Son 8-10 yıldır yem başta olmak üzere maliyetlerde yaşanan artışlara rağmen hayvan fiyatlarının artmaması ile zarar eden ve bitme noktasına gelen hayvancılık sektöründe son bir yıldır ekonomik canlandı. Bu sürede artan hayvan fiyatları ile yüzü gülen ve cebi birazda olsa para gören Karslı köylüler, besiciler ve kasaplar AK Parti Hükümetine tepkililer. Üreticiler AK Partili Tarım Bakanının son bir aya kadar “Türkiye’ye ithal et girmeyecek” sözlerine karşılık, “Ne değişti de alel acele böyle bir karar alındı, merak ediyoruz?” diye de sordular.

Kars Kasaplar Oda Başkanı Servet Özyılmaz: 20 yıldır bu görevdeyim. 37 senedir de kasaplık işi ile uğraşıyorum. Hiçbir sene de etin kısa bir sürede bu kadar zamlandığını görmedim. Biz Kars’ta kıymayı 18 liradan, kuşbaşını 20 liradan satıyoruz. Kuzu eti 18, koyun eti 20 lira. Televizyonlardan izliyoruz İstanbul’da, Ankara’da et 30, 32, 40 liraya satılıyormuş. Oysa iki yıl önce saman, ot, yem bu senenin iki katıydı. Yanlış politikaların sonucu bu günlere geldik. Zaten küçükbaş hayvancılık öldü. Eskiden köylerde sürüyle küçükbaş beslenirdi. Şimdi kesecek küçükbaş bulamıyoruz. Yine süte destek yok. Süt fabrikası kapatılmış. Köylü mandıracıların insafına terk edilmiş. Süte destek verilmiş olsa köylü neden inek saklamasın. Kars’ta sütün kilosu 40, 45 kuruştan satılıyor. Köylünün hayvanı para ederse tarımda gelişir. Hayvanı para eden köylü daha çok hayvan beslemek için daha çok ekin ekecek. Dolayısı ile tarımda da bir gelişme, artış olacak.

Kars gibi bir yerde hiç kimse 3-4 kilodan aşağı et almazken şimdi dükkana gelen müşteriler 5 milyonluk et istiyor. Tarım Bakanı kesinlikle ithal et girmeyecek diyordu. İthal etin dedikodusu bile yetti. Bugün kaç gündür Kars borsasında yaprak kımıldamıyor. Ne alıcı alabiliyor ne de satıcı malını satabiliyor. Herkes tedirgin. Kasaplar Oda Başkanı olarak ben ithale karşıyım. Sorunları çözeceğini düşünmüyorum. Hükümetin çiftçiye destek olmasını, sütü devletin kendisinin almasını ve süte destek verilmesini istiyorum.

Besici Yüksel Ulakçı: Hayvancılıkla uğraşıyorum. İthal ete, ithal hayvana karşıyım. Biz zaten devletin belirlemiş olduğu 14-15 liradan hayvanımızı kestiriyorduk. Bu da çok büyük rakamlar değil zaten.

Tarım Bakanı’nın Konya’da besicilere söylediği sözleri ben televizyondan dinledim. Türkiye’ye kesinlikle ithal et girmeyecek sözüne güvendik gittik mal aldık. İthal söylentisi çıktıktan sonra benim aldığım mal resmen yarı yarıya düştü. Benim zararımı kim karşılayacak. Sormak istiyorum buradan. Başbakan ya da Tarım Bakanı karşılayacak mı benim gibi olanları. Şimdi marketlerde reyonlarda etin kilosunun 30-35 liradan satılmasının sorumlusu da biz değiliz. Aradaki para kimlerin cebine gidiyor. Devletin görevi hiçbir emeği olmayan bu aracıları bulmak. Onları ortadan kaldırmak. Devletin aracıların ütüne gitmesi lazım.  Başbakan çıkıp bir gecede ithal etin önünü açıyor. Bizleri perişan ediyor. İthal demek köylünün, besicinin çökmesi demek. Bırakın ithal etin getirilmesini söylentisi bile yetti. Bugün Kars piyasası tamamen durdu. Biz malımızı batıdan gelen tüccarlara satıyorduk. İthal söylentisi yüzünden ne alan var ne de satan. Et kombinemizi sattılar. Bizi tüccarın eline düşürdüler. 10-12 senedir zarar üstüne zarar ediyorduk zaten. Son bir senedir malımız biraz para etmeye başladı. O da Hükümetimiz sağ olsun ithal et girmeyecek sözlerine rağmen Müslüman AKP Hükümeti ihaleyi Hacılar Helal Et Firmasına verdi. Yandaşlarına para kazandıracak yine. Önceki kuş gribinde olduğu gibi herhalde. Acaba ne eti getirecekler. At etimi? İt etimi? Yoksa başka bir et mi diye de merak ediyorum. Bir de şu konuya değinmek istiyorum. AKP Hükümeti diyor ki; “biz hayvancılığa destek veriyoruz.” Bu nasıl destek anlamak mümkün değil. Öyle bir destek projesi ortaya koymuş ki 400-500 milyarlık proje. Bizim gibi küçük çiftçilerin yararlanmasına imkan yok. Teşvik tamamen holdinglere çıkarılmış. Tarım Müdürlüğüne gidip soruyorsun ahır proje desteğinden nasıl yararlanabilirim diye. Şartlarını duyunca adam afallayıp kalıyor resmen. Ahırın maliyeti 400-500 bin TL. Benim zaten o kadar param olsa ne işim var ahırda. Teşvikin adı var, kendisi yok.

Üretici Köylü Kurban Cüce:  Ben Selim Büyükdere Köyünde oturuyorum. Çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşıyorum. Çiftçilikten para kazanamıyoruz. Mazot pahalı, gübre pahalı. 8-10 senedir de ete zam gelmiyordu. Dolayısı ile hayvanımızda para etmiyordu. Sütümüz zaten kahvedeki bir bardak çaydan bile ucuz. Bir bu sene biraz malımız para etmeye başlamıştı ki ithal bizi yine perişan etti. Söylentisi bile yetti. Allah belalarını versinler bu ithali çıkartanların.