler yaşadığını bilseydi, acaba bu kararı alır mıydı ? dedi.

“Ermeni Soykırımı” ifadesinin büyük bir yalan olduğunu söyleyen Hamza Senger, Kars ve çevresinde Ermeni çeteciler büyük katliamlar gerçekleştirdiler. Masum Türk ahalisini, ahırlara doldurarak yakarak katlettiler. Hamile kadınların karnındaki çocukları canlı canlı süngülerle çıkardılar. Cinsiyetleri konusunda bahse tutuştular. Bölgede tam bir bahşet yaşattılar. Bir soykırım varsa o da Ermeniler tarafından masum ve savunmasız Türklere yapılan soykırımdır, diye konuştu. Büyük Dedesi Hamza Ağa ve oğlu Yusuf’un da Ermeni çeteleri ile bire bir mücadele ettiğini söyleyen Hamza Senger, o döneme ilişkin tarihin tozlu raflarında kalan belgeleri de açıkladı.

Büyük Dedesi Hamza Ağa ve oğlu Yusuf’un da Ermeni çeteleri ile bire bir mücadele ettiğini söyleyen Hamza Senger, o döneme ilişkin tarihin tozlu raflarında kalan belgeleri de açıkladı.

Anne dedesi Cafer Bey Çapan’ın Gümrü’de değirmenci olduğunu, Ermeni Taşnak baskısından ötürü çareyi kaçmakta bulduğunu, o dönem de Kars’a göç eden Müslüman Türk ahalinin “kaç ha kaçta geldik” demesinin de bu anlamdan çıktığını söyleyen Senger, Anne dedem Cafer Bey, Ermenilerin elinden son anda kurtuluyor, Gümrü’den, Akababa Dağları’nı aşarak ve Ahılkelek’ten sonra zor şartlarda Kars’a gelebiliyorlar. Karakışın ortasında at sırtında, soğuktan donan çocuklar yol kenarındaki ahırlarda, hayvanların nefesleri sayesinde hayata tutunuyor. Anneannem de at heybesindeki çocuklardan biri. Bu çok hazin bir hikaye, diye konuştu.

Hamza Senger : “büyük baba dedem Hamza Ağa ise bölgede bire bir Ermenilerle mücadele etmiştir. Ermeniler tarafından dedem hapsolmuş, malı mülkü medeni şekilde talan edilmiş, hatta hayvan sürüleri dahi sürgün edilmiştir. Dedemize ait araziler bugün Ermeni topraklarındadır. Fakat büyük dedem Hamza Ağa yılmamış, Rus ve Ermeni çetecilere karşı mücadele etmiştir. Bugünkü vatan topraklarımızdan Ermeni çetecilerin uzaklaştırılmasında başta Kazım Karabekir Paşa olmak üzere, dedelerimizin büyük emekleri, cesaret ve dik duruşları vardır, dedi.

Ermeni zulmünün bizzat canlı tanıkları olduğunu, babasından ve dedesinden Ermenilerin masum Türk ahalisine yapmış oldukları katliamları dinleyerek büyüdüklerini ifade eden Hamza Senger, bugün “Ermeni Soykırımı” yapıldı denildiği zaman tüylerim diken diken oluyor. Asıl soykırım, asıl zülüm Ermeniler tarafından bizlere yapıldı. Kars’ta gelin her bir karış toprağı eşeleyelim. Toprak altından ; parmaklarında ay yıldız yüzüklü, Osmanlı ve Kafkas motifli gümüş kemerli, insan cesetleri çıkar. Gelin Derecik ve Subatan Köylerine gidelim. Arpaçay Küçükçatma’ya gidelim, asıl katliam asıl zulüm nerede ve kimlere yapılmış ben size kanıtlayayım, dedi.

Hamza Senger, büyük dedesi Hamza Ağa ile ilgili şu bilgileri verdi : “1864 İbiş doğumlu Hamza Ağa, Rus işgali altında olan Kars Vilayeti’nin, Ağbaba Nahiyesi’nin Köhne (Eski) İbiş Kenti’nde doğmuştur. Köhne İbiş’in ağasıdır. Rus hakimiyetinde olan bölgede Hamza Ağa, Köhne İbiş’ten akrabaları ve yakınları ile Taze (Yeni) İbiş Kenti’ne (Ağbaba Mahali İbiş Kenti) ne göçmüştür. Taze İbiş Kenti’nin tam anlamıyla kurulması Hamza Ağa ile bağlıdır. Ağbaba’nın Taze İbiş Kenti’nin Ağası, tanınmış aksakalı, Ağbaba’da büyük hürmet sahibi Hamza Ağa, alicenaplığı, fakir insanlara olan yardımları ile halkın sevgisini kazanmıştır. Özellikle Nevruz ve Kurban Bayramlarında İbiş’te her bir evi ziyaret etmesi ve yardımlarını esirgememesi dolayısıyla, bölge halkı O’na “ El Atası” demiştir.

Yerli Müslüman ahalî, Taşnak Ermenileri’nin 1918 – 1921 yılarında bölgede gerçekleştirdikleri katliamların önünü almak için Hamza Ağa’yı “Ağbaba Millî Şûrası”nın reisi seçerler. Ağbaba Süvari Alayı’nın oluşturulmasında maddi anlamda büyük katkıları olmuştur. Aynı yıllarda Ermenilerin zulmünden yaralanan Türklerin bütün tedavi ve geçim masraflarını da üstlenmiştir. Gümrü, Erivan, Nahcıvan, Kars, Ardahan ve Çıldır gibi bölgelerden gelen kaçkınların da sığındığı Ağbaba Bölgesi, Hamza Ağa ve Ağbaba Süvari Alayı’nın koruması altındaydı. Ağbaba mahallîne defalarca saldıran Ermeniler, Süvari Alayı’nı asla geçememişlerdir. Taşnak Ermenileri, Kazım Karabekir Paşa ve aziz kahramanlar sayesinde Anadolu topraklarında mağlubiyete uğradı. 13 Ekim 1921’de Kars Antlaşması imzalandı. Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile Türkiye’nin doğu sınırı kesinleşti. Hamza Ağa ve oğlu Yusuf, Türk Devleti tarafından önemli görevlere getirilmiş, ömrünü Türk Milleti’ne adamış büyük kahramanlardır. Allah mekanlarını cennet eylesin.”