Kars Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlülüğü, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle çeşitli etkinlikler düzenliyor. Dün kadınlara yönelik “Ateşin düştüğü yer” adlı film gösterimimin ardından bugün de SİMER Otel’de program düzenlendi. Program sırasında yılın kadını olarak seçilenlere ödülleri verildi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okumasının ardından Sosyal Çalışmacı Burcu Gürses bir açılış konuşması yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan empati temalı kısa filmler gösterildi.

Film gösterimin ardından söz alan BM Kadın Dostu Kentler Projesi Kars İl Koordinatörü Gözde Baltacı: Birleşmiş Milletler Bin Yıllık Kalkınma Hedeflerinde gösterildiği gibi bir toplumun kalkınmasında ve geliştirilmesinde en önemli faktörlerden birinin nüfusun yarısını oluşturan kadınların toplumun her alana dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.

Baltacı: Türkiye’de kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kaldırılması için TC hükümetinin kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi (CEDAW) ve anayasa başta olmak üzere gerekli tüm ulusal ve uluslararası anlaşmalara imza attığına da vurgu yaptı.

Türkiye’de yalnızca bu anlaşmalara taraf olmakla uygulamalardaki sorunların ortadan kalkmadığına da vurgu yapan Baltacı: “İstatistiklerin ortaya koyduğu gibi toplumsal cinsiyet eşitsizliği küresel bir sorundur. Bu çarpıcı istatistiklerden kısaca bahsedecek olursak;

Dünyada aşırı yoksulluk içinde olan 1.3 milyar insanın %70 ini kadınlar oluşturuyor.

Kadınların yüzde 70’i şiddete maruz kalıyor. Dünya genelindeki 759 milyon okuma yazma bilmeyen yetişkinin üçte ikisini kadınlar oluşturuyor. Kadınlar düşük ücretli, düşük statülü, yarı zamanlı veya kısa dönemli işlerde çalışıyor, yeterli sosyal güvenlik imkanlarına ulaşamıyor. Aynı işi yapsalar dahi erkeklerden yüzde 20 ile 30 daha düşük ücret alıyor.

Dünyadaki menkul ve gayrimenkullerin sadece yüzde birine sahipler.

Türkiye’de kadınların %71’i herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı değildir.

Ülkemizde Parlamentoda kadın temsilcilerin oranı yüzde 9.1 (550 milletvekilinin yalnızca 50’si kadındır) iken yerel yönetimlerde bu oran yüzde 2’nin altına düşüyor.

UNDP’nin 2010 Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi (GII), Türkiye’yi, 138 ülke arasında, üreme sağlığı, siyasi temsil ve işgücü piyasasına katılımda 77. sıraya koyuyor.

Bu sorunların ortadan kaldırılması için Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, Türkiye’de her düzeyde yönetişimin ana yapısına yerleştirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla Sabancı Vakfı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Avrupa Birliği (AB), İsveç Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği Kuruluşu (SIDA) gibi ortaklarla yenilikçi projeler yürütülmüş ve hala da yürütülmeye devam edilmektedir.” dedi.

KARS’TA YÜRÜTÜLEN KADIN DOSTU KENTLER PROJESİ 2006 YILINDAN BERİ YÜRÜTÜLÜYOR

Kars’ta yürütülen Kadın Dostu Kentler Projesinin 2006 yılında beri Kars’ta da devam ettiğini belirten Baltacı: “Bu çalışmalardan birinin de 2006 yılından bu yana Kars’ta yürütülen KadıN Dostu Kentler projesidir. Temel hedefi yerelde bir eşitlik mekanizması oluşturarak, var olan kurumların hizmetlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini temel almasını, kentteki kadınların ve kadın STK ların yerel karar alma mekanizmalarına katılımlarının arttırılarak, kadınların hak temelli bir yaklaşım çerçevesinde kentte yaşadığı sorunların giderilmesi için gerekli kurumlara başvurma yollarını öğrenmesinin sağlanmasıdır. Projemiz kapsamında yapılan çalışmalara kısaca bir göz atacak olursak; 2011 yılından bu yana 2006 yılında elde edilen kazanımların tekrar harekete geçirilmesi sağlanmış ve öncelikli olarak; tüm kamu kurumlarında Eşitlik Birimleri Sorumluları atanmış, İl Kadın Hakları Koordinasyon Kurulu oluşturulmuş, Yerel Eşitlik Eylem Planı Hazırlanarak yereldeki meclislerden geçirilmiş, bütçelerden kadın çalışmaları için pay ayrılmış ve Şubat ayı itibari ile 2013 faaliyetleri gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Mahalli İdareler Müdürlüğü başkanlığında muhtarla toplantı yapılmış, Belediye başkanımızın başkanlığında eşitlik komisyonları ve kadın STK lar ile kadınların sorunları ve istekleri dinlenmek üzere mahalle ziyaretlerine başlanmıştır. Merkez ilçelerin okullarında kadınlarımıza ve kız çocuklarımıza hijyen, kanser erken tanı, aile planlaması konularında eğitimler verilmiştir. Bu eğitimlerimiz şiddet, eğitim başlıkları da eklenerek kuran kurslarına HEM kurslarına katılan kadınlarımıza da verilmeye başlanmıştır.” diye konuştu.

SIĞINMA EVİ’NİN ADI, “KADIN KONUK EVİ” OLARAK DEĞİŞTİRİLDİ

Baltacı’nın konuşmasının ardından söz alan Kars Valisi Eyüp Tepe de, 2009 yılına kadar ilgili bakanlık tarafından sığınma evlerinin adının kadının aciziyetini ifade ettiği için Kadın konuk evi” olarak değiştirmesinin de e önemine değindi.

Tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan ve kadınların sadece her 8 Mart Kadınlar Gününde hatırlanmaması gerektiğini de belirten Tepe: Kadınların sadece bir günde hatırlanması aslında semboliktir. Ama farkındalığın sağlanması açısından toplumda bir gün bile olsa bu bilincin yerleşmesi açısından bu gibi önemli günleri önemsiyorum. Çünkü son 100 yıl içerisinde bugünün kutlanması ile kadınlar açısından dünyada önemli mesafeler alındı. Hakikaten bu alınan mesafelere rağmen kadınların yaşadıkları sıkıntılar ve uygulanan şiddetin rakamları çok çarpıcı. Biz ümit ediyoruz ki ülkemiz olarak bu rakamları olumlu bir şekilde daha da iyiye çekelim. Son yıllarda Türkiye’de olduğu gibi Kars’ta da önemli mesafeler aldığımızı düşünüyorum. Kars’ta da Kadın Dostu Kentler Projesi pilot il olarak çalışmalarını sürdürüyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın kurulmasıyla beraber çok ciddi adımlar atılıyor. Mevzuat anlamında önemli düzenlemeler yapılıyor. “Sığınma evi” ifadesini kalkmasında benimde kısmen payım var. O zaman ki Sayın Bakanımıza 2009 yılı Ocak ayında aciziyet anmalına geliyor. Bunu “Kadın konuk evi” olarak değiştirelim konuşmasında kullandırdıktan sonra da bu ifade oturdu.” dedi.

“YERYÜZÜNDE GÖRDÜĞÜNÜZ HER ŞEY KADININ ESERİDİR”

Atatürk’ün “Yeryüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir” sözlerini de hatırlatan Vali Tepe daha sonra şöyle konuştu: “Atatürk’ün bu sözü mutlak çok doğdu bir ifadedir. Biz bu manada annelerimize, kadınlarımıza, kardeşlerimize ne yapsak azdır. O yüzden yapılanları yetersiz görüyorum. Bütün çalışmalarımız onların mutlu, huzurlu ve sağlıklı yaşamaları için olmalıdır. Çünkü bunu sonucunda toplum mutlu olacaktır. Toplumun mimarları açık ve net olarak söylüyorum kadınlarımızdır. Kadınlarımızı ne kadar mutlu ve eğitimli yaparsak toplumumuzda mutlu olur.” Diye konuştu.