Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in, kardeşi Hz. Hasan gibi Emevi halifesi Yezid'in biat talebini reddetmesiyle başlayan süreç, tarihte "Kerbela Olayı" olarak bilinen büyük bir trajediye dönüştü. Hz. Hüseyin, Medine’den Mekke’ye, oradan da Kerbela’ya doğru yaptığı yolculuk sırasında çeşitli suikast girişimlerine uğradı. Nihayetinde Kerbela çölünde, 72 yakınıyla birlikte Yezid’in ordusu tarafından kuşatılarak şehit edildi.

Bu hadise, İslam tarihinde unutulmayan bir acı olarak 1400 yılı aşkın süredir her yıl Muharrem ayının ilk gününden itibaren anılıyor. Yas ve matem ayı kabul edilen Muharrem'de, özellikle Aşura gününde (10 Muharrem) acı ve hüzün doruğa ulaşıyor. Bu dönemde düğün, eğlence ve şenlik gibi etkinliklerden kaçınılırken; yas tutuluyor, mersiyeler okunuyor ve Hz. Hüseyin’in fedakarlığı, direnişi ile adaleti uğruna verdiği mücadele yad ediliyor.

Kerbela'da yaşanan bu trajedi, sadece bir tarihi olay olmanın ötesinde, adalet, direnç ve inanç uğruna verilen mücadelenin sembolü olarak görülüyor. Müslümanlar her yıl bu dönemde bir araya gelerek hem Hz. Hüseyin’i hem de Kerbela’da şehit olan diğer Ehl-i Beyt mensuplarını rahmet ve minnetle anıyor.