Kuş gözlem gönüllüleri
2004 yılında Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu’nun Kuyucuk Gölü’nde kuş gözlemleriyle aktif faaliyetlerine başlayan KuzeyDoğa Derneği o yıldan itibaren gönüllüleri de kabul etmeye başladı.
27 Haziran 2012 Çarşamba 08:29

Başta Kafkas Üniversitesi olmak üzere şu anada kadar Türkiye’den ve 21 ülkeden 200’ü aşkın gönüllü çalışmalarda görev aldı.
Kuyucuk Gölü, 2005 yılında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilan edildi. 2007 yılında kuş halkalama çalışmalarına başlandı. 2008 yılında bu çalışmalar sayesinde Whithey altın ödülü alındı. 2009 yılında Uluslararası Korumu Statüsü olan RAMSAR alanı ilan edildi. Ayın yıl Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa’nın Seçkin Turizm Cenneti ilan edildi. Bunun ödülü de Brüksel’de Kuyucuk Köyü Muhtarı Turan Demir’e verildi. Aynı yıl dönemin Valisi Mehmet Ufuk Erdem’in girişimleriyle gölü ikiye bölün yolu iki ucundan 50’şer metre kesilerek Doğa Koruma amaçlı Türkiye’nin ilk yapay adası oluşturuldu. 2010 yılında da gölün Yönetim Planı yapıldı. Bu kapsamda bir Kuş Gözlem Kulesi inşa edildi. Bu yaz ise Kuyucuk Köyü’ne Ziyaretçi ve Eğitim Merkezi yapılacak. Şu an bu merkezin ihale süreci devam ediyor. Bunun finansmanını da SERKA tarafından sağlayacak.
GÖNÜLLÜLERLE BERABER ÇALIŞIYORUZ
Böylesine önemli çalışmalara imza atan KuzeyDoğa Derneği de bu faaliyetlerinde gönüllülerin büyük desteğini aldı. Şu anda 5 gönüllünün görev aldığı Kuyucuk’ta derneğin halkacı ve gönüllüleri büyük bir özveriyle görevlerini sürdürüyorlar. Gönüllülere çok müteşekkir olduklarını söyleyen KuzeyDoğa Derneği Başkanı Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, bugüne kadar 21 ülkeden 200’ü aşkın gönüllü geldiğini, Türkiye’den ve özellikle de Kafkas Üniversitesi’nden de gönüllüler geldiğini ifade etti. Türkiye’den 24 üniversiteden gönüllünün özveriyle çalıştıklarını da ifade eden Şekercioğlu, “Bu arkadaşlarımız için bu çok önemli bir tecrübe oluyor. Çünkü çoğu arkadaşım burada ilk kez ‘biyolojik araştırma istasyonu nedir’, ‘arazi araştırması nedir’, ‘kuş halkalama nedir’, ‘doğa içinde yaşama çalışma zorlu şartlara rağmen bilimsel çalışma yapma’, ‘düzgün ölçümler yapma’, ‘tür çeşidi tespiti yapma nedir?’ bunları öğreniyorlar ve onlar için bu çok önemli bir staj oluyor, eğitim imkanı sağlanıyor. Ayrıca bu arkadaşlarımız ilk karşılaştığında gerek biyolojik araştırmaya, gerek bilimsel çalışmaya büyük bir tutkuyla bağlanıyorlar. Bunu devam ettiriyorlar, yani bizim gönüllü programımızın esasen en önemli aşaması bu tamam bize yardımcı oluyorlar destek oluyorlar ama bize yardımcı olmasalar bile yani bir hafta gelen arkadaşlarımıza bile kapımızı açıyoruz. Çünkü onların hayatlarını değiştiren önemli çalışmadır, kariyerlerini de çok etkiliyor. Etkilemese dahi sonuçta bu arkadaşlar farklı mesleklere yönelecek ve bu tecrübeyi her zaman içlerinde taşıyacaklar. Kimbilir belki birileri çok yüksek mertebelere gelecek, bakan olacak, başbakan olacak ve o zaman doğayı korumak için hiç zorlanmadan onlar dağa koruma kanunlarını kendileri verecekler.” dedi.
HEM TECRÜBE KAZANIYOR GÖNÜLLÜLER HEMDE EĞLENİYORLAR
Şekercioğlu daha sonra şöyle konuştu:
“Bu tecrübenin sayesinde, gönüllülerimizin ilk öğrendikleri ‘arazide nasıl davranılır, ne yapılması gerekir’. Disiplinli bir şekilde istasyonda görev dağılımı, yemek yapma, işte istasyonu temiz tutma, bilimsel araçlara sahip çıkma, kayıp etmeme ve daha sonra bu uyum sürecinden sonra arazi kontrolü yapılıyor. Derneğimizin tecrübeli elemanlarıyla kontrole gidiyorlar. Ve biz tek başına bunları araziye yollamıyoruz. Çünkü hem alanda riskler var; hem de kuşlar zarar verilmeden seri bir şekilde çıkarılması gerekiyor. Nasıl çıkarılır, torbaya konur ve getirilir. Bunu öğrenmek birkaç hafta alıyor. Bu yüzden biz gönüllülere ‘minimum iki hafta gelin’ diyoruz. Çünkü alışma öğrenme bir haftayı alıyor ve tam alışmışken işler düzene girmişken ve gönüllülerimiz artık bize destek olabilecek iken giderlerse hem bize yeterince destek olamıyorlar. Daha da önemlisi bazı gönüllülerimiz tam alışmışken, doğa ortamına ayak uydururken bırakmak zorunda kalıyor. Çok üzgün ayrılan, hatta ağlayan oluyor ve pişman oluyorlar. Bizlerde gönüllülerimizin minimum iki hafta daha fazla gelmelerini istiyoruz ki bu istasyonun ortamına alışsınlar. Uzun süreli gelen gönüllülerimize dev daha ileri teknikleri öğretiyoruz. Halkalamanın detaylarını, tür tespitinin detaylarını, nasıl ölçüm alındığını ve gönüllülerimiz ne kadar uzun süre kalırsa o kadar iyi çünkü daha fazla kuş çeşidi görebiliyorlar. Gönüllülerimiz bir düzine yada bir yılda 100’den fazla kuş türü tutabiliyor çünkü her gün daha değişik kuş türü karşımıza çıkıyor.”