Kars Kültürü ve Yaşamı
Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği (TÜRKEV), “Taşın Büyüsü Kars” konulu 32. Tarihi Türk Evleri Haftası nedeniyle Kars’ta düzenlenen panelde konuşan Kars Kültür ve Turizm İl Müdürü Hakan Doğanay,
06 Haziran 2014 Cuma 14:29

“Özellikle son nesillerle beraber unutulmaya yüz tutan Nevruzu, Hıdrellez’i, Bağ Bozumu, koç katımı, yağmur duası, yaylacılığı, otçu göçü gibi gün ve ritüeller bu anlamda önemli sayılan yaşamsal ve kültürel değerlerden yalnızca birkaç tanesidir:” dedi.
TOPLUMLARIN KENDİ KÜLTÜRLERİNDEN, YAŞAM BİÇİMLERİNDEN KAYNAKLANAN ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTALARI
Doğanay, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü Konferans Salonu’ndaki panelde şu bilgileri aktardı:
Sosyal birer varlık olan insanın, yaşam standartları yaşadığı çevrenin inanç, adet, töre, tören, dinsel ve anıtsal değerleri sayesinde şekillenmektedir. Bu standartlar doğrultusunda toplumların kendi kültürlerinden, yaşam biçimlerinden kaynaklanan önemli dönüm noktalarını yakalayabildikleri de söylenebilir. Her biri bir birinden mukaddes olan ve insanlığın özünü bulmayı amaçlayan bu yaşam ve kültürel objeler, Kars ili ve çevresinde de binlerce yıllık bir birikimin neticesi olarak nesilden nesile aktarılmaktadır.
TARİH BOYUNCA KÜLTÜR VE YAŞAM ZENGİNLİKLERİ AŞILANMASI
İnsan zihninin benzer coğrafyalarda benzer kültürel ürünleri ürettikleri tezinden hareketle yaşamı şekillendiren öğelerin başında yaşanılan mekânın özelliklerinin geldiğini belirtmek mümkündür. Bu kapsamda genelden özele ve Kars bağlamında coğrafyanın etkisi olarak yaşamın hemen her noktasında farklı boyutlarını hissettirmektedir. Özellikle Kafkasların ve Sibirya’nın Anadolu, Mezopotamya, Avrupa ve Afrika’ya, Orta Asya’nın ise Anadolu ve Avrupa’ya ulaşan tarihi yolların kavşağında konuşlanması bu toplumların Kars’a tarih boyunca kültür ve yaşam zenginlikleri aşılanmasına sebep olmuştur. Bölgenin sahip olduğu coğrafi konumundan, şehrin çetin mücadelelere sahne olmasına, sık sık farklı toplumlara ev sahipliği yapmasından farklı medeniyetlerin yaşam süreçlerine tanıklık etmesine kadar uzun bir döngüyle beslenen yaşamsal ve kültürel değerler zaman içerisinde insanların yaşam felsefeleri haline gelebilmeyi de başarabilmiştir.
1250’YE YAKIN TOHUMLU BİTKİ DOĞAL OLARAK YETİŞMEKTE VE BU BİTKİLERDEN 100’DEN FAZLASI DA DÜNYADA BAŞKA HİÇBİR YERDE YETİŞMEYEN NADİR BİTKİ TÜRLERİNDEN OLUŞMAKTADIR
Özellikle insanların yaşamsal biçimleri ve ihtiyaçları ile alakalı olarak şekillenen kültürel objeler Kars ve çevresindeki yerleşim birimlerinde de fiziksel ihtiyaçların ve yaşamsal ritüellerin tarzı ile alakalı olarak şekillendiği görülmektedir. Özellikle tarıma elverişli olmasına rağmen mevsimsel aksaklıkların çevreye yapmış olduğu haksız rekabet tarım arazilerinin etkin ve verimli kullanılmasına imkân tanımamaktadır. Buna rağmen bitki florası olarak önemli ekolojik sistemlerden sayılan plato ve dağ çayırlarına ev sahipliği yapan şehirde bu alanlarında 1250’ye yakın tohumlu bitki doğal olarak yetişmekte ve bu bitkilerden 100’den fazlası da dünyada başka hiçbir yerde yetişmeyen nadir bitki türlerinden oluşmaktadır.
Hayvancılığın bu denli elverişli arazilerde yapılması üretilen ürünlerin doğal, kaliteli ve bir o kadar da lezzetli olması yemek kültürünün et ve et ürünleri üzerinden yoğunlaşmasın da olanak tanımıştır. Yaz döneminde hayvanların daha iyi beslenmesi için yaylalara çıkılması, ahır hayvancılığında ise hayvanlara gün içinde gerek süt sağımı gerekse bakım ve temizlikleri için oldukça uzun bir zaman diliminin ayrılması hamur ve hamur işleri olarak adlandırılan yemek ve tatlıların tüketim sıklığının da azalmasına yol açtığı söylenebilir.
TOPRAK DAMLI EVLERİN ÇOKLUĞU VE BU EVLERİN YANI BAŞINDA BULUNAN AHIRLARIN OLMASI…
İnsanlığın yaşamsal ve kültürel olarak şekillendirdiği bir diğer obje ise yaşam alanları ve barınma meskenleri olarak adlandırılabilir. Özellikle göç toplumlarında ve toplayıcılık ile yaşamlarını idame ettiren kavimlerde çadır, oba, yayla düzeninin olması yerleşik toplumlarda ise bölgenin iklimsel şartları ve yaşamsal ürünlerin temin edilmesi ile alakalı olarak şekillendiği görülmektedir. Bu anlamda Kars çevresindeki yerleşim birimleri incelendiğinde toprak damlı evlerin çokluğu ve bu evlerin yanı başında bulunan ahırların olması Kars toplumunun yaşamsal ve iklimsel bir barınma sistemi geliştirildiğinin göstergesi olarak kabul edilebilir.
SON YILLARDA KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK YERİNİ BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIĞA BIRAKMASIYLA…
İstenilen düzeyde kentleşmenin sağlanamaması ile gelen teknik donanım eksikliği ister istemez ilkel hayvancılığın sürdürülmesine yol açmış bu durum da bireysel ve toplumsal anlamda gerek sosyal kabul görmüşlük gerekse yasam standardında büyük değişimler açısından aksamalara yol açmıştır. İlkel hayvancılık sistemi ve iş alanlarının özellikle kol gücüne dayalı bir yapı teşkil etmesi kadınların yaşam standartlarının zorlaşmasına ve eğitim standartlarının anne-çocuk bağlamında yıllarca gelişmesine engel olmuştur. Belirtilen unsurlar dışındaki bu tür durumlara sebep olan birçok etken olsa da son yıllarda küçükbaş hayvancılık yerini büyükbaş hayvancılığa bırakmasıyla toplumsal yapıda bazı değişimler meydana gelmiş ancak bu değişimin her boyutta izlenebildiği yaşamsal bir çerçeve oluşturulamamıştır. Ekonomik olarak hayvansal bir jenerasyonun farklılaşması deri sanayinin ve çeşitli iş kollarının büyük bir darbe almasına yol açmış bu durum da sosyal alanda çok daha farklı kayıpları beraberinde getirmiştir. Küçük ya da basit bir durum gibi görülmekle beraber değişimin arka planı çok daha kompleks bir yapıya sahiptir. Bu değişim ergenlik dönemine erişmemiş çocukların ve genç kızların, doğum, evlilik, ölüm, gibi geçiş törenlerine ait pratiklerin ve ritüellerin yani sıra toplumsal ve bireysel unsurlara ilişkin çeşitli bilgileri edindikleri en önemli kültür aktarım ortamlarının kaybolmasına neden olmaktadır.
SON NESİLLERLE BERABER UNUTULMAYA YÜZ TUTAN NEVRUZU, HIDRELLEZ’İ, BAĞ BOZUMU, KOÇ KATIMI, YAĞMUR DUASI, YAYLACILIĞI, OTÇU GÖÇÜ GİBİ GÜN VE RİTÜELLER BU ANLAMDA ÖNEMLİ SAYILAN YAŞAMSAL VE KÜLTÜREL DEĞERLER
Uygun tarihte hayvanların yünlerinin kesilmesi (kırkılması), bu yünlerin yıkanması, kurutulması, dövülmesi, ip haline getirilmesi, boya malzemelerinin toplanması, iplerin kazanlarda istenen renklerde kaynatılması gibi birçok pratiğin kaybolması seklinde ele alınmalıdır. Toplumsal iş bölümünün ve kültür ediniminin önemli öğelerinden birini oluşturan dokumacılığın ortadan kalkması, paralel olarak dokuma eyleminde kullanılan eşya/nesneler ve bu nesnelere bağlı sözcük dağarcığını da tamamen ortadan kaldırmıştır. Bu değişimin temelinde modernizmin etkisi olmakla birlikte diğer bir yaklaşımla bireyin doğayla olan mücadelesinde çeşitli açılardan bireyin doğa karşısındaki başarısını ve galibiyetini görmek mümkündür. Ayrıca yerleşik halkın eğitim, iş, kendini geliştirebilme gibi etmenlerle girdiği göç macerası zaman içerisinde yaşamsal ve kültürel anlamda çeşitli değerlerin aşınmasına ve birçok yörede değer verilen önemli gün ve adetlerin tükenmesine de zemin hazırlamıştır. Özellikle son nesillerle beraber unutulmaya yüz tutan Nevruzu, Hıdrellez’i, Bağ Bozumu, koç katımı, yağmur duası, yaylacılığı, otçu göçü gibi gün ve ritüeller bu anlamda önemli sayılan yaşamsal ve kültürel değerlerden yalnızca birkaç tanesidir.
KAFKAS HALK DANSLARI, ATA BARI, YALLI, TAVUK BARI, KÖSE GELİN, ARI OYUNU, HALAY VE DİĞERLERİ…
Kültürel ve yaşamsal zenginliklerin bir diğer eklentisi olarak da halk oyunlarındaki çeşitlilikler göze çarpmaktadır. Yörenin farklı toplumların geçiş güzergâhında yer alması, halkın temel yaşam biçimleri, savaş tecrübeleri, inanışları ve coğrafik etmenlerin etkisiyle şekillenen halk oyunları şehirde oldukça çeşitlilik göstermektedir. Kafkas halk dansları, ata barı, yallı, tavuk barı, köse gelin, arı oyunu, halay, Enzeli, Karabağ, Lezlû, Şeyh Şamil, Terekeme, Askaranî, Azerbaycan, Beş Açılan, Uzundere, Kaşengi, Mirzanî, Köroğlu, Koçeri, Naz barı. Yöre oyunlarından sadece birkaç tanesidir.