Gazetekars

“Mutlu Olmanın Sırları”

Karslı hemşerimiz Emekli Binbaşı Kişisel Gelişim Uzmanı Asım Yekeler, mutlu olmanın sırlarını açıkladı.

19 Aralık 2010 / 11:35

“Mutlu Olmanın Sırları”

Emekli Binbaşı Kişisel Gelişim Uzmanı Asım Yekeler, mutlu olmak için kin, nefret ve kıskançlık gibi duygulardan uzak durulması gerektiğini söyledi. Yekeler ayrıca, mutluluğun özünün kanaatkar olmaktan geçtiğini kaydetti.

 

1997 yılında emekli olduktan sonra kişisel gelişim eğitimi alan, kendisi de Karslı olan Emekli Binbaşı Kişisel Gelişim Uzmanı Asım Yekeler, İlkokul yıllarından beri çok kitap okuyan birisi olarak tanındı. 1999’dan itibaren bu seminer ve konferans vermeye başladı. Şu ana kadar Türkiye’de 250’nin üzerinde konferans verdi. 40’a yakın Valilik seminer ve konferans için kendisini davet etti. Daha sonra kaymakamlıklar, üniversiteler, sivil toplum kuruluşlarının davetleriyle seminerler sürdü. Verdiği seminerlerin konuları ise; “Mutlu olmanın yolları”, “İnsan ilişkileri”, “Sanat ilişkileri”, “Kişisel sağlık” gibi benzer konuları içerdi.

 

10-15 YIL SONRA BU BİLGİ ESKİMESİ 3 SAATE İNECEK!

 

Bu seminerlerin yansımalarından söz eden Yekeler, “Her şey okulda verilmiyor, verilmesi de zaten mümkün değil. Mutlaka kişilerin bu bilgileri özel almaları gerek. Kişisel girişimin Türkiye’ye girişi çok eski değil. 1950’li yıllarda girmeye başladı. Ama toplumun buna son derece ihtiyacı olduğunu seminerlerde görüyoruz. Kültürlü anne, babalarında çocukları çok kültürlü zannedilmesin. Örneğin yurt dışında bir seminer almak için, tek bir kişi içeriye 100 dolar ödeyerek giriyor. Bilgi çok önemli, bilgi olduğu zaman siz birçok şeyi çok daha kolay halledebiliyorsunuz. Mesela bir insan diyor ki: ben 100 dolar veriyorum bilgi alıyorum ama belki 100 bin dolarlık bir felaketten kendimi koruyorum. Bunun için bilgi çok önemli, hele hele çağımızda daha da önemli. Belki geçmiş yıllarda bir bilgi 50 yıl kalıyordu ama şimdi ise 3 ayda bir bilgi eskiyor. Yani bu demektir ki, belki de ileride, 10-15 yıl sonra bu bilginin eskimesi 3 saate inecek. Çağ bu kadar hızla gelişiyor. O halde bizimde kendimizi ekstra bilgilerle donatmamız lazım. Sadece okul bilgileri yetmiyor. Bunun için halkın karşısındayım. Bu yönde de son derece olumlu tepkiler alıyoruz. Zaten verdiğimiz konferansların sayısı da bunu gösteriyor.” diye konuştu. 

 

MUTLULUĞUN ÖZÜ KANAATTIR

 

“Öncelikle mutluluğun özü kanaatkar olmaktan geçiyor.” diyen Yekeler, “Yani insan eğer kanaatkar değilse o insana, İstanbul’u verin Ankara’yı ister, Ankara’yı verin Türkiye’yi verin Paris’i ister. Yani ben işyerimde bunu şöyle vurguluyorum; diyorum ki, mutluluk herkesin yarattığı kan değil, demet demet çiçekten bir tek karanfildir. Yani o demet demet çiçekten bir tek karanfille diğerine göre yetinmeyi bilirsek, işte o zaman bu mutluluktur. Uyumsuz isek mutlu olmamız mümkün değil. Bu çok önemli bir konu.” dedi.

 

İTİRAZDAN UZAK DURUN

 

Yine mutlu olmak için aşırı hız ve itirazdan uzak durulması gerektiğini vurgulayan Yekeler, şu önerilerde bulundu: “Sağlımıza zarar verecek, ruh sağlığımızı etkileyecek aşırılıklarından kaçınmamız lazım. Tabi ki para kazanacağız, çocuğumuzun rızkını kazanacağız ama öyle insanlar var ki büyük bir makam hırsına giriyor, büyük bir para hırsına giriyor ve kaybettiğimizde de bir anda Ağrı Dağından Iğdır Ovasına düşmüş gibi oluyor ve kabullenemiyor. İşte intiharları görüyorsunuz; kafasına tabanca sıkanlar var. Örneğin, yakın zamanda Erzincan rektörümüzün intiharına şahit olduk. O halde, Lavirens’in bir sözü var diyor ki, hiçbir şey için benimdir deme, yanımdadır de. Çünkü benimdir dediğinde onu sizden kimsenin almaması lazım değil mi? Ama alıyorlar. Örneğin; annemizi, babamızı, çocuğumuzu, eşimizi bizden alırken yaradan bizden müsaade istiyor mu? İstenmiyor değil mi. Yani bizim olsaydı bizden müsaade istenirdi. “Ya Ali Bey annenizin ruhunu yarın teslim alacağız müsaade ediyor musunuz” derlerdi. O halde diyorum bu tip değerlerimiz hepsi bizim yanımızda misafir.”

 

SİM KART GİBİ BİLGİLER SİLİNİYOR

 

Sağlığın önemine de değinen Yekeler, “Sağlığa dikkat edin. Bir dakika sonrasının garantisi var mı ne olacağınızın” Yok değil mi” Demek ki sağlık misafir, zenginlik misafir, bilgi misafir, anne, baba, eş, çocuk, sevdiklerimiz misafir. Makam mevki her şey misafir. Bunu böyle algılarsak hatta bunların kaybı da bizi fazla üzmez. Deriz ki, evet annemdi, babamdı, eşimdi,çocuğumdu, çok kıymetli emanetimdi, çünkü onlar gerçekten Allah’ın bize verdiği bir emanet. Belli bir süre yanımızda duruyor ondan sonra bizi terk ediyor. Sağlık öyle, bilgi öyle, para öyle. Belli bir yaştan sonra unutkanlığınız başlıyor, sim kart gibi bilgiler siliniyor.”

 

GENÇ KIZLAR ÇİRKİNLİĞİ DERT EDİYOR

 

Üniversite öğrencilerinin nasıl mutlu olacaklarını merak ettiklerini de vurgulayan Yekeler, şunları söyledi:

 

“Bir de genç kızlarımız, genç delikanlılarımız üniversite konferanslarımızda gelip diyorlar “Hocam ben nasıl mutlu olayım, ben çok çirkin bir kızım, çok kısa boyluyum, saçım böyle, gözüm böyle?” Ben onlara diyorum ki; bakın eğer Allah’a inanıyorsanız, bu dünya imtihan dünyasıysa burada imtihandayız. Allah kimine güzellik veriyor, kimine ilim veriyor, kimine mevki makam verip imtihan ediyor, kimine zenginlik verip imtihan ediyor, kimine para verip imtihan ediyor, kimine bilgi verip imtihan ediyor, kimine özürlü çocuk verip imtihan ediyor, “bakalım bana isyan edecek mi” diyor. Kiminin kendisine kusur veriyor, özür veriyor. Gidin bir köre diyor, “Allah’ım benim suçum neydi, benim niye gözüm kör”. Ama o da bu dünya da öyle imtihan ediliyor. Bu dünya imtihan dünyasıysa buradaki hiçbir fiziki kusurumuzdan dolayı biz öbür dünya da hesap vermeyeceğiz. Davranışlarımızdan dolayı hesap vereceğiz ve bu fiziki kusurlarımızı hiç önemsemeyeceğiz. Örneğin; ben yine diyorum ki terziye gideriz kumaş veririz hiç terziyi kumaştan dolayı suçlar mıyız? Terziyi ne zaman suçlarız? Terzi dar dikerse, bol dikerse, dikiş hatası yaparsa, kesim hatası yaparsa, bir kola 3, bir kola 4 düğme atarsa deriz ki, “ya kör müydün, niye bunu yaptın” deriz. Ama kumaştan dolayı bir şey diyemeyiz. Terzi ne der? “Beyefendi sen bana bahariye getirdin sana bahariyeden elbise diktim. Altı yıldız getirseydin altı yıldızla da dikerdim.” O halde ben de diyorum ki hepimiz bu dünyada kendimizi terzi gibi görmeliyiz. Kumaş Allah’ın bize verdiği fiziki görünüm, o Allah’ın bize verdiği kumaştır, kumaşta kavga etmememiz lazım ve hiç birimiz de bu kumaştan dolayı hesap vermeyeceğiz. Bu kumaşı nasıl kesip biçeceğiz, nasıl elbise dikeceğiz, işte o kesip biçmememize göre, o ustalarımıza göre hesap vereceğiz. Bunu böyle düşünürsek mutluluk adına önemli iş yapmış oluruz.”

 

EVLİ ÇİFTLER BİLE SIKINTILARINI PAYLAŞAMIYOR

 

Yekeler, “Şekil olarak beraberlik var ama insanlar yapayalnız. Evli çiftler bile sıkıntılarını paylaşamıyor, yalnızlık çekiyorlar. İnsan, yaratılanlar içerisinde en mükemmelidir. Her insanın güzel bir tarafı mutlaka vardır. Önemli olan kötü tarafların arasında güzeli bulabilmektir. Mutluluk, cepleri para doldurarak sağlanamaz. Bir idareci, mahiyetindeki memurlarını mutlu edebiliyorsa başarılıdır. Bir baba evinin ziline bastığında içeriden “yaşasın babam geldi” sözlerini duyabiliyorsa başarılı bir babadır. Eğer içeriden gelen ses “eyvah babam geldi” ise o baba başarısızdır. Gerek baba gerek bir idareci güneş gibi olmalıdır. Gelmediği zaman ihtiyaç duyulmalı ve özlenmelidir” dedi.

 

MUTLULUK ADİL OLMAKTAN GEÇER

 

“Mutluluğun en önemli kaidelerinden bir tanesi adil olmaktır” diyen Yekeler, “Mutsuzluğun ve çatışmaların kaynağında, insanları olduğu gibi kabul etmemek ve değiştirmek istemek yatmaktadır. Her insanın karşısındaki istediği gibi olamaz. İnsanların farklı düşünmesi kadar doğal bir şey yoktur. Çatışmanın özü insanların birbirini değiştirmek istemesinde yatıyor. Mutlu olmak istiyorsak kin, nefret ve kıskançlık gibi duygulardan uzak durmamız gerekiyor. Sert rüzgarların ve asırların deviremediği Kocaman çınar ağaçlarını dört tane kurt çürütüp yıkabiliyor. İnsanı da yıkan dört tane kurt vardır. Bunlar; kin, nefret, kıskançlık ve husumettir. Mutluluğun sırrı bunlardan uzak durmakta yatar. Uzun yaşamanın sırrı da mutlulukta” şeklinde konuştu.  

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER