Molokanlar ve Dukhoborlar -1-
Vedat AKÇAYÖZ / Dünya Molokanları Dostluk Der. Bşk. / Kars Kültür ve Sanat Der. Bşk.
19 Nisan 2010 / 08:43
Türkçe konuşan Yalınçayır doğumlu Tanya Samarin Kars’ın dağlarını,
Prisvitır; Vasil Nikalayeviç çayır çiçeklerini ve pınarların
suyunu özlemle anlatıyor
Günümüzde Molokanlar, Amerika, Kanada, Yeni Zelanda ve Kafkas ülkeleri… gibi dünyanın dört bir tarafına yayılmış, doğdukları topraklarından zorla sürülmüş, geçmiş tarihleri acı ve kan ile yazılmış, katliamlara uğramış; ama hep haksızlığa karşı direnerek barış ve hoşgörü içinde” onurla” yaşamlarını sürdürüyorlar.
Dünya görüşleri;
Molokan’ların; dinsel düşünceleri nedeni ile baskılara boyun eğmeyen bir karakter yapıları vardır.
Bilinenin aksine her zaman “pasifist değildiler,” aşırı haksızlığa uğradıklarında reaksiyon gösterdiler.
Savaş karşıtı dinsel düşüncelerinden taviz vermedikleri için, dünyanın dört bir tarafına sürülen barışçıl bir toplumdur Molokan’lar ve Dukhoborlar.
“Ortodoks Kilisesine ve askerliğe muhalif olmaları” Rusya’dan Kafkaslara, Kars platosuna ve dünya ya sürülmelerinin temel nedenlerindendi.
Molokanlar, ve Dukhoborlar; kapalı cemaat toplum yapısının en katı örneklerindedir, bu gerçek tarih boyunca yaşadıkları acı dolu sürgün yaşamlarından kaynaklanmaktadır.
Molokanizm, sadece bir inanç sistemi değil, ayni zamanda bir yaşam tarzıdır.
Kendi aralarında çok güçlü dayanışma içindedirler, toplumdaki her fert sıkı sıkıya birbirlerine bağlıdır, bu duygunun kökleri tarihsel geçmişlerindeki sürgünler, katliamlar ve acılar ile yoğrulmuştur.
Sürekli baskı ve sürgün hayatı Molokanlara birçok önder ve peygamberler kazandırmıştır. Bu peygamberler toplumsal huzursuzluğun ve aşırı baskının ürünüdür
Rusya’nın Stavrapol bölgesinde bulunan Levokomskoe’deki Molokan müzesi:
Molokan Polina, Stavrapol’deki evinde, 26 yıl önce ölen annesinin yattığı odada onun hatırasını her an yaşatmak için; annesinin dantelli yatağını, kanaviçe ile işlenmiş yastığını, nişanı için hazırladığı peşkirini ve mendilini olduğu gibi muhafaza ediyor.
Bu sebepledir ki; kilise otoritesine, çarın yoğun baskılarına, zorunlu göçtükleri ülkelerdeki aşağılanmalara, işkencelere ve asimilasyon sürecine direnç gösterebilmişlerdir; ama bu süreç
Molokanların inanç farklılıkları da gündeme getirmiştir.
Örneğin:
Maksimist Molokanların kutsal kitabı olan “Güneş Kitap’ı”; İncil, Tevratve Zebur’un sentezlemesi yanında tarihlerini, ıstıraplarını, sürgündeki çilele, kanı ve acıyı da harmanlayan bir içselliğe sahiptir.
Molokanları bir arada tutan en önemli unsur dindir.
Kiliselerin amacını aşan şatafatından ve abartısından kaçındıkları için dini vecibelerini Sabranya” dedikleri sade temiz bir evde çoluk çocuk kadın erkek hep beraber yaparlar.
Molokanlara göre Sabranya’da; içtenlik, doğallık ve saflık, ibadet yerinin en güzel süsüdür.
Molokanların ve Dukhoborların Kars platosu ile tanışması, halk arasında 93 harbi olarak bilinen,1877–78 yıllarında Osmanlı Rus savaşları sonunda imzalanan Ayastafanos Antlaşması sonucunda olmuştur.
Rusya’ya bırakılan Kars, Ardahan, Iğdır gibi bölgelerine zorla getirilip yerleştirilmişlerdir.
Molokan tarihi ve toplumsal yapısının derinlikleri; birçok dini önderlerin ve reformcunun fikirsel katkılarının yanı sıra göçler, acılar, ıstıraplar ve gözyaşları ile harmanlanmıştır.
Bu öğretinin temelinde;
“Tanrı beni yarattı ise,
Ben, Tanrı’nın yarattığı kulu öldürmem ve silah kullanmam” diyen dinsel bir dünya görüşü vardır.
Onların çok zorda kalmadıkça silahı ve savaşı reddeden, kin gütmeyen düşünce yapıları Hıristiyanlığın doğuşuna kadar uzanır.
İsa’nın çarmığa gerilişi sırasında;
Asker Pierre’nin elindeki kılıcı düşürmesi “Tanrı’nın isteğidir ve bütün insanların ellerindeki silahları bırakması gerekir” diye yorumlanmıştır.
Molokanların bu düşünceleri onların “Vijdani retçi” temel düşünce tarzını oluşturdu.
Din-Tarihi geçmişleri;
Malakanlar’ın; Ellerine silah almama, insan öldürmeme, askerlik yapmama ve savaşa karşı olma gelenekleri Hıristiyanlık kadar eski dinsel inanışlarına dayanmaktadır.
Hıristiyanlığın doğuş yıllarının en önemli din âlimlerinden biri olan “Teltullien’e” göre bu inanış; Hz. İsa’nın yakalanıp çarmığa gerildiği sırada askerlerden olan “Pierre’nin elindeki kılıcın yere düşmesi tanrının isteğidir ve tanrı bu isteği ile silahı tüm askerlerin elinden düşürmek istemiştir
Malakanlar’ın bu inanışları karşısında askerliği dayatmak veya zorlamak yanlıştır.
Molokanların ülkesi Rusya, Hıristiyanlıkla 988’li yıllarda tanıştı; fakat bu geçiş süreci, Hıristiyanlıktan önceki putpereslik törenleri nedeni ile çok sancılı oldu.
Hıristiyanlıktaki su ile vaftiz gibi katı dini ayinlere ilk rasyonel tepkiyi 1004’lü yıllarda“Rahip Adrian” koydu.
1125’te Rahip Dimitri ikinci rasyonalist hareketi başlattı; fakat her ikisinin hayatı da zindanda noktalandı.
1236’lı yıllarda başlayan Moğol istilası sırasında kiliselerin yakılıp yıkılması, dini merkezinin Kiev’den Viladimi’e oradan da Moskova’ya alınması sonucunda iki başlılık ve dinsel yorum farklılıkları meydana geldi