Bunlardan birincisi Arpaçay Balbal’ı adını verdiği bu dikilitaş, Yeni Ardahan yolu ile eski Arpaçay yolunun birbirinden ayrıldığı yol ayrımının beşyüz metre kadar ilerisinde Arpaçay Okçuoğlu köyü yolu sapağında,  40°50'3.84"K eylem ve 43°19'26.65"E boylamda yer alan Anadolu’daki ve Kafkas’lardaki en eski dikilitaşlardan biri.

Bölgede sık rastlanmayan bir konglomera kayacından kaba olarak yontulmuş olan bu dikilitaş’ın toprak üzerindeki yüksekliği iki metreyi aşkın. Erkan Karagöz’ün açıklamasına göre bu balbalın yaklaşık bir- iki metresi de yer altında olmak üzere,  dört metreye yakın bir boyutu var. Oltu da bulunmuş bulunan balbaldan çok daha eski olan bu balbal’ın tarih öncesi dönemde ilk çağ insanlarının tapınma merkezlerinden biri olması söz konusu.

İlgililere verdiği dilekçesinde, bu balbalın kaderinin de Oltu’da bulunan balbal gibi olmamasını temenni eden Erkan Karagöz, Oltu’da bulunan balbalın ki bu balballa karşılaştırıldığında daha önceki yıllara tarihlenebilecek bu balbalın, Oltu yatılı bölge okulunun bahçe duvarının dibine atıldığını belirtmiştir.

Arpaçay Balbalı’nın en önemli özelliğinin, gerek iç ve orta Asya, gerek Kafkasya ve gerekse Anadolu’daki en eski dönem balbalı olduğunu öne süren yazar, Balbalın bu güne değin bölgede yüzey araştırmaları yapmış hiçbir tarihçi ve bilim adamının dikkatini çekmemiş olduğunu vurgulamıştır.

Anadoludaki ve Kafkaslardaki en eski dikilitaş olan bu balbalın bulunuşuyla Arpaçay önemli bir tarihsel -turistik konuma taşınmış olacak.

Bu tarihi yapıyla ilgili olarak gerekli önlemlerin alınması için 25 Mayıs 2011 tarihinde gerek Erzurum Bölge Koruma Kurulu’na, gerekse Kars Valiliği Turizm ve Bölge Müdürlüğüne başvurmuş bulunan yazar bu başvurusuna anıtın resimlerini de eklemiştir. Ancak bu güne değin ne Kurul’dan, ne de Valilikten bu konuda her hangi bir açıklamanın yapılmadığına, kendisine bilgi verilmediğine dikkati çeken Erkan Karagöz, bu balbalın bir an evvel koruma altına alınmasını, çevre düzenlemesi yapılmasını istemiştir.

Yıllardır yerini ve varlığını bildiği balbal hakkında Kars kültür envanterinde her hangi bir bilginin olmaması üzerine araştırmalarını genişleten yazar, bunu resmen ilgililere bildirdiğini,  bu tarihsel yapı ile ilgili olarak ilgililerin bu güne değin gösteremediği duyarlılığı göstermelerini; özellikle Arpaçay halkının bu önemli tarihsel mirasa sahip çıkmasını;   bir Ani kadar, bir Çıldır gölü kadar önemli olan bu yapıtın tanıtılması gerektiğini söyledikten sonra, ikinci önemli buluntunun Selim- Sarıkamış arasında yeni yapılmış yolun solunda yer aldığını,  bu yapının bir Urartu kalesi olduğunu, mevkii ve boyutlarını,   kaleye ilişkin resimleri aynı şekilde hem Kars Valiliğine, hem de Erzurum Koruma Kurulu Başkanlığı’na bildirdiğini, ama bu konuyla ilgili de bu güne değin bir yanıt alamadığını belirtmiştir.

URARTU KALESİ

40.23’05.54 eylem 42.42.45.63 boylam da yer alan ve Asboğa köyü yakınlarındaki bu kaledeki kazı izlerine ve tahribata da dikkati çeken yazar,  bu kalenin yöredeki önemli kalelerden biri olduğu kanısında olduğunu;  ilgililerden başka civar köylerde yaşayan herkesin bildiği bu kale üzerinde dört metreye yakın kazı çukurlarına rastladığını, kaleyle ilgili yüzey arama ve tanıtma ve koruma çalışmalarının da bir an önce başlatılması gerektiğini savunmuştur.