HDP’nin Kars Mitingi
Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada 7 Haziran seçimlerini değerlendirdi.
23 Mayıs 2015 Cumartesi 14:06
Cumhuriyet Meydanı’ndaki mitinge HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kamuran Yüksek, mülkiye Birtane, Leyla Zana, HDP Kars milletvekili adayları Ayhan Bilgen, Şafak Özanlı ve Önder Fidanboy ve çok sayıda partili katıldı.
Mitingde konuşan HDP Diyarbakır Milletvekili ve Ağrı Milletvekili Adayı Leyla Zana, miting alanındaki halkların renk cümbüşü oluşturduğunu söyledi. Zana daha sonra konuşmasını Kürtçe sürdürdü.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da alanı dolduran partilileri selamlayarak “Kardeşlik bahçesinde yaşayan halklarımızı saygıyla selamlıyorum.” dedi. Yüksekdağ, “Bölgeye çıkarma yaparak alanları doldurmaya çalışanlar, sizlerin karşısında çaresiz kalıyorlar. Cumhurbaşkanı da Başbakan da yani bizlerin yükselişini engellemek isteyenler bölge mitinglerinde boş meydanlara konuşuyorlar. Çok şükür her miting alanlarında bizler varız. Onlar paraları taşıya taşıya sıfırlayamadılar, ama bu halk onları meydanlarda sıfırladı. Hep birlikte ülkede zulmü ve adaletsizliği de sıfırlayacağız. İnşallah onların başkanlık hayallerini de diktatörlük hayallerini de hep birlikte sıfırlayacağız. Onların sıfırlandığı nokta bizlerin başladığı nokta olacak. HDP’yi baraj altında bırakmak isteyenler, şimdi de Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, MİT’iyle, ordusuyla, çamur medyasıyla birlikte yürütüyorlar. Yalanın, sahtekârlığın bin bir türlüsünü bilirdik de daha görmediklerimiz varmış. Bunlarda yalan, sahtekârlık, komplo bitmiyor. Sahtekarlığa ayırdıkları zamanın yarısını Türkiye’nin kalkınmasına harcasalardı, buralara bahar gelirdi. Bu enerjinin yarısını barışa ayırsalardı, her yerde barış olurdu. Ama onlar hiçbir şeyi bu ülkenin iyiliğine ayırmıyorlar. Düşündükleri tek şey Başkanlık sistemidir. 2 yıldan bu yana onların Türkiye siyasetindeki en büyük kozlarını ellerinden aldık. Savaştan, kaostan yararlanıyorlardı. Ama biz bu durumu onların ellerinden aldık. Bu kozu onların elinden aldık ya çıldırıyorlar. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, yeniden bir çatışma çıkması için ellerinden gelen her şeyi yapıyor. 7 Haziran’da sandıklarda barış iradesi çıktığında, bugün Suriye’de, Libya’da savaş çıkaranlar kazanamayacak. Türkiye’de kendi haklarına savaşı dayatanlar kazanamayacaktır. Savaş ve kaostan nemalananlar, demokratik sözlerle konuşmaya kalktıkları zaman 3-5 kelimeden fazlasını söyleyemiyorlar. Gerisi hep ayrımcılık ve kutuplaştırma dilidir” diye konuştu.
Yüksekdağ konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Daha dün Mersin ve Adana’da katliam amaçlayan bir saldırı düzenlendi. Hesap soruyoruz ‘Bu saldırı hakkında neden bana hesap soruyorsunuz’ aymazlığına giriyor. Sana hesap sormayacağız da kime soracağız. Bu durumun bir numaralı sorumlusu ve engellemesi gereken sensin Sayın Cumhurbaşkanı. Çıkın Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bu saldırıları engelleyecek sözler sarf edin, soruşturma açın, gözaltına alın. Ama bunların hiçbirisini yapmadılar. Ben burada konuşma yaparken sokaklardaki arkadaşlarımız kelle koltukta çalışma yürütüyor. Bu ülkede seçim güvenliği kesinlikle sağlanmadı, sağlanmıyor. Ama bizler sizinde dediğiniz gibi hep direne direne kazandık. Bugünde direne direne, birleşe birleşe kazanacağız. Bizlere bugüne kadar sayısız zulmü, hakareti ve şiddeti dayatanlar, bugün çıkmış utanmadan ‘HDP’nin barajı aşması Türkiye için tehdittir’ diyor. Bu ülke için en büyük tehdit sizsiniz. Kendilerinin bile inanmadığı kuyruklu yalanlarla halklarımızı kandırmaya çalışıyorlar. Bizleri tehditle oy topluyorlar diyenler, bugün çıkmış milyonlarca Türkiye yurttaşına karşı tehdit dili kullanıyorlar. Barajı aşarsanız ‘süreci bitiririz masayı deviririz’ diyorlar. Halkı tehdit ediyorlar. HDP barajı aşarsa sonunuz iyi olmaz tehdidinde bulunuyorlar. Ama bu ülkenin halkı bu tehditlere pabuç bırakmaz. Memleketin dört bir tarafını kendi mülkü gibi görenler, sizleri bu zamana kadar gördüler mi ey Kars halkı, kentin gençlerini, emekçilerini gördüler mi? Onların çıkarlarını savunduğu kadar değerlidir onlar için. Oy istemeye gelince gördüler, yatırıma hizmete gelince en büyük ayrımcılık politikasını burada yaptılar. Kentte sağlık devrimi yaptıklarını söylüyorlar ama bu devrim sizler için değil, özel hastaneleri için yapıldı. AKP sermayesini en çok bu özel hastaneler oluşturuyor. Bunların devrimi halkların karşı devrimidir. Bunlar devrim yaptık deyince bilin ki halka en büyük darbe vardır. Türkiye’yi bir adaletsizlik yurduna çevirdiler. Zengin daha zengin fakir daha fakir oldu. Tarım ve hayvancılığı bitme noktasına getirerek Kars’ı neredeyse insansızlaştırdılar. Karslı yurttaşlar ekmeği umudu gurbette çalışarak aramaya başladı. Bizler kuracağımız yeni yaşamla kadınlarında gençlerinde emekçilerinde hak ettiği gibi yaşayabileceği bir yaşamı inşa edeceğiz.”
Yüksekdağ konuşmasını şöyle tamamladı:
“Onların tek çabası ve gayesi 2015 genel seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ı Başkan yapmak ve AKP hükümetini de onun arkasına dizmektir. AKP’ye oy veren, vermeyi düşünen değerli halkımıza, yurttaşlarımıza da sesleniyorum; bugün AKP’ye verdiğimiz her oy emin olun diktatörlüğe verilmiş oy olacak. Sizler bir partiye oy verdiğinizi, vereceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. O sandıklarda demokratik bir biçimde seçme hakkınızı kullanıyor olabilirsiniz. Ama bu siyasi iktidar sizin iyi niyetinizi, demokratik katılım çabanızı bir diktatörlüğü tesis etmek için, kurmak için kullanacak, bunu çok iyi bilin. O sandıklardan diktatörlüğün çıkmasına izin vermeyeceğiz. Başkanlık ve tek adam rejimi kurulmasına izin vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanı çıkmış meydan meydan dolaşıyor. Ne diyor halka? Size daha iyi bir Türkiye vereceğim demiyor. Size daha iyi bir yaşam sunacağım demiyor. Halkının karşısına çıkıp bana 400 vekil verin diyor. Sen bu halka ne verdin de ne istiyorsun? 13 yıl boyunca bu memleketin en kritik sorunlarını çözdün mü de vekillik istiyorsun, vekalet siparişi veriyorsun. Türkiye’de barış sorununu çözdün mü? Akan kanı iyilik, barış ve kardeşlik siyasetiyle durdurmayı başarabildin mi? Bir çözüm süreci başlatıldı, evet büyük bir başarıdır. Ama o da senin başarın değil kusura bakma. Şu an İmralı Cezaevinde tehdit altında tuttuğun Öcalan’ın başarısıdır. Bugün Türkiye’de eğer bir seçim yapılabiliyorsa, 7 haziran’da eğer sandıklar kurulacaksa ve eğer bugün Türkiye’de çatışma gerilim ortamı bir nebze de olsun durdurulabildiyse emin olun ki bütün Türkiye çok iyi bilsin ve biliyor ki bizim barış ve çözüm konusunda gösterdiğimiz tutarlılık ve sorumluluk sayesinde olmuştur.”