Gazetekars

KAÜ’de Türk Kültürü konferansı

Ankara Hacettepe Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu, Kars Kafkas Üniversitesi’nde (KAÜ), “Türk Kültürü, Türk Dünyası” adlı konferans verdi.

05 Ocak 2014 Pazar 21:02

KAÜ’de Türk Kültürü konferansı

İlahiyat Fakültesi Konferans Salonundaki programa; Yrd. Doç. Dr. Kürşat Öncül, Yrd. Doç. Dr. Arzu Şeyda, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şenel, Yrd. Doç. Dr. Adem Balkaya, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını Yrd. Doç. Dr. Kürşat Öncül yaptı

KARS’A GELMEK BİR LÜTUF DEĞİL BİR VAZİFEDİR

Açılış konuşmasının ardından “Türk Kültürü, Türk Dünyası” konulu konferansa geçildi. Prof, Dr. Özkul Çobanoğlu, konuşmasına Kars’ın tarihi ve kültürel değerleriyle ön plana çıkan bir kent olduğunu ve bu kentte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.

Çobanoğlu, “Öncelikle Karsa gelmek bir lütuf değil, vazifedir. Burada olmaktan, sizlerle bu ortamı paylaşmaktan son derce mutluyum. Kars’ın bende apayrı değeri var.” dedi.

KÜLTÜR ÇOK GENİŞ BİR KAVRAMDIR

İlk olarak Türk kültürüne değinen Çobaoğlu, “Kültür çok geniş bir kavramdır. Adabı muaşeret kurallarından tutun yeme, içme her şey kültürün bir parçasıdır. Kültür ortaya konulan her şeydir. İcat edilen arabadan tutun her şey gelenek göreneklerimiz hepsi kültürün bir parçasıdır. Bizler fukara Türk milletiyiz. Çünkü tercüme yapmayız. Geçmişi alıp, geçmişten gelen, var olan kaynakları aynen kullanırız. Oysa insanoğlu tabiatın bir parçasıdır.  Ve sürekli tabiatla bir alışveriş içerisindedir. Biz insanlar çok güçlü değiliz. Ancak İnsanoğlu zayıf bir varlıkken daha sonra evrene, atmosfere hatta doğaya hükmedecek bir duruma geldi. Ve doğada verdiği bu mücadele sonucunda çoğu canlı yaşamını ortadan kaldırıyor ve onların ölümlerine sebebiyet veriyor.” diye konuştu.

HALK EDEBİYATI TOPLUMLAR ARASINDAKİ GÖBEK BAĞIDIR

Halk edebiyatının toplumlar arasındaki göbek bağı olduğuna vurgu yapan Çobaoğlu, “Türklerde çok önceden devam eden kalıplaşmış birçok gelenek var. Herkes patatesi haşlıyor ama kimse salatalığı haşlayalım demiyor. Çünkü bu bir gelenektir ve bizlere bu şekilde öğretilmiştir. Gelenekler bize geçmişten gelen ve değiştirilmesi zor olan bir yapının içindedir. İnsan var olduğu günden itibaren üç aşamadan geçmiştir. Birincisi uygarlar, ikincisi barbarlar, üçüncüsü vahşiler olarak sınıflandırılmıştır. Uygarlar, Avrupalılar değil batı Avrupalılardır. Yani sömürgecililerdir. Eski Kültür tanımına göre biz göçebeliler kültür ve medeniyet meydana getiremiyoruz. Başka milletler tarafından bizler yani Türkler sert, kavgacı, sabırsız olarak bilinir. Oysa bizim millet kadar sabırlı, iyimser milli değerlerini koruyan bir toplum görülmez.” şeklinde konuştu.

TÜRKOLOJİ,  TÜRKİYAT GEZİLEREK, GÖRÜLEREK YAPILAN BİR BİLİMDİR

Çobaoğlu, daha sonra şunları söyledi:

“Türkoloji çalışmaları Arkeolojik çalışmalarla desteklenmelidir. Türkoloji de biz yeni keşiflerin peşindeyiz. Bu alanda çalışmalarımız devam edecektir. Bizler Türkçe denen bir mucize ile karşı karşıyayız bunun kıymetini bilmeliyiz. Hun kanının en yaygı olduğu yer Türkiye çıktı. Bu DNA ile ispatlanmış bir durumdur. Bizler bu genç nesil bazı değerlerimizin farkına varmalıyız. Kendi değerlerimizi savunmalı, elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.

Gençler olarak sürekli iş bulamıyoruz ne yapacağız atanabilecek miyiz? Diye düşünüp duruyoruz. Sizlere bir çözüm yolu söyleyeceğim. Gençler sizler kendinizi donatarak iş bulursunuz. Kendinizi geliştirmekle işe başlayabilirsiniz. Zamanı ve şartları iyi değerlendirmeyi bilmelisiniz.”

NUTUK DEĞİL İCRAAT ZAMANI

Çobaoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Türkiyat ve Türkoloji alanında siz gençlere büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Türklük bizden iş bekliyor nutuk beklemiyor. Türkoloji kendisini yenilemeli kendi alanında geniş kapsamlı çalışmalar yapmalıdır. Türkolojiyi alet ve programıyla yenilemeliyiz. Siz gençler ellerinizde bilgisayar ve internet gibi teknoloji harikalarına sahipsiniz. Bunları olumlu kullanabilirsiniz. Ne demiş Hz Ali; “çocuklarınızı zamanına göre yetiştirin.” Sizler de bilgisayar üzerinden en basit örnek olarak Türkolojiye ait bir çizgi film düzenleyebilirsiniz.  Yeter ki eldeki imkânları değerlendirmeyi bilelim. Milli kültürümüze sahip çıkıp onu yabancı kültüre karşı koruyalım.”

ÖZKUL ÇOBANOĞLU KİMDİR?

1986 yılında Hacettepe Üniversitesi’nin Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olup, 1987 yılında Türk Halkbilimi Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. 1989 ile 1992 yılları arasında görevli olarak Amerika’ya gitti ve Çakıcı Mehmet Efe” (“Çakıcı Mehmet Efe Kültündeki Sözlü Kültür Biçimleri ve Dolaylı İcraları Arasındaki İlişkiler”) başlıklı yüksek lisans tezini tamamlayarak bilim uzmanı unvanını aldı. 1990 ve 1991 yıllarında Indiana Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı ve sonrasında Türkiye’ye dönerek, kariyerini Hacettepe Üniversitesi’nde sürdürdü. “Âşık Tarzı Şiir Geleneği İçinde Destan Türü Monografisi” başlıklı teziyle 1996 yılında bilim doktoru oldu, 1997 yılında yardımcı doçentliğe atandı.1997 ve 1998 yılları arasında Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi olarak görev yaptı. Aynı zamanda Kıbrıs Türk Halk Kültürü Arşivi’ni kurdu ve verdiği derslerle kuruma araştırmacı sağladı. 1998 yılında doçent unvanını aldı. 2000 yılında Krakow’daki Jagellon Üniversitesi’nde dersler verdi. Aynı yıl ABD’deki Indiana Üniversitesi’nde konferanslar düzenledi. 2001 yılında ise Kosova’da konferanslar verdi.

Günümüzde profesör olarak Hacettepe Üniversitesi’nin Türk Halkbilimi Anabilim Dalı’nda görev yapmaktadır.

(KHA)

 

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER