Gazetekars

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle KESK Kars Şubeler Platformu, Eğitim-Sen, BDP ve Serhat Kültür ve Sanat Derneği ortak basın açıklaması yaptı.

26 Kasım 2011 Cumartesi 10:10

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü

Yeni Kars Emniyet Müdürü Ercan Çakmak’ın da izlediği basın açıklaması sırasında Emniyet güçleri yoğun güvenlik önlemi aldı.

Faikbey Caddesi üzerinde bulunan At Heykeli önünde yapılan ortak basın açıklamasına Iğdır Bağımsız Milletvekili Pervin Buldan da katıldı. Basın açıklamasının ardından söz alan Buldan, dün gece TBMM’nde AK Parti, CHP, MHP ve BDP tarafından kadına yönelik her türlü şiddetin son bulması için yürürlüğe giren Avrupa yasa tasarısının önündeki her türlü engelin kaldırılarak hayata geçmesini istedi.

AK Parti tarafından çıkartılan sözde yasaları tanımadıklarını da belirten Buldan söyle konuştu.

“Bugün çok önemli bir gündür ve kadına yönelik şiddetle mücadele gündür. 25 Kasım Dünyanın her yerinde kadınlar baskıya, şiddete ve tecavüze uğruyorlar ama kadına yönelik şiddet ne yazık ki ülkemizde var. Türkiye’de gün geçmiyor ki ekranlarda intihar eden ya da yaşamına başkası tarafından son verilen kadınları görmeyelim. Kadınlar yaşadıkları sorunlardan kaynaklı ya da yaşadıkları coğrafyada eşlerinden, ailelerinden, çalıştıkları iş yerlerinden kaynaklı yaşamlarına son veriyorlar. Bizim ülkemiz en fazla kadın ölümlerini gören bir ülkedir. Tecavüz edilen, baskıya uğrayan, şiddete uğrayan biz kadınlar bundan sonra bize yönelik en ufak şiddeti bile kabul etmeyeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

“KADINLARA DAYATILAN ÜÇ ÇOCUK DOĞURMA ZİHNİYETİNİ BİR KEZ DAHA BURADAN ŞİDDETLE KINIYORUZ”

AKP hükümeti kadının sadece üç çocuk doğuran bir varlık olduğu, kadının evde oturan, kocasına hizmet eden, bulaşık yıkayan, çamaşır yıkayan bir zihniyete sahip olan AKP’ye karşı kadınlar bundan sonra daha çok mücadele, daha çok siyaset diyerek varlığımızı kabul ettirmek zorundayız.

“DÖRT PARTİ DÜN GECE MECLİSTE KADINA YÖNELİK HER TÜRLÜ ŞİDDETİN SON BULMASI İÇİN AVRUPA SÖZLEŞMESİNİ DÜN AKŞAM GENEL KURLUDA YASALLAŞTIRDI”

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, genel kurulda gece alel acele bir yasa çıkarttık. Her dört parti bu yasanın altına imzasını attı. AKP, CHP, MHP ve BDP kadına yönelik her türlü şiddetin son bulması için Avrupa sözleşmesini dün akşam genel kurluda yasallaştırdı. Ama önemli olan bu yasanın hayat bulması, bu yasanın pratikte işlemesidir.

“AKP’NİN ÇIKARDIĞI SÖZDE YASALARI TANIMIYORUZ”

Sözde yasalar istemiyoruz, AKP’nin çıkardığı sözde yasaları tanımıyoruz. Önemli olan bu yasaları hayata geçirmek ve pratikte uygulamaktır. Biz kadınlar olarak bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Şuanda cezaevlerinde bulunan 400 kadın siyasetçimiz bırakılmayana kadar, kadınlara yönelik her türlü şiddet önlenmeyene kadar, kadın intiharları, kadın tecavüzleri son bulmayana kadar kadınların sesi kesilmeyecek, meydanlardaki mücadelesi bitmeyecektir. AKP hükümetine bunu buradan duyurmak istiyoruz. Bundan sonra televizyon ekranlarında intihar eden kadınları, tecavüze uğrayan kadınları, şiddete maruz kalan kadınları görmek istemiyoruz. Bir an önce dün akşam yürürlüğe giren bu yasa tasarısını bu kanun önündeki her türlü engel kaldırılarak hayata geçmesini bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Tek ses olmalıyız, yanı başımızda şiddet gören kadınlara göz yummamalıyız. Dün akşam Doğubayazıt’ta intihar eden kadın için yarın orada olmalıyız. Kadınlarımızı yalnız bırakmamalıyız.”

Bileşenler adına hazırlanan ortak basın açıklaması ise Suzan Uzpak tarafından okundu.

