Müzeler Günü’nün önemi
Kars Müze Müdürü Necmettin Alp, Müzeler Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında Kars’taki tarihi dokuyu kamuoyuyla paylaştı.
17 Mayıs 2012 Perşembe 07:54
Müzeler günü her yıl Uluslararası Müzeler Konseyi (İCOM) tarafından “Uluslararası Müzeler Günü” olarak kabul edilen 18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanmaktadır. Bu gününün kutlanmasındaki amaç kültürel ve doğal değerler bakımından çok az ülkenin sahip olduğu bir zenginlik ve çeşitliliğe sahiptir. Memleketimizin doğal ve kültürel varlıklarının tanıtılması, milli değerlerimizin olan taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarımızın korunması, onarılması ve saklanması ile gelecek kuşaklara aktarılması için yapılan ve yapılması gereken çalışmalar anlatmak, müzelerimizi tanıtarak, halkımızın kültür, tarih ve sanat bilincini geliştirerek bu değerlere sahip çıkılmasını sağlamaktır.
Bu yıl Müzeler Günü UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunmasına Dair Sözleşmenin 40. Yıldönümü olması nedeniyle İl Müze Müdürlükleri tarafından düzenlenecek Müzeler Günü gerçekleştirilecek Panel ve Konferans etkinlikleriyle kutlanacaktır. Bu kapsamda müze-okul ilişkilerine yoğunluk verilerek öğretmenlerin ve öğrencilerin müzelere davet edilerek kültür varlıklarımızı sevme ve koruma bilincini aşılamak amacıyla değişik etkinlikler düzenlenecektir.
Müzeler gününde başta, okullarımızdaki öğrenciler olmak üzere, tüm halkımız Kars müzesi ve Anı Örenyerini ücretsiz olarak gezebilirler. Bütün bu etkinlikler hem öğrencilerimizin hem de vatandaşlarımızın müzelerimize ve Örenyerlerimize daha fazla ilgi göstermeleri için yapılan çalışmalardır. Müzeler Günü nedeniyle değil diğer zamanlarda da müzelerimize ve kültür varlıklarımıza karşı duyarlılığı sağlayabilmek müzelerce yapılabilecek faaliyetlerin asıl amacını teşkil eder.
KARS MÜZESİNİ GEZDİNİZMİ
1959 yılında Müze Memurluğu olarak kurulan, 1969 yılında Kars Arkeoloji Müzesine dönüştürülen ve Kars Kalesinin eteğinde yer alan Kümbet ( 12 Havariler Kilisesinde) camiinde eserlerini sergileyen müzemiz, 1981 yılında İstasyon mahallesinde yeni yapılan modern binasına taşınmış, bu tarihten günümüze kadar aynı binada çalışmalarına devam etmektedir. 2006 yılında başlayan teşhir-tanzim-onarım çalışmalarıyla Müzemiz 2008 yılında ziyarete açılmıştır. Kars müzesi Arkeolojik ve Etnografik eserlerin sergilendiği 2 bölümden oluşmaktadır. Müzemizin birinci katında yer alan Arkeolojik eser sergi salonunda kronolojik sırayla Paleolitik ( Yontma Taş Çağı), Kalkolitik ( Cilalı Taş Çağı ), Eski Tunç Çağı, Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait eserler sergilenmektedir. İkinci katta bulunan Ernografik eser sergi salonunda ise, 18.yüzyıldan günümüze ulaşabilen yöremizin kültürünü yansıtan eserler sergilenmektedir.
Müzemiz Müdürlüğünün bahçesinde de çeşitli dönemlere ait taş eserler sergilenmektedir. Bu taş eserler, Selçuklu ve Osmanlılara ait kitabeler, Akkoyunlu ve Karakoyunlulara ait at, koç-koyun şeklinde yapılmış mezar taşlarından oluşmaktadır. Ayrıca yine müzemizin bahçesinde bulunan ve Kazım Karabekir Paşa’ya Rus Kızılordusu tarafından 13 Ekim 1921 Kars Anlaşması anısına hediye edilen, içerisinde paşanın kullanmış olduğu bazı orijinal eserlerin sergilendiği, özellikle yakın tarihimizde bölgemize ait bir çok olaylara tanıklık etmiş “Beyaz Vagon”da gezilip görülmesi gereken eserlerdendir.
Kars Müzesinde 2011 yılında Birleşmiş Milletler Ortak Programı kapsamında UNESCO ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğümüz arasında yapılan protokol gereğince “Çocuk Müze Atölyesi” açılmıştır. Ülkemizde 7 adet müzede açılan Çocuk Müze Atölyesinin ilki Kars Müzesinde açıldığından Müzemizdeki bu faaliyetin önemi de ayrıca dikkate değerdir.
Kars Müzesi, Ardahan, Iğdır ve Ağrı illerinde müze olmadığı için bu illerimizde de, 2863 sayılı yasa kapsamında gerekli çalışmalar yaptığından bir “Bölge Müzesi” konumundadır.
ANI ÖRENYERİNİ GÖRDÜNÜZMÜ
Kars il merkezine 42 km. uzaklıkta bulunan Türkiye- Ermenistan sınırında, sınırı ayıran Arpaçay nehrinin Türkiye topraklarında yer alan Anı Örenyeri Dünya’da eşine az rastlanabilecek taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarını içerisinde barındırmaktadır. İnsanlık tarihinden günümüze kadar, bir çok medeniyete beşiklik etmiş olan Anı Örenyerinde, bu meteniyetlere ait camiler, kiliseler, saraylar ve hamam gibi yapılar bugün ayakta bulunmaktadır. İpek yolu üzerinde önemli bir ticaret kenti olan örenyeri Ortaçağda yaklaşık 20 bin nüfuslu büyük bir yerleşim merkeziydi. Bizim tarihimizde de önemli bir yer tutan Anadolu’yu yurt edinmede Selçuklular tarafından açılan ilk kapı, Anı Örenyeri olmuş, M.S.1064 tarihinden sonra Selçuklu Türkleri tarafından Anadolu’daki “İlk Türk camisi Ebul Menuçehr Camii” M.S.1072 tarihinde Anı şehrinde inşa edilmiştir.
Örenyerinde ilk Arkeolojik kazılar, 1965-1966 yıllarında Prof.Dr. Kemal BALKAN tarafından başlatılmış. 1989 yılında ise Anı Örenyerinde Hacettepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof.Dr.Beyhan KARAMAĞARALI başkanlığında bir heyet tarafından bilimsel kazılar 2005 yılına kadar sürmüş, 2006 yılından itibaren Mimar Sinan Üniversitesinden Doç.Dr.Yaşar ÇORUHLU başkanlığında bir ekip tarafından kazılar 2010 yılına kadar devam etmiştir. Arkeolojik kazılardan çıkan taşınır kültür varlığı niteliğindeki eserler Kars Müzesinde sergilenmektedir.
Ayrıca Anı örenyerinde bulunan cami, kilise, saray gibi yapılar ile örenyerini çevreleyen surların restorasyon çalışmaları ile çevre düzenleme çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sürdürülmektedir.
KÜLTÜR VARLIKLARIMIZI TANIMI
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında bulunan kültür varlıkları, taşınır kültür varlığı ve taşınmaz kültür varlığı olarak değerlendirilmektedir. Taşınır kültür varlıkları pişmiş toprak vazolar, madeni ok uçları, mızrak uçları, bilezikler, sikkeler, heykeller, figürünler v.b. eserlerden oluşmaktadır. Taşınmaz kültür varlıkları ise kale, han, köprü,höyük, dinsel, askeri ve sivil mimarlık örneklerinden oluşmaktadır. Bu tür taşınmaz kültür varlıklarının grup halinde bulunduğu yerler ise sit alanları olarak değerlendirilmektedir.
SİT ALANI
Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin örünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari v.b. özellikleri yansıtan kent ve kent kalıntıları, önemli tarih olayların meydana geldiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır. Sit alanları 4 gruba ayrılmaktadır.
1- ARKEOLOJİK SİT ALANLARI: Antik bir yerleşmenin veya eski bir medeniyetinin kalıntılarının bulunduğu yer veya su altında bulunan bilinen veya çıkarılan korunması gerekli alanlardır.
2- TARİHİ SİT ALANLARI: Önemli tarihi olayların cereyan ettiği korunması gerekli yerledir. Kars Müze Müdürlüğünün sorumluluk bölgesi içerisinde tescilli Tarihi Sit Alanı bulunmamaktadır. Birinci Dünya
Savaşından Sarıkamış harekatı olarak bilinen 90 bin askerimizin şehit olduğu şehitlerimizin anısına Sarıkamış ilçesinde şehitlik yapılması için çalışmalar başlatılmıştır.
3- KENTSEL SİT ALANLARI: Mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bu arada bulunmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan, kültürel ve doğal çevre elemanlarının ( yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleşim dokuları, duvarlar ) birlikte bulunduğu alanlardır.
4- DOĞAL SİT ALANLARI: İlginç özellik ve güzelliklere sahip olan ve ender bulunan korunması gereken alanlar ve taşınmaz tabiat varlıklarıdır.
KARS MÜZE MÜDÜRLÜĞÜ SORUMLULUĞUNDA BULUNAN SİT ALANLARI
KARS KALESİ: 1153 yılında Saltuklular tarafından yapılan kale, 1579 yılında Osmanlı padişahı III.Murad döneminde Lala Mustafa Paşanın emri ile onarılmış, daha sonