Kadınlar geri planda bırakılmamalı
Kadınlar ekonomide geri planda bırakılmamalı...
28 Haziran 2011 Salı 13:48
Kars Valisi Ahmet Kara, Türkiye’de toplumun yarısının kadın yarısının erkek olduğunu, bazı ülkelerde kadın nüfusunun, bazı ülkelerde de erkek nüfusunun fazla olabildiğini belirterek, “Ona rağmen ekonomiye katılma oranında özellikle bölgemizde kadınlar çok fazla çalıştırıldıkları, çok ağır işlerde çalıştırıldıkları ve çok fazla ezildikleri halde genelde ekonomik faaliyete katkıda bulunmada kadınlar hep geri planda bırakılmışlardır.” dedi.
Kadınların ekonomide geri planda bırakılmasının üzüntüsünü duyduğunu ifade eden Vali Kara, kendi ailesinden örnek vererek, “Hepimizin bir annesi vardır. Onlardan biliyoruz. Onlar evin en ağır işlerini, en çok işlerini onlar yapıyor. Benim annem sabah erkenden kalkar, sabah namazını kıldıktan sonra ahıra hayvanları sağmaya giderdi. Onları sağardı. Ondan sonra babam hayvanların altını temizleyip eve geldiği zaman kahvaltının hazır olması gerekiyordu. Eğer yazsa kahvaltıyı kaldırdıktan sonra babamla beraber tarlaya giderdi. Tarlada ara verip öğlen yemeğini pişirirdi. Yine babamla beraber akşama kadar çalışırdı. Akşam geldiğinde yine aynı seremoniyle hayvanların içeri alınması, sağılması, yavruların emzirilmesi falan derken akşam da yatma hazırlıkları falan yine kadının boynundadır.” şeklinde konuştu.
TOPLUMDA YENİLİKLERİ GENELDE KADINLAR GETİRİYOR
Kadınların bu kadar zor işler yapıyor olmalarına rağmen toplumsal, ekonomik ve sosyal hayatta da yerlerinin olması gerektiğini savunan Vali Kara, “Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılmasının gerekçesi de şöyle açıkladı:
“Topluma yenilikleri genelde kadınlar getiriyor. Bunu herhangi bir iltifat için söylemiyorum. Yine kendi köyümden örnek vereceğim. Bizim köyde ben çok küçükken sebze ve meyve bilinmiyordu. Benim köyüm Erzincan merkez Uluköy. Komşu köylerden, sebze ve meyve bilen köylerden hanımlar, kızlar gelin geldiler. O gelinler geldikleri evlerde bahçelerden ufak sebze ektiler. Ben İlkokula başlarken köyde sebze ve meyve bilinmezken liseyi bitirdiğimde bizim köy tamamen sebzecilik ve meyvecilik köyüydü. Şu ne de benim köyümde evleri meyve ağaçlarından göremezsiniz. Sadece çok yüksek olduğu için minareyi görürsünüz. Kars ise Kağızman ilçesi hariç meyvecilikte geride. Ama sebzecilik Kars’ta en güzel olacak alanlarda en güzel yapılacak işlerden biridir. Bu sebzeciliği de kadınlar getirecek ve bu iş toplumda süratli yayılacak. Kars’ın iklimi de sebzeciliğe müsait. Yaz mevsimi sebzecilik için yeterli bir mevsim. Buğday, arpa diğer mamuller için yeterli gelmiyor. Mesela Mayıs’ta, Haziran’da buğday ekiyorlar kışa kalıyor olgunlaşmıyor. Oysaki sebzenin yetişme ömrü 40-50 gündür. Her türlü sebze Kars’ta yetişiyor. Benim bahçemde de düzgün bir sera vardır. Dolayısıyla sebzecilik, seracılık burada mümkün bir alandır. Bu alanı da bu yeniliği de sizlerin Kars’a getirmesi lazım. Çünkü Kars’ta yeteri kadar yer altı yer üstü suları vardır. Yeter ki sebzeciliği öğrenelim. Sebzeciliği, seracılığı öğrendikten sonra sonradan damlama sulama işini de öğrendiğiniz zaman göreceksiniz ki sebzecilik çok büyük para getireceğini göreceksiniz.”
Vali Kara ayrıca, “Toprakla uğraşmak başlı başına bir zevktir. Toprak sağlık, sıhhat demektir. Yalın ayak o toprakla uğraşmak başlı başına bir sağlık türüdür. Toprakla uğraşmak aslında tedavidir. Dolayısıyla hem kendi sağlığımız için hem yetiştirdiğimiz sebze ve meyvelerin yenmesi suretiyle çok önemli bir alan demektir. Şu anda kaz potansiyelinin 4/1’inin Kars’ta olduğu söyleniyor. Kazcılık hem yörenin iklimine çok uygun hem de her organından yararlanabildiğimiz bir hayvandır.” ifadelerini kullandı.