Koçyiğit: Kadınlar yoksulluğa, güvencesizliğe ve şiddete karşı mücadelede buluşuyor!
EĞİTİM SEN Kars Şubesi Kadın Sekreteri Nadire Koçyiğit, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle yaptığı yazılı basın açıklamasında, yoksulluğa, güvencesizliğe ve şiddete karşı kadınların mücadelede buluştuğunu söyledi.
25 Kasım 2018 Pazar 17:40
Tacettin DURMUŞ
Ataerkil kapitalist sistemin yarattığı eşitsizlikler, ayrımcılıklar ve savaşların derinleşerek devam etmekte olduğunu söyleyen Koçyiğit, tüm dünyada devletlerin uyguladıkları baskıcı politikalarla kadına yönelik şiddetin boyutlarını ve dozajını arttırdığını dile getirdi.
Koçyiğit açıklamasında, böylesi bir gerçekliğin yaşandığı günümüzde, kadınların ataerkil kapitalizme ve yarattığı şiddetin her türlüsüne karşı; savaşa, tacize, tecavüze, yoksulluğa, haklarımızın yok edilmesine, eşitsizliğe ve gericiliğe karşı bir kez daha alanlarda olduğuna dikkat çekti.
Açıklamasında yaşamın her alanını dönüştürme, şiddetsiz bir dünyayı örme iddiasıyla kadınların alanlarda olduğunu ve alanlarda olmaya da devam edeceklerini belirten EĞİTİM SEN Kars Şubesi Kadın Sekreteri Nadire Koçyiğit: “Dünya ekonomik forumu küresel cinsiyet uçurumu raporuna göre Türkiye 140 ülke arasında 131.sıradadır. ''Kadın erkek eşit değildir!'' diyen zihniyet, bu geriliği yeterli görmüyor olacak ki, kadın düşmanı politikalarıyla, kazanılmış haklarımıza dönük saldırılarla var olan eşitsizliği her geçen gün daha da derinleştiriyor. Her üç kadından biri şiddetin en az bir biçimine maruz kalıyorken, şiddeti önlemek için daha etkin mekanizmalar oluşturmak yerine siyasal iktidar, 6284 No' lu Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasasını yok etmeye çalışıyor. Oysa bu yasa, uygulamadaki eksikliklerine rağmen şiddeti önlemeye dair elimizdeki tek yasadır. Diğer yandan, mecliste boşanmayı önleme komisyonu aracılığıyla hazırlatılan yüzlerce sayfalık raporla, kadının aile içinde uğradığı şiddeti meşrulaştırmaya çabalıyorlar. İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğini yerine getirmeyenler, en son olarak nafaka hakkının peşine düştü. “Kadın erkeğe, aileye daha fazla bağımlı olsun” hesaplarını yapanlara bugün buradan cevap veriyoruz: “haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkacağız. aileye köle olmayacağız.” Dedi.
Aile Değil Kadınız, Kadın Bakanlığı'nda Israrcıyız!
Bildiğimiz gibi AKP’nin aileyi korumayı önceleyen politikaları ''kadın'' adının bakanlık başta olmak üzere pek çok yerden çıkarılmasıyla sonuçlandı. Yeni rejime uyum çerçevesinde kurulan, adını bile söylemekte zorlandığımız yeni torba bakanlığın da tıpkı ''Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” gibi kadınların gerçek sorunlarına çözüm üretmek niyetinde olmadığını geçmiş 16 yıllık pratikten biliyoruz. Kadına yönelik şiddeti münferit gören, tacizi tecavüzü meşru kılan, istismarda rıza arayan, LGBTİ + lara yönelik nefret cinayetlerini savunan, erkeğin tekelinde bir aile ve ülke anlayışında kadını kaderiyle baş başa bırakan bir bakanlığın üreteceği tek şey kadın düşmanlığıdır. Biz, toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifini esas alan ve kadınlarla birlikte politikalar üreten, bir kadın bakanlığının acilen kurulmasında ısrar ediyoruz.
Yan yanayız, Kol kolayız, Krizinizde Yanmayacağız!
Her ne kadar adı yasak edilmeye çalışılsa da kapitalizmin yapısallığında ortaya çıkan ve AKP' nin politikalarıyla derinleşen ekonomik krizin en ağır sonuçlarını biz kadınlar yaşıyoruz.
İşgücü piyasasında ilk gözden çıkarılan kadınlar olurken, ev geçiminin ağırlığı en çok kadınlar üzerine kalmakta, tasarruf yaparken de ev içi çalışma yükleri katlanmaktadır. Ekonomik kriz bizi işsiz, güvencesiz bırakarak daha fazla yoksullaştırırken her türlü şiddete de açık hale getiriyor. Üretimden kopuk ranta, savaşa, talana dayanan ekonomik politikaları nedeniyle ülkeyi uçuruma sürükleyenler, krizi emeğe dönük saldırıların fırsatı haline getirmek istiyor. En fazla kadınları etkileyecek esnek, performansa dayalı çalışmayı, emeklilik hakkının gaspını sağlamak istiyorlar. Krizin faturasını bizlere ödetmeye çalışanlara buradan bir kez daha sesleniyoruz: Faturayı krizi yaratanlar ödesin, biz ödemeyi reddediyoruz!
Emeğimiz, Bedenimiz, Kimliğimiz Bizimdir!
Özgürlüğümüze, bedenimize, hayatımıza, kadın mücadelesine yönelik saldırıları; bizlere reva görülen bu düzeni kabul etmiyoruz! Sözümüzü örgütleyebilme, yan yana gelme ve hayatı değiştirme iradesinde ve iddiasındayız. Biliyoruz ki, bizi kenara iten, yok sayan, emeğimizi görünmez kılan, bedenlerimizi metalaştıran bu sömürü çarkın dişlilerine bir çakıl taşı olup takıldığımızda, bu çark dönemeyecek.
Her türlü şiddetin son bulduğu, tacizin tecavüzün, istismarın, kadın cinayetlerinin, savaşın olmadığı; eşit, özgür, laik ve demokratik bir ülkede barış ve huzur içinde yaşamak hakkımız. Sen de gel, güç kat “ELELE KADIN DAYANIŞMASIYLA ŞİDDETSİZ BİR DÜNYAYA” birlikte yürüyelim…” dedi.