Mikro Kredi Kars’ta da hayata geçiyor
Kars Valisi Ahmet Kara, Kars’ta Özel İdarede Müdürlüğü’nün mikro kredi yönetmeliği hazırladığını ve bu mikro kredi yönetmeliğinin yakında uygulamaya geçirileceğini açıkladı.
07 Temmuz 2011 Perşembe 15:32
Vali Kara, mikro kredinin neler getirdiğini yönünde şunları söyledi: “İhtiyaç sahiplerine küçük çapta krediler verilecek. Örneğin; bir dikiş makinesinde dikiş dikmek isteyen bir kadına bir dikiş makinesi almak. Ya da evinde nakış yapmak isteyen ve ya başka bir şey yapmak isteyene o işin makinesini temin etmek veya halı dokumak isteyene halı tezgahı alıp evinde tamamen kendine verilecek. Diyelim ki biz ona 3 bin TL verdik, 100 TL ile bize 30 ayda ödemek suretiyle küçük çaplarda geriye ödeyecek. Faizsiz ve tamamen Özel İdarenin imkanlarıyla, Özel İdarenin bütçesinden ayırdığımız bir para. Biz bu parayı küçük esnaf diyebileceğimiz evinde üretim yapan hanımlara yönelik olacak.”
Güneydoğu’da bunun uygulamasının fazlaca yapıldığını artık Kars’ta da hayata geçirileceğini belirten Vali Kara, “Bunu Güneydoğu’da belli bir vakıf yapıyordu ve çok da başarılı oldu. Bizde Özel İdare olarak kendimiz yapmayı düşündük. Genel Sekreter vekilimiz yönetmeliğine hazırladı. Benimde onayıma sundu ve yönetmelik yürürlüğe girdi. Yakında biz küçük çapta 1000 TL’den 5 bin TL’ye kadar küçük çapta krediler vereceğiz. Ama onun dışında Vakıf olarak biz destekliyoruz. Vakıf proje yapmak suretiyle Vakıf Genel Müdürlüğüne gönderiyor Genel Müdürlüğün onayından sonra biz burada projeleri uyguluyoruz.” diye konuştu.
VEREN EL ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR
Kars Valisi Ahmet Kara, El emeğiyle çalışmak, alın eri dökmenin her zaman dilenmekten, istemekten iyi olduğunu söyleyerek, “Veren el alan elden üstündür” atasözünü hatırlattı ve elinde mesleği ve sanatı olanlara her türlü desteğin verildiğini belirtti.
“Veren el alan elden üstündür” atasözünden yola çıkan Vali Kara, “Yani alan el bizim kültürümüzde, toplumumuzda çok makbul sayılmak. İstemek çok makbul sayılmaz. Ama şu şekilde, “Makinelerimi çalıştıracağım imkan istiyorum.” diyen arkadaşlarımız için kanunlar oldukça müsait.” dedi.
3294 Sayılı Vakıf Kanununun buna imkan verdiğini ifade eden Kara, “3294 diyor ki; 1. Çok muhtaca doğrudan hibe, sağlık yardımı, gıda yardımı, eğitim yardımı, nakit yardımı yapabilirsin. 2. küçük bir yardımla az bir hibe ile eğer işini kurabilecek nitelikte bir insan başvurmuşsa size onun fakirliğine bakmazsın, o işini kurup ayakları üzerinde durabilmesi için yeterli desteği verin diyor. Kanun buna müsait onun için bu arkadaşımız bizden iktisadi destek istiyor. Yakında KOSGEB kuruluyor. KOSGEB de buna benzer destekler verecek. Bu arkadaşımız İŞ-KUR’un açtığı şeylerden geçseydi 27 bin liralık verdiği hibe var. Belki ondan da yararlanacaktı ama ben şimdi vakıftan bu arkadaşımızı normal iktisadi işletme olarak destekleyeceğim. Bu da 3294 sayılı kanunda zaten öngörülmüş vaziyette. Onun için bütün bu şekilde küçük işletme sahiplerine sözümüz olsun eğer, böyle işyeri çocuğunu geçindirecek düzeye gelecekse ve orada ekmeğini kazanabilecekse bizden de onu desteklemek boynumuzun borcu olsun.” diye konuştu.
KARS’A İFAT PROJESİ DE KURULUYOR
Kars’a İFAT projesinin de kurulacağını ve Kars’ın da merkez olacağını söyleyen Vali Kara, “SODES projeleri, Vakıf projeleri, Kırsal Kalkınma, SERKA bunun için uygun. Çok yakında Tarım Bakanlığını buraya getireceğiz. Burada İFAT projesini başlatacak. İFAT projesi dediğimiz İngilizce kelimelerin bir araya gelmesiyle oluşmuş bir kısa kelimedir. Türkçesi AKAD yani, Ardahan, Kars, Artvin kırsal kalkınma projesi 26 milyon dolarlık bir projedir. 5 yılda gerçekleşecek. Bu daha yeni kararlaştırıldı. Açılışını Tarım Bakanı ilimizde yapacak. Merkezi Kars oluyor. Bu projede kırsal alanda yapılacak yatırımları destekleme projesidir. Buradan da destekler olabilir.” dedi.
VALİ KARA DİPLOMALI MARANGOZ
Kars Valisi Ahmet Kara’nın diplomalı marangoz olduğunu ve liseyi de bir yılda bitirdiği ortaya çıktı.
Vali Ahmet Kara, dün ziyaret ettiği Paşaçayırı’ndaki Çetin Baytar’a ait hızar atölyesinde kendisinin de diplomalı marangoz olduğunu ve liseyi de bir yılda bitirdiğini açıkladı.
Vali Kara, “Ben aslında diplomalı bir marangozum. Diplomalı bir marangozum derken ilkokul ile ortaokul arasında 2 yıl eskiden devlet marangozluk kursları açıyordu. Ben aslında ilkokula ortaokul arasına 2 yıl ara verdim. Daha sonra okudum. Dolayısıyla okumadığım yıllarda marangozluk kursuna gittim. Hatırlıyorum 60 nolu marangozluk kursunu bitirerek diploma aldım. Arkadaşlarımın hepsi Erzincan’da marangozluk dükkanı açtı. Beni babam o zaman göndermedi. “Dükkan açamam param yok” dedi. Fakat daha sonra nasip oldu ortaokula başladık. Ortaokulu da süratle bitirdim. Liseyi de 1 senede bitirdim. Dolayısıyla ilkokul ile ortaokul arasında kaybettiğim 2 yılı lisede telafi ettim. Kaydı Erzurum İmam hatip Lisesi’dir. Güzün başladım. Baharda da mezun oldum. O zaman sistem imtihan yönetmeliğinin 67. maddesinin C fıkrası şunu öngörüyordu; her dersi ayrı ayrı 8,5 ve daha yukarıysa üst sınıfların sınavına girerek okulu bitirebilir diye bir hüküm vardı. Ben lise 1’deyekn notlarım çok yüksekti. Hocaların teşvikiyle lise 2’nin ve 3’ün sınavlarını da bitirme sınavı olarak verdim. O sene mezun oldum. Haziran da Erzincan’a döndüm. Dolayısıyla Erzurum İmam hatip Lisesini benden sonra yine bitiren oldu. Ama Erzurum İmam hatip Lisesinin 1 senede bitiren ilk mezunuyum ben.” dedi.
Vali Kara daha sonra bir rende alarak eski yıllarını hatırladı ve “Bizim marangozluğumuz döneminde bu kadar makineler yoktu. Rendemiz vardı. Tahta silmek için küçük rendeler vardı. Rende kullanıyorduk. Ve ya planya vardı. O aletlerimizi de kendimiz kursta yaptık. Marangozda kullanılan bütün aletleri kendimiz yaptık. Daha sonrada sizin sofra dediğiniz sini yaptık. Daha sonra çocuk sandalyesi, radyo dolabı halen, yaptığım radyo dolabı rahmetli annemin evindedir. O aletlerden yaptık ama bizim marangozluğumuz dönemi biraz bitti. Deniyor ya, “Alet işler el övünür.” Şu anda aletler işliyor insanlar övünüyor. Mesela mercimek tutkal vardır. Kaynatırdık onu yoğurt tutkaldan önce mercimek tutkal vardı. Tahtayı çok iyi tutardı. Bizde marangozlukta o tutkaldan çokça kullandık. Ama şimdi aletler gelişince benim marangozluğumun çok geçerliliği kalmamıştır. Bir tezgahta 2 kişi çalışırdık.”