Uzpak şunları söyledi: “Mirabel kardeşlerin Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo, diktatörlüğü tarafından tecavüz edilerek katledişlerinin üzerinden yarım asırdan fazla zaman geçti Yine de yeryüzünün her yerinde kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Bugün tüm dünyada kadınların yarısından fazlası şiddete maruz kalırken Türkiye’de her gün 5 kadın öldürülüyor. Fiziksel şiddetin yanı sıra cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet de kadınlar için ev iş yeri sokak hiçbir mekân ayırt etmeksizin hayatı çekilmez hale getirmeye devam ediyor.

“AKP HÜKÜMETİ SAMİMİYETTEN UZAK!”

AKP hükümeti bir yandan yasal düzenlemelerle kadının adını bakanlıktan çıkararak kadının adına bile tahammül edemediğini gösterirken diğer yandan kadına yönelik şiddetle ilgili yasal düzenlemeleri gündemde tutuyor. Bununla beraber N.Ç davasında olduğu gibi yargı kararları kadının aleyhine işlemeye devam ediyor. Kanunlar kadınları korumaya yetmiyor! Kadınlara” üç çocuk” doğurmayı öğütleyerek “kadının yeri evidir” gibi söylemlerle kadının kendi bedeni ve yaşam biçimiyle ilgili kadın iradesini hiçe sayan yaklaşımlar AKP hükümetinin samimiyetten ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.

“VAN DEPREMİ EN ÇOK KADINLARI VURDU!”

Yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği Van depreminde kadınlar daha yaralarını sarmadan dondurucu soğuğa yoksulluğu, açlığa ve sefalete karşı çocuklarını ve ailelerini hayatta tutmak için durmaksızın çalışıyorlar. Yemek yapma, temiz su bulma, çamaşır yıkama; hasta, yaşlı ve çocuk bakımı gibi işlerin tamamı kadınların sırtında. Doğal afet ekonomik şiddetle birlikte kadınlar için dayanılmaz bir hayatı beraberinde getirmiş durumda. Devletin bir an evvel Van’da kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor. Aksi taktirde Van’da kadın ve çocuk ölümleri depremden sonra Van’ı tekrar vurabilir.

EKONOMİK ŞİDDET

Kadın istihdamının son 20 yılda yüzde 10 daraldığı, her üç kadından birinin işsiz olduğu ülkemizde kadınlar herhangi bir sosyal ve ekonomik güvenceleri yoksun. Şiddete maruz kalan kadınlar böylesi bir güvenceleri olmadığı için yaşadıkları şiddet karşısında susmaya mecbur kalıyorlar. Hasta,yaşlı ve çocuk bakımı,yemek temizlik ..vb ev içi emek ise görünmezliğini sürdürüyor.Bu işler toplumsal cinsiyetçi iş bölümüne göre kadınların doğal görevleri olarak görülüyor. Öte yandan istihdam içinde yer alan kadınların önemli bir bölümü düşük ücretli işlerde, iş güvencesinden yoksun olarak çalışıyor. Esnek ve kuralsız, çalışma biçimleri hızla yaygınlaşırken kadınlar bir taraftan ev içinde diğer taraftan iş yerinde süren ikili vardiya altında sürekli eziliyor. Bugün kamusal alanda uygulanmak istenen neo-liberal politikalarla kamusal hizmetler paralı hale getirilmeye çalışılıyor. Bu durumun kadınların eğitim, sağlık gibi temel haklardan yoksun kalmasını da beraberinde getireceği gayet açık.

İŞ YERİNDE CİNSEL TACİZ

Eğitim ve bilim emekçilerinin yarısını kadınlar oluşturuyor. Eğitim emekçisi kadınlar iş yerinde en fazla mobing, cinsel taciz gibi sorunlar yaşıyor. Biz eğitim emekçisi kadınlar olarak; Avrupa Komisyonu’nun “İşyerinde Kadın ve Erkeklerin Onurunun Korunması Hakkında 27.11.1991 tarihli Tavsiye Kararı”nda: ‘İşyerinde cinsel nitelikli istenmeyen davranışın üstün veya astın yapmış olması, cinsel tacizin varlığı bakımından bir farklılık yaratmaz’ denilerek cinsel tacizin önlenmesi ve mağdurun korunmasında izlenmesi gereken ilke ve yöntemlerle, cinsel tacizin fiziksel veya sözlü ya da sözsüz şekilde gerçekleşebileceğine de dikkat çeken tavsiye kararına uyulmasını istiyoruz.

EĞİTİM SEN’Lİ KADINLAR OLARAK MÜCADELEDE KARARLIYIZ!

Bizler Eğitim Sen’li kadınlar olarak, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi için toplumun her kesiminden kadınlarla ortak mücadele etmeye; kreş doğum izinlerinin arttırılması, kadrolu ve güvenceli çalışma için örgütlenmeye kararlıyız.

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER