Gazetekars

KAÜ Dünya Üniversitesi Olmaya Çalışıyor

Kafkas Üniversitesi Küresel Bir Dünya Üniversitesi Olmaya Çalışıyor

16 Ocak 2016 Cumartesi 12:57

KAÜ Dünya Üniversitesi Olmaya Çalışıyor

Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Engin’in, “Kafkas Üniversitesi Küresel Bir Dünya Üniversitesi Olmaya Çalışıyor” yazısı:

Kafkas Üniversitesi 1992 yılında kurulmuş ve kurulduğu zamandan bu yana kayda değer gelişmeler gerçekleştirmiştir. Şüphesiz ki kurulduğu andan bu yana; öncelikli olarak ülke çıkarlarını gözeten, istihdam etmeye çalıştığı öğrenci ve öğretim elemanı kapasitesiyle yerelde bölgeye ve genelde tüm ülkemize ve insanlığa hizmet üretmeye devam etmiştir. Giderek daha da çoğaldığı gözlenen öğretim elemanı ve şüphesiz öğrenci profilinde ki  heterojenlik ve çoğulculuk, üniversitemizin rahmetli hocamız Oktay SİNANOĞLU’ nun deyimiyle;  bulunduğu kentin sınırlarının dışına çıkamayan bir “Evren Kent” üniversitesi olmasını engellemiştir.  Şu ana kadar her kim bu üniversiteyi yönetmişse, mutlaka gücü ve kapasitesi ölçüsünde taş üstüne taş koyarak iyi duygularla yâd edilmek istemişlerdir. Bu düşüncenin aksini iddia etmek hem eşyanın tabiatına aykırı ve hem de yönetimsel motivasyon teorileriyle de bağdaşmaz. Çünkü hiçbir üst yönetici arkasından kötü bir şekilde hatırlanmasını istemez. Elbette ki iş üretilen bir yede yanlışlar ve hatalarda olacaktır. Önemli olan da bu hataların giderilmesine ve daha doğrularının yapılmasına fırsat sağlayacak yapıcı ve özeleştirilerin hukuk ve insaf boyutunu aşmayacak bir üslupla yapılmasıdır. Kendilerini muhalefet olarak konumlandıran aday adayları da iddialarını bu özeleştiri temelinde, daha iyiyi arama noktasına odaklaştırırlar.

Daha iyiye ve nihai hedef olarak mükemmele ulaşmak, plânlama, imkân ve fırsat yönetimi temelinde bir  zamanlama işidir. Toplumun en entelektüel kesimlerinin istihdam edildiği üniversitelerde mümkün olması gereken şey; hedeflenen başarının elde edilmesini olumsuz engelleyen durumların biraz önce vurgulamaya çalıştığım değişkenlerde aranmasıdır. İşte o zaman aranan mükemmelliğe ve standartlara ulaşılabilir. Böylesi bir tutum ve davranışın bir diğer adı da, toplumsal güven, birlik ve beraberliktir. Eğer birileriyle ve kamu hizmetleri yürüten kurum ve kuruluşlarla ilişkili olarak hep olumsuzluklardan bahsediliyor, hiç olumlu taraflarına değinilmiyorsa, burada bir tezatlığın olacağı unutulmamalıdır. Öyle ya, eğer Mevlâna’nın deyimiyle; “her şey zıddıyla kaim” ise, o zaman lafa dökülecek olumsuzlukları var eden olumlulara da değinilmesine ihtiyaç duyulacaktır.

Kafkas üniversitesinde İnşallah tekamül adına bir değişim ve daha üniversal bir yapıya dönüşümün başladığı, yönetim biriminde bir sosyal bilimciye duyulan ihtiyacın dikkate alınmış olmasından anlaşılmaktadır.  Şüphesiz bu sevindirici bir durumdur. Aynı akademik unvana sahip olanların  “tamam da yani neden ben değilim? Gibi sorular sorması doğal karşılanabilir. Ancak bu beklenti hiçbir zaman; “öyleyse beni var etmek için onu başıyla-kıçıyla yok edeyim” istek ve beklentisine dönüştürülmemelidir. Maalesef sıkça örneklerine rastlandığı gibi, bu yaklaşımın kazananı olamaz. Böyle bir yaklaşımda bütün taraflar az veya çok bir şeyler kaybederler. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz ve olmamalıdır da. Aksi halde zaman zaman üniversitelerimizin genelinde ortaya çıkan menfaat gruplarının önüne geçilemez ve Allah korusun, altından kalkılamayacak risk ve sorumluluklar altına girilebilir. Dışarıdan bakıldığında, üniversitemizin gerçekten bir inşaat alanına döndüğü görülmektedir. Demek ki devletimiz üniversitemize çeşitli imkân ve fırsatlar sağlıyor. Önemli olan da bu imkân ve fırsatların verimli bir şekilde kullanılmasıdır. Ancak o zaman birçok açıdan katma değerler sağlayan çalışma ve yatırımlar fark edilecektir.

Maalesef  çok kötü bir alışkanlığımız var. Kendi kirli çıkar kalbimizin kirli kanı gözlerimizi bürüdüğü zaman, nerede bir olumsuzluk varsa oraya odaklaşıyoruz ve elde avuçta iyilik, güzellik ve doğruluk adına ne varsa haraç mezat satışa çıkarıyoruz. Ancak şurası unutulmamalıdır ki, birileri hep doğruların üzerini örtüp, hata ve yanlışları gün ışığına çıkararak eşyanın korunumu ilkesini ortadan kaldıramıyor. Eşya, olay ve olguların üzerlerinin örtülmesi onları yok edemiyor. Ortada bir yok oluş var amma bu doğrular ve iyiler değil, daha fazla görünür olsun diye kafasından ve kulağından tutularak okkası ve cüssesi büyütülmeye çalışılan kötülükler ve kötülerdir.

Kafkas Üniversitesinde güzel şeyler de olmaktadır. Akademik yapıdaki gelişmeler ve kariyer yükselmeleri diğer üniversitelerle boy ölçüşecek bir düzeydedir. Veteriner Fakültesinin Üniversitenin en eski fakültelerinden olması, son üç dönemdir üniversiteyi yöneten kadrolar çıkarmış olması, bölge hayvancılığına yapmış olduğu katkılar ve yönetmekte oldukları SSCI dergileriyle diğer üniversiteler nezdinde popülariteleri oldukça yüksektir. Kafkas üniversitesi denildiği zaman ilk akla gelen fakültelerden birisi de veteriner fakültesidir. Fen Edebiyat Fakültesi içinde her yıl mezun ettikleri öğrencileri itibariyle ülke yükseköğretimine hatırı sayılır katkılarda bulunduğunu söyleyebiliriz. Rahmetli Doç. Dr. Adnan ALDEMİR hocamız bir biyolog olarak Sarıkamış ormanlarında yep yeni bir sivrisinek türü belirlemişlerdi. Herhalde literatüre de geçmiştir. Tema Vakfı başkanımız Doç. Dr. Mehmet Ali KIRPIK Hocamızın doğal yaşamın korunması ve geliştirilmesi hususlarındaki gayretleri de kayda değer görülmektedir. Yürütülen lisansüstü yüksek lisans ve doktora çalışmaları batıdaki üniversitelerin standartlarına ulaştığı gözlenmektedir. TİKA çerçevesinde Türki Cumhuriyetlerde akademik, kültürel ve halk Edebiyatı çalışmalarında görev alarak çok değerli hizmetler üreten Doç. Dr. Mustafa ŞENEL, halen aynı görevde bulunan yine Doç. Dr. Kürşat ÖNCÜL, ismi dünya bilim adamları listesinde geçen Yrd. Doç. Dr. Elnur Hasan MİKAİL, alanlarında dünya çapında tanınan Azeri hocalarımız, 1998 yılında kurulan Eğitim Fakültesine verdiği çok değerli hizmetler veren Prof. Dr. Haydar YÜKSEK, Kafkas Üniversitesine ve bölgeye kazandırılan İlahiyat Fakültesi ile ilişkili olarak ta bir şeyler konuşma zamanı gelmiştir. Tüm fakülteler içerisinde istihdam edilen öğrenci sayısıyla ve öğretim üyeleriyle gerçekten çok önemli hizmetler yürütülmektedir. Bu fakülteyi mevcut duruma getiren çalışanları ve onlara bu imkân ve fırsatları sağlayan yöneticileri kutlamak gerekir. Konservatuarın sürdürdüğü alan eğitimi hizmetlerinin sonucu olarak icra ettikleri müzik ve çalışmalar hayranlıkla izlenmektedir. Diğer yandan Mühendislik Fakültesi de yavaş yavaş kendinden söz ettirmeye başlamıştır. 1998 yılında kuruluşu yapılan Eğitim Fakültesi için de aslında çok güzel hizmetlerden ve üretilen katma değerlerden bahsedebiliriz. Açık bulunan tüm bölüm ve anabilim dallarında profesyonelleşmeyi ifade eden çalışmalar sergilenmektedir. Öğrenci kontenjanlarımız artarak ve fakültemizin tercih edilebilirliği yükselerek devam ediyor. Eğitim Fakültesi bir aile ve bütün olarak sürdürdüğü Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programıyla özellikle bu bölgeye ve hatta tüm ülkeye hizmet vermeye devam ediyor. Türkiye genelinde bu hizmeti veren üniversiteler arasında uzaktan eğitim sistemiyle teorik dersleri yürütürken sadece sisteme yüklenen dökümanların kullandırılmasıyla kalmayıp, aynı zamanda örgün eğitim ve öğretim uygulamalarından daha titiz ve özverili sanal-canlı sınıf uygulamaları yapılmaktadır. Birçok üniversite içerisinde yürütülen bu çalışmalar çerçevesinde uzaktan yüksek lisans eğitimi onayı YÖK’ ten İktisat Fakültesiyle beraber Eğitim Bilimleri Bölümü olarak alınmıştır. Bu onayın herhalde bir iletişim aksaklığından ve YÖK kaynaklı teknik bir sorundan dolayı öylece kaldığını da söylemek gerekir. Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programını yürütebilecek düzeyde donanımlı olan bir Eğitim Fakültesinden ve daha özelde de Eğitim Bilimleri Bölümünden bahsetmek gerekir. Bu bölümün PDR Anabilim Dalında halen bine yaklaşan bir öğrenci sayısı yakalanmıştır. Neredeyse her yıl sadece yatay geçişlerden 50 civarında öğrenci alınmaktadır. Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika programı ile hem kendi üniversitemizin mezunlarına ve hem de yapılan protokol çerçevesinde Ardahan Üniversitesine de aynı eğitim hizmeti katkısı sağlanıyor. Bu eğitim çalışmaları çerçevesinde bölgemize, üniversitemize ve fakültemize çok önemli maddi imkânlar sağlanıyor. En azından çalışan ve yürüyen bir üniversitenin sürekli olumsuz algılara meydan verecek şekilde anılmasının en büyük zararını şüphesiz ki bu şehre ve bölgeye verecektir.  Elbette ki her şeyin mükemmel olduğunu ifade etmek istemiyorum. Şüphesiz sorunlar olacaktır ve herkes hepimiz elbirliği ve kurumsallaşmanın getirdiği yeteneklerle bu sorunların üstesinden gelebilmeye çaba sarf etmeliyiz.

Tıp Fakültesiyle ilgili söylenenlerden yola çıkarak bu fakültede herhangi bir sağlık hizmetinin verilmediği insan aklına geliyor. Ancak en ufak bir sağlık sorunumuzda hastaneye gittiğimizde çokta kaliteli bir sağlık hizmeti aldığımızı inkâr edemeyiz. Eğer bir sorun var ise kuruma zarar verecek değersizleştirme söylemlerine yer vermemek en akıllıca olandır. Elbette ki sorunların üzerine gidilmelidir ve gereken önlemler gelişmeyi engellemeyecek şekilde alınmalıdır. Esas sorun; çalışanlar arasına nifak tohumlarının ekilmesi ve nihai olarak ta ideolojik bir kamplaşmaya gidilmesidir. Üniversitemizde şu ana kadar böyle bir durum olmadığı gibi, inşallah ferasetli yöneticilerin alacakları önlemler çerçevesinde bu ve benzeri durumlar yaşanmayacaktır.

Sayın Rektörümüzün vermiş oldukları onay çerçevesinde uzun bir süredir ulusal ve yerel medyada eğitim, öğretim, toplumsal birlik ve beraberlik gibi uzmanlık alanıma giren konularda yazılar yazıyorum. İnşallah yazmaya da devam edeceğim. Bendeniz de bir üniversite çalışanı olarak üniversitemizde vücut bulan güzel şeyleri de samimi olarak yazmam gerekir. Yaptığım da bundan ibarettir. İşte tüm bu faaliyetlerden yola çıkarak gelişen ve diğer üniversitelerle hizmette yarışabilecek bir üniversite olma yolunda önemli mesafelerin alınmakta olduğunu da belirtmek gerekir.

Daha fazlasını yazabilmek ümidiyle.

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER