Köy Enstitüleri Fotoğraf Sergisi
Eğitim-Sen Kars Şubesi, Köy Enstitülerinin 72. Kuruluş Yıldönümünü çeşitli etkinliklerle kutluyor. Bu kapsamda Halk Eğitim Merkezi Sergi Salonu’nda açılan fotoğraf sergisine çok sayıda katılım oldu.
18 Nisan 2012 Çarşamba 08:29
Konuyla ilgili Eğitim-Sen Kars Şubesi’nden yapılan açıklamada da şu ifadelere yer verildi: Cumhuriyet tarihinin en önemli eğitim projelerinden bir olan Köy enstitülerinin 72. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Bu anlamlı günde Köy Enstitülerinin kuruluşunu, felsefesini, ve tarihçesini günümüz eğitim politikalarını değerlendirmek için hatırlamakta fayda var.
‘1936 yılında Saffet Arıkan’ın vekilliği döneminde ‘Köy Eğitmeni Projesi’ uygulamaya başlanarak Köy Enstitüleri için ilk adım atılır.Köy eğitmeni projesinde amaç köye hem öğretmen hem de modern üretim araçları ve tarım yöntemleri sağlayarak eğitimin mali yükünü hafifletmektir.İsmail Hakkı Tonguç’un yönetiminde başlanan bu projenin başarılı olması üzerine, eğitmen kursları ülkenin başka yerlerine de açılarak çoğaltılmıştır.İzmit-Kızılçullu ve Edirne –Karaağaçta birer eğitmen kursu açılmıştır.Bunları 1938 yılında Kastamonu-Gölköy, Adapazarı-Arifiye, Samsun- Akpınar 1939’da Erzincan ve Isparta Gönen’de açılan eğitmen kursları izler.Bu 4 okul Köy Enstitüsü yasası çıktıktan sonra ‘Köy Enstitüsü’ adını almıştır.
1940 yılında dünyanın büyük bir bölümü savaşa tutuşmuşken, Türkiye’de eğitim yoluyla gericiliğe karşı açılacak bir savaş için ‘ilköğretim seferberliğinin’ hazırlıkları yapılıyordu.İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel’in ısrarlı çalışmaları sonucunda 17 Nisan 1940 yılında 3803 Sayılı Köy Enstitüleri Yasası TBMM’de onaylanarak yürürlüğe girmiştir.Köy Enstitüleri projesi hızla tüm yurda yayılmış ve 1948 yılında enstitülerin toplam sayısı 21 ulaşmıştır.Kapatıldığı 1954 yılına kadar da 21 enstitü eğitmen yetiştirmiştir. Köy Enstitülerinin kapanış süreci ikinci dünya savaşından sonra Soğuk savaş döneminde başlamaktadır.Savaştan sonra Türkiye’nin siyasal yaşamı da çok köklü değişikliklere uğramıştır.Milli Eğitim Bakanlığından Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç ekibi tasfiye edilmiştir.Cumhuriyetin kentle kır, şehirle köy arasındaki eğitim farklılıklarını gidermek adına geliştirdiği önemli bir proje olan Köy Enstitüleri köoy çocuklarının aydınlamasından duyulan rahatsızlığın da etkileriyle birleşince 1946 yılından sonra amacından saptırılmaya çalışılmıştır.1950 yılında Demokratik Partinin iktidara gelmesi ile Köy Enstitüleri’ne son darbe indirilmiş ve 1954/6234 sayılı yasa ile Köy Enstitüleri kapatılmıştır. Diğer taraftan Köy Enstitülerinin kapatılması ve imam hatip liselerinin çoğalmasıyla din ağırlıklı eğitim sisteminin önü açılmıştır.Kuruluşunun tarihi 1949’a kadar dayanan imam hatip liseleri 1972 yılında çıkarılan yönetmenlikle 4 yıllık eğitim veren meslek okulu haline getirilmiştir.Köy Enstitülerinin kapatılma sürecinde İmam Hatip Liselerinin eğitim hayatındaki yerini alması düşündürücüdür.Bu liselerde verilen eğitimin dini ve tek mezhebin yaklaşımlarını savunan bir eğitimdir.Bu da her şeyden önce laikliğe ve demokrasiye aykırı bir yapının eğitim sistemimizdeki yerini aldığını gösterir. 12 Eylül darbesinden sonra Türk-İslam sentezi toplumsal belleğe empoze edilmeye başlanmıştır.Bunun ilk adımlarından biri din dersini zorunlu hale getirmektir.Daha sonra tarikatlar, bir çığ gibi çoğalmış okullarda ,yurtlarda, üniversitelerde , dershanelerde örgütlenmiş ve eğitim sistemini kendi anlayışlarına göre dizayn etmeye başlamışlardır.Siyasal İktidarlarda oy kaygısıyla hareket etmiş ve eğitim de tarikat yapılanmasına engel olmak için gerekli çalışmaları yapmamıştır.Bütün bunlar dogmatik eğitim anlayışının yerleşmesine sebep olmuştur.Bugün kaba kuvvetle, çoğunluk faşizmiyle uygulamaya konulan 4+4+4 eğitim sistemi de bütün bu sürecin en billurlaşmış sonucudur.
Bugün Türkiye’de yetiştirilen hayattan kopuk, dogmatikleşmiş, bilimsellikten uzak eğitim anlayışının karşısında Köy Enstitüleri yaşamla bilgi arasında bir köprü oluşturmuş ve yaşayarak öğrenme pratiklerinin geliştirilmesi adına önemli katkılar sun muştur.
Katılımcı, ilerici ve demokrat öğretmen yetiştiren Köy Enstitülerinin kapatılmasından sonra öğretmen yetiştirme sisteminin yozlaşmasının önünü daha da açılmıştır.Bugün ülkemizde öğretmen yetiştirme sisteminin geldiği yer ortadadır.Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen açığının 140.000 ‘den fazla olduğunu söylemektedir.Oysa açık çok daha ileri düzeydedir.Öte yandan plansız, programsız işleyen öğretme yetiştirme sistemi mesleği niteliksizleştirmeye ve işsiz öğretmenler kitlesini günden güne büyütmeye yaratmaktadır.Bugün 300. 000’in üzerinde öğretmen atama beklemektedir. Hem eğitim fakültelerinin hem de diğer yüksek öğretim kurumlarının özerkliğinin önündeki en büyük engel YÖK’tür.12 Eylül darbesinin ürünü olan YÖK yüksek öğretimin piyasalaştırılmasının önünü açmaktadır.Uyguladığı programlar piyasacı olmanın yanı sıra anti-laik, anti-demokratik bilimsellikten uzaktır.Yüksek öğretimin en büyük kamburu olan YÖK kapatılmalı ve yüksek öğretim çağın koşullarına ve bilimsel ilkelere göre yeniden yapılandırılmalıdır. Neo-liberal politikalarla eğitim piyasalaştırılmaya çalışılmaktadır.Hizmet alımlarının okul-aile birliklerine yıkılmaya çalışılması sınav sisteminin sonucunda dershanelerin ve özel derslerin yaygınlaşması gibi örnekler eğitim deki piyasacı yaklaşımların somut kanıtlarıdır.Oysa eğitim bir kamu hizmetidir.Her bireyin nitelikli, bilimsel, laik, demokratik, parasız ve ana dilde eğitim alma hakkı vardır. Günümüz eğitim sitemindeki bütün bu olumsuzlukların karşısında 71 yıl önce kurulan Köy Enstitüleri uyguladığı eğitim anlayışıyla eğitimde devrim niteliğinde bir adım olmuştur.Eğitimde yapılacak olan laik,demokratik, katılımcı, pratikte uygulanabilir bir eğitim devrimi için Köy Enstitülerinin öğretmen yetiştirme yöntemini ve eğitim felsefesini doğru incelemek ve bu felsefeden hareketle Köy Enstitüleri modelini aşacak yeni bir model yaratmak gerekir. Eğitim-Sen Kars Şubesi olarak Köy Enstitülerini ve oradan yetişmiş binlerce kıymetli öğretmeni saygıyla anıyoruz.Kuruluşun 72. yılında Fotoğraf Sergisi ve Belgesel söyleşilerle Köy Enstitülerini ve kıymetli öğretmenlerini unutmayacağımızı bir defa hatırlatmak istiyoruz.