Kars'ın Gururu:Gülsüm
Dünya boksunda rakiplerinin korkulu rüyası haline gelen ve Dünya Şampiyonası'nda yine altın madalyanın sahibi olan Gülsüm Tatar, Hatice Yücel’e konuştu.
22 Eylül 2010 / 07:24
Gülsüm Tatar... O artık Türk bayan boksu için bir fenomen. Dünya ve Avrupa’da üst üste altın madalya kazanarak ülkemizin gururu olan, son olarak da Karayip Adaları’ndaki Dünya Şampiyonası’nda rakiplerini yine ringe yapıştıran (!) Tatar, zor dönemleri nasıl atlattığını ve başarı hikayesini şu sözlerle anlattı:
“Fenerbahçe’den ayrıldığım dönemlerde çok kötü bir durumdaydım. Çünkü istediklerimi elde edememiştim. Başarıyı elde etmiştim ama istediğim bir çok şey olmamıştı. Boksu tabii ki çok seviyorum ama bunu aynı zamanda para için de yapıyorum. Bu zamana kadar başka ülkeler adına da yarışabilirdim ama yapmadım. Çünkü milliyetçi bir insanım, ülkemi seviyorum. Kayseri Kulübü’ne geçmen büyük bir şans ve uğur oldu. Başkan Faruk Hasetçi sporcunun ne istediğini bilen bir insan. Ve böyle birinin kulüp başkanı olması benim için büyük bir şanstı. Elimden tuttular ve ben de onların yüzünü kara çıkarmadım”.
‘Başarı hakemleri etkiliyor’
“2012 Londra Olimpiyatları’nda 60 kiloyla mücadele edeceğim. Tabii önce olimpiyat kotasını geçmem gerekiyor. Şu anda kazandığım Avrupa ve Dünya şampiyonluğum olimpiyat kotasına katkı sağlamıyor ancak şu yönde artısı var. Bu tür dereceler hakemleri etkilemede çok önemli. Mesela dünya ve avrupa şampiyonu unvanıyla maça çıkmak hakemlerin puanları hemen vermesine neden oluyor”.
‘Tek kalmak stres yarattı’
“Dünya Şampiyonası’na 10 sporcuyla katıldık. 6’sı çeyrek finale çıkmıştı ancak tüm arkadaşlarım elendi. Bir tek ben kaldım. Bunun stresi de beni çok etkiledi. Bu sıkıntı yüzünden hiç zorlanmayacağım rakipler karşısında kötü maçlar çıkardım. Daha doğrusu Gülsüm Tatar gibi oynamadım. Yani stilime yakışır yumruklar atmadım”
‘İşte gerçek Gülsüm’
“Finalde hiç öyle olmadı. Kendime ‘Burası artık son, bu madalyayı almak zorundayım. Birçok bana güveniyor. En azından altın madalya alırsam hem ülkem hem ailem hem de arkadaşlarım, birçok kişi mutlu olacak’ diye kendime telkinde bulundum. Ve onu düşünerek ringe çıktım. O maçta bana herkes hayran kaldı. Dedikler ki, “Bugün ringde gerçek Gülsüm Tatar vardı’. Ayrıca işi hakemlere bırakmadım. Türkiye’yi sevmediklerini bildiğim için başabaş bir maç da çıkarmayıp, rakibine sayı vermelerine de izin vermedim.
Üç kollu kız!
“Bütün maçlarım ilginç geçer. Mesela İngiliz rakibim kafamın üzerine bir kroşe atmıştı. İçimden de ‘Nerden geldi bu kroşe... Kızın üçüncü kolu mu vardı acaba’ diye. Ringin içinde kendi kendime konuşuyorum. Bazen de yumruk atıyorlar o zaman da boşa kaçınca, rakibime pis pis sırıtıyorum. Ringde başka bir insan oluyorum. Dışarıda eğlenmeyi, gülmeyi seven biriyim ama ringde canavara dönüşüyorum”.
‘Tek dev adamım’
“Onlar 12 Dev Adam, ben tek dev adamım. Keşke onlara daha fazla prim verselerdi. Çünkü Türkiye ilk defa Dünya ikincisi oluyor. İyiki vermişler, daha da fazla versiler belki daha sonra şampiyon olmaları için en azından teşvik olurdu. Kimseye, ‘bana da prim verin’ demem bu bana yakışmaz. Ben işimi yapıyorum ve karşılığını da alıyorum”.
‘Rakibim yok, erkeklerle idman yapıyorum’
“Türkiye’de rakibim yok. Aslında olmasını isterim. Ülkemde beni zorlayacak biri olsa şampiyonalar daha iyi hazırlanırım. Erkeklerle idman yapıyorum. Aslında benim açımdan daha iyi. Çünkü erkeklerin yumruğunu yiyince kızların yumruğu hafif geliyor”.
‘Karslı kızlar gibi yetişmedim’
“İstikrarım en büyük nedeni; ailem. İstesem öğretmenlik maaşıyla geçinebilirim ancak benim hedefim; aileme daha iyi imkanlar sağlamak. Şu anda paraya ihtiyacım yok ama ailemi düşünüyorum. Çünkü onlar benim en zor günümde yanımdaydı. Onlara bu vefayı ödemek zorundayım. Kars’ta hiçbir kız ne spor ne de okula gitmez. Ama benim ne abimler ne de ailem bana böyle bir baskı uygulamadı. Kars’taki kızlara yapılan baskı bana yapılmadı. Onların sayesinde de boksa başladım.”