Tacettin DURMUŞ

Mir Kasım Erdem bu çağrısını, konuşmacı olarak katıldığı Kars İl Müftülüğü, Kafkas Üniversitesi, Uluslararası El Mustafa Üniversitesi, Kafkas Üniversitesi Ehlibeyt Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Kars Ehlibeyt Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin Kars’ta düzenlediği ‘İslam’da Vahdet’ konulu panelde dile getirdi.

Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü Salonunda düzenlenen panele, 31 Mart’ta yapılacak seçimleri için yarışan Kars belediye başkan adayları CHP adayı Taner Toraman, MHP adayı Çetin Nazik, HDP adayı Ayhan Bilgen, İYİ Parti Adayı Settar Kaya ve DSP adayı Naif Alibeyoğlu ile AK Parti Kars İl Başkanı Adem Çalkın, MHP İl Başkanı Tolga Adıgüzel, DSP Kars İl Başkanı Hasan Devrim Ahmetoğlu ve Kars Belediye Başkan Vekili MHP’li Ferit Yenice’ni de katılmasını fırsat bilen Erdem, konuşmasında birlik ve beraberliğin yani “Vahdet’in” önemine değindi.

Panele konuşmacı olarak katılan Kars Ehlibeyt Derneği Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkan Yardımcısı Mir Kasın Erdem sunumunda; Hz. Ali’nin ‘insan bilmediğine düşmandır’ sözünü hatırlatarak, insanın karşısındakini tanımamasının birlikte yaşamanın önünde çok büyük bir engel olduğunu söyledi.

Her kesin bir birini tanımasının ve dost olmasının önemine de işaret eden Mir Kasım Erdem, özellikle siyasetçilerin ayrıştırıcı dilden uzak durmaları gerektiğine vurgu yaptı. Siyasi olarak oy toplamak için bazı siyasetçilerin ayrıştırıcı dil kullanmamalarını önerdi. Mir Kasım Erdem, seçimlerde ayrıştırıcı dil kullananların tuzağına düşmemek gerektiğine de vurgu yaptı. Belediye seçimlerinin yaklaşmakta olduğunu da hatırlayan Mir Kasım Erdem: “Belediye seçimleri yaklaşıyor. Kars’ta belediye başkan adayları birbirine nezaket ziyaretleri gerçekleştirdiler. Bu durum beni çok mutlu etti. İşte böyle olmalıdır. Ne olursa olsun, kim hangi inanç ve düşüncede olursa olsun, insanı insan diye sevmeliyiz.” Dedi.

TOPLU YAŞAMAYA MECBURUZ

İnsanın, toplumsal yaşamı olan bir varlık olduğunu ve bu nedenle herkesin toplu yaşamaya mecbur olduğunun altını çizen Erdem: “İnsanoğlu doğduğu çevredeki aldığı eğitimle veya kişiliğinden dolayı başkaları ile aynı düşünemeyebilir. Herkesin farklı düşüncesi vardır. Allah insanoğlunu böyle yaratmıştır. Her insanının farklı bir yapısı vardır. Her kes aynı düşünmeyecektir. Toplu yaşamak zorundayız, her kesin ayrı düşüncesi var ve buna da katlanmalıyız ve saygı göstermek zorundayız. Bizim hiç kimsenin ideolojisini, düşünce tarzını birleştirmeye gücümüz yetmez. Ancak sadece Allah’ın güzü yeter. Allah insanı serbest bırakmıştır. Bir yol da göstermiştir. İsteyen o yola gider, istemeyen gitmez. Böyle olunca da biz başkalarının düşüncesiyle yaşayacak mıyız? Öğleyse önce O’nu tanımalıyız. Çünkü karşımızdakini tanımazsak, ona düşman oluruz. Çünkü insan çocukluğunda bir bilgi öğrenir. O bilgile büyür ve daha sonra okula başlar, daha sonra da öğrendiği bilginin aksine bir bilgi öğrenir. İlk önce tepki verir. Çünkü o kişi ileri ki yıllarda daha önce öğrendiği bilginin yanlış olduğunu öğrenir. Fakat yaşamı ilerledikçe bir de bakıyor ki kendisi gibi düşünmeyenlerden daha fazla bilgisi olmuş. Yani kendisinin doğru zannettiği bilginin dışında o konuda başka doğrular da varmış. Bakıyor ki başkaları da o bilgiyi farklı biliyormuş. Bu defa daha önce karşı çıktığı o bilgi yavaş yavaş kendisini tereddüde düşüyor. Ve o bilgiyi araştırma ihtiyacı duyuyor.

HZ. ALİ: ‘İNSAN BİLMEDİĞİNE DÜŞMANDIR”

Hz. Ali buyuruyor ki “İnsan bilmediğine düşmandır” yani karşıdakini tanımama, birlikte yaşamanın önünde çok büyük bir engeldir. Karşımızdakini tanıyacağız. Tanıyacağız ki düşmanlığımız azalsın. İnsanın bir kere ‘Benim bildiğin mutlak doğru değildir” bunu bilmesi gerekir. Çünkü her hangi bir konuda profesyonelleşmiş insanlar bile yanılabilir. 40 yıl bir görüşü doğru diye savunurken, o kişi 40 yıl sonra çıkıp diyor ki ‘ben yanlış veya eksik biliyormuşum’. Ama bunu kim der, her zaman doğruyu arayan kişi der.

BİRLİK VE BERABERLİĞİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL, BİLGİYİ EHLİNDEN ÖĞRENMEMEKTİR

Fatiha Suresinde ‘bizi doğru yola ilet’ der. Demiyor ki bizi şehy’in yada falan mezhebin yoluna ilet. Birlik ve beraberliğin önündeki en büyük engel, bilgiyi ehlinden öğrenmemektir. Her işi ehline vermek gerek. Kalp ameliyatı olacaksak iyi bir kalp cerrahı arar. Fotoğraf çektirecek seniz en iyi fotoğrafçıyı ararsınız. İnşaatınız varsa iyi bir mühendis ararsınız. Yani dinimizi de ehlinden öğrenmemiz lazım. Yani çocukluğundan beri dini eğitim almış, mektep medrese görmüş, ilim ehillerinden almamız gerekir. 40 yaşına kadar dağda bağda dolaşmış daha sonrada sakal koyup külah takan her kes din önderi olamaz. Onların öğreteceği dini bilgiler de toplumu bir birinden ayrıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Önce Allah’ın ipine tutunacağız. Bizim ortak bir tutunacağımız nokta var. Kuran, Kuran’ı iyi tanıyıp ve bilmeliyiz. Kuran bizim önderimiz olmalıdır. Hoşgörülü ve saygılı olmalıyız. Yani Hz. Ali’nin dediği gibi ‘bir insanı kalben sevmediğin müddetçe o insanla iyi olmazsın’ insanı canı gönülden kalpten sevmeliyiz. Aynı inancı paylaştığımız için dinde kardeşiz. İnsanı, insan olduğu için gönülden sevmemiz lazım. Ne düşünüyor, ideolojisi nedir? Bunları bir kenara bırakmalıyız. Birbirinizin çayını içeceksiniz. Birbirinizin evine gideceksiniz. Birbirimize gidip geleceğiz ki, tanışıp konuşacağız ki vahdet olsun.” Dedi.

Kars İl Müftüsü Yusuf Eriş’in madaratörlüğünü yaptığı panelde, Evliya Camisi Din Görevlisi Murat Uluyürek Kuran’ı Kerim tilaveti sundu. Müftü Eriş’ın konuşmasından sonra sırasıyla; Uluslararası El Mustafa Üniversitesi Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Seyyid Vahit Kaşani, “Ayetullah Hamani’nin Düşüncesinde İslam Ümmetinin Vahdetinin Şematiği”, Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Hira “Vahdet İçin Tespitler ve tehditler” ve Kars Ehlibeyt Derneği Başkan Yardımcısı Mir Kasın Erdem “Ayrılığın sebebi ve çözümleri” konulu sunumlarını gerçekleştirdi.