Kars’ta Ne Var Allah Aşkına?
Milliyet Gazetesi yazarı Asu MARO Kars'ı yazmaya devam ediyor. Boğatepe'den sonra Asu MARO bakın neler yazdı...
19 Ocak 2018 Cuma 11:18
Memleketteki Doğu Ekspresi sevdasından haberdar değildim daha, Kars’a gitmeye karar verdiğimizde... Bir arkadaşımızın doğum günüydü ve uzun süredir de yeni yaşına pek sevdiği Kars’ta girmeyi kafaya koymuştu. Dolayısıyla çok önceden alınmış trenden ucuz uçak biletlerimizle gittik biz Kars’a ve üç gün içinde kutsal turu tamamlamaya çalıştık ki, neler var bunun içinde?
Mutlaka Ani Harabeleri’ni görmelisiniz. Sayısız deprem ve savaştan arda kalanları görmek, başlı başına hayat dersi gibi... Ermenilerden Bizanslılara, Selçuklulardan Gürcülere ve Osmanlılara kadar kimler gelmiş kimler geçmiş ve hepsinden kalan parçalar kardeş kardeş duruyorlar. Arpaçay Nehri’nin öte yanı da Ermenistan. Gelin de milletleri ayıran sınırları bir de yakından görün.
Sonra tabii Çıldır Gölü... Kışları üzerinde atlı kızaklarla gezilen, testereyle balık tutulan büyülü göl. Bu sene gördüğü en yumuşak kışı geçiren coğrafyada Çıldır, yakın zamanda çözülüp yeniden donmuş, ama en azından üzerinde yürüyüp akla ziyan fotoğraflar çekebiliyorsunuz. Tabii kenarındaki artık içki satılmayan lokantada (Biz Atalay’ın Yeri’ni tercih ettik) rakısız sarı balık yiyebiliyorsunuz.
Kayağa merakınız varsa mutlaka, aksi halde de coğrafyaya hayran olmak için Sarıkamış diğer durağınız olabilir. Yolda Çar 2. Nikola tarafından 19. yüzyılda yaptırılan, şu an bakımsızlıktan harap durumda olup duvarlarına uğrayan yolcunun dev harflerle adını yazdığı zavallı Katerina Köşkü’nü ziyaret edebilirsiniz. Telesiyejle çıktığınız tesiste sıcak şarap hayali kurmayın, kayak merkezine cami inşa edildiği için burada da içki yasak.
Malum, Kars doğası kadar mimarisiyle de ünlü bir şehrimiz. Osmanlı, Ermeni ve Rus mimarisinin örneklerini taşıyor, en çok da 1877-1917 arasında Rus egemenliğinde geçirdiği yılların izleri büyük, şehirde. O dönemden kalan bazalt taşından yapılmış binaların bir kısmı restore edilip okul, valilik, otel ve sağlık müdürlüğü gibi işlevlere kavuşturulmuş. Otel Cheltikov en görkemlilerinden biri ve ben baktığımda nisana kadar yer yoktu, bizim kaldığımız Kar’s Otel ise yine eski bir Rus binası olan sekiz odalı, şık bir butik otel.
Ayakta kalmayı başaranlar
Tabii 40 senede bu derece güzel eserler bırakılan bir şehirde şu an bu kadar çirkin binalar inşa edilmesini insanın aklı almıyor. Hiç mi ilham almaz insan gördüğünden? İnşaat şirketlerinin boydan boya dev harflerle isimlerini yazdığı berbat apartmanlar var her yerde. Ya da diyelim Alexander Levski Katedrali’ni, camiye çevirmeye karar verdin, o güzelim binaya pimapen nasıl takarsın?
Asında başlıktaki soruya cevap vermek gerekirse Kars’ta şahane bir doğal ve kültürel mirastan ayakta kalmayı başaranlar ve onları yürütmeye gayret eden güzel insanlar var. Canla başla bizi gezdiren, Uğur Yücel’in ‘Soğuk’unda izlediğimiz Cenk Alibeyoğlu bunlardan biri... Son olarak “Akşam nerede yiyip, içelim?” sorusunun yanıtı genellikle için Han-ı Henadan oluyor, Cenk’in ablasının sahibi olduğu Şehir Kulübü hem atmosferi hem şahane mutfağı, özellikle kazıyla daha parlak bir seçenek.