Kars Sinema Topluluğu
2010 Yılı Nisan ayından beridir, her Çarşamba yapmış oldukları film-belgesel gösterimlerine yaz dönemi nedeniyle verdikleri aradan sonra yeniden başlayacak olan Kars Sinema Topluluğu üyeleri ile söyleşi yapıldı.
12 Ekim 2011 Çarşamba 14:59
Gösterdiği film ve belgesellerin yanı sıra konuk ettiği yönetmen, oyuncu ve senaristlerle de Kars’taki sanat ve sosyal faaliyet alanında yaşanan boşluğu dolduran Kars Sinema Topluluğu üyelerinden Yavuz Ulusoy ile İnan Ercan, topluluğa ve önümüzdeki sezona dair söyleşi yaptı.
KARS SİNEMA TOPLULUĞU KİMLERDEN OLUŞUYOR? NE ZAMANDAN BERİDİR FAALİYET YÜRÜTÜYORSUNUZ VE BİR ARAYA GELME AMACINIZ NE?
Kars Sinema Topluluğu bizden önce Sinematek olarak sinema filmi gösteren Hakim Nizamettin Haznedar’ın emekli olup Kars’tan göç etmesinden sonra bizim de seyirci olarak destek verdiğimiz bu çalışmayı yeniden başlatmak amacıyla bir araya geldiğimiz, değişik meslek ve düşüncelerden insanların ortak kaygılarıyla ortaya çıkmış bir arkadaş grubu diyebiliriz. Amacımız da ‘üst yapı’ olarak tarif edebileceğimiz kültürel alanda ‘soğuk ve uzak’ kentimizde var olan boşluğu doldurmaya çalışmak.
Kars Sinema Topluluğu olarak ilk haftalarda KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) adına gösterim yaptık. Fakat daha sonra bu işi herhangi bir kişi ya da kuruma mal etmemek adına, bağımsız bir faaliyet olması açısından da sadece Kars Sinema Topluluğu adına devam etme kararı aldık. Hiçbir kişi ve kurumdan destek almadan bu işe gönül verenler olarak yapmaya başladık, öylece de devam ettiriyoruz. En doğrusunun da böyle olacağı kanısındayız arkadaşlar olarak.
Şimdiye kadar 40’ı aşkın gösterimimiz oldu. İlk olarak sadece Türkiye Sineması açısından değil dünya sineması açısından da önemli bir yere sahip Yılmaz Güney’le başlamanın anlamlı olacağını düşünerek Yılmaz Güney’le filmi ile başladık. 1971 yapımlı siyah beyaz olarak çekilmiş ‘Aç Kurtlar’ filmi ile başladık. Temmuz ayında zorunlu olarak ara verdik. Sinemanın yaz döneminde kapanması, tatil dönemine girilmesi vb sebeplerden dolayı. 12 Ekimde de yeniden başlıyoruz.
İnsanlar sinemayla buluşsun, sinemada film seyretsin, belki bu sayede hem düşünsün, hem eğlensin, değişsin, dönüşsün uğraş veriyoruz. Tabi bu arada bizde zevk aldığımız bir işle de uğraşmış oluyoruz.
Özellikle parası olmadığı için sinemaya gidemeyenleri katmak gibi bir derdimiz var bizim. Bu işi yaparken de para kazanmak ya da ne bileyim başka hiçbir ticari amacımız da yoktur. Bırakın para kazanmayı arada bir de olsa cebimizden para koyduğumuz haftalarda yok değil. Çünkü; sinemaya, afişe, iletiye vb şeylere harcama yapıyoruz. Gelen seyirci bazen o haftaki harcamalarımızı karşılayamayabiliyor. Ama yine de cebimizden koyuyoruz eksiğimizi yeter ki bağımsızlığımızdan ödün vermeyelim diyoruz. Bu işin devamlılığını sağlayarak belli bir seyirci kitlesi yaratmak istiyoruz. Bunu da başardığımız kanısındayız. Ortalama 150-200 kişilik oturmuş bir seyirci kitlemiz var haftalık. Türkiye genelinde de böyle bir sinema faaliyetine de rastlamadık ayrıca. Bizi en çok mutlu eden şeylerden birisi de bu.
Seyirci kitlemiz içerisinde öğrenci, öğretmen, işçi, doktor, mühendis, üniversite hocaları var. Gösterim öncesi gösterime dair kısa bir bilgi sunuyoruz. Bitince de gösterdiğimiz filmi ya da belgeseli tartışıyoruz. Bu da ister istemez faaliyetimizi cazip kılıyor. Sinema hakkında bir şeyler öğrenmeye ve tartışmaya açıyor. Tartışmaları dinleyen seyirci ister istemez araştırmaya, anlamaya itiyor kendini. Ayrıca şimdiye kadar da yönetmen, oyuncu, yapımcı, senarist olmak üzere 6 sanatçıyı da gösterimlerimize katma şansımız oldu.
KİMLER BU SANATÇILAR?SAYABİLİR MİSİNİZ!
Takva filmi ile senaristi Önder Çakar ve yapımcı Çiğdem Mater’i, İnat Hikayeleri ile Yönetmeni Reis Çelik, Bahoz filmi ile Kazım Öz, Pres filmi ile başrol oyuncusu Aram Dildar’ı ve 2011’in çokça tartışma yaratan vizyon filmlerinden Devrimden Sonra filminin Yönetmeni Mustafa Kenan Aybastı .
FİLM-BELGESEL SEÇERKEN NELERE DİKKAT EDİYORSUNUZ PEKİ?
Film-belgesel seçimlerimizde toplumsal ve sanatsal içerikli yapımlar olmasına dikkat ediyoruz tabiî ki. Recep İvedik tarzı sinemayı sadece ticari kazanç ve sadece eğlence aracı olarak görmeyen, sinema endüstrisinin dev teknolojileri karşısında insanları büyüleyip manüple etmeyen kısacası ‘derdi olan’ filmleri tercih ediyoruz. Bunda da başarılı olduğumuz kanısındayız. Bir çok gösterimimizde salonda yer kalmadığı için insanlar ayakta seyretmek zorunda kaldılar. 12 Eylül darbesi sonrasında yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’i anlatan Oğlunuz Erdal, yine Kars’ta çekilen ve bir çok film şenliğinde ödül alan Kosmos, Devrimden Sonra filmleri bunlardan sadece bir kaçı.
ÖNÜMÜZDEKİ SEZONDA NELERİ GÖSTERMEK VE YAPMAK İSTEDİĞİNİZE DAİR PLANLARINIZDAN DA BAHS EDEBİLİR MİSİNİZ!
Kaldığımız yerden devam etmek istiyoruz. İlk filmimizi gösterirken de bu sloganla yola çıkalım dedik. Yöremizde çekilmiş 5 kısa filmin birleştirilmesi ile henüz yeni gösterime sokulan Kars Öyküleri ile başlayalım dedik. Kars’ta çekilmiş ama henüz hiç kimse seyretmemiş filmi. Bu arada bizde ilk kez o gün seyretmiş olacağız filmi.
Sonraki haftalarda da gerek yerli gerekse yabancı yapımlardan tartışma yapabileceğimiz, tarihimizle, toplumumuzla yüzleşeceğimiz ve duyarlılık yaratabileceğimiz gösterimlere yer vermeyi düşünüyoruz.
Tabi bu arada geçen yıl gerek bizden kaynaklı gerekse bizim dışımızdaki sebeplerden kaynaklı aksaklıklar da yaşadık. Bu sene bu aksaklıkları en aza indirmeye çalışacağız bu arada hatalarımızdan öğrenerek, ders çıkararak tabiî ki.
Şimdiden şu müjdeyi de verebiliriz seyircilerimize. İlk uzun metrajlı filmi ile bir çok ulusal ve uluslar arası film şenliklerinde ödül almış Sonbahar filminin yönetmeni Özcan Alper de yeni filmi ‘Gelecek Uzun Sürer’ filminin Kasım ayında vizyona girmesiyle de Kars Sinema Topluluğunun konuğu olacak ve şimdiden katılması kesinleşen yönetmen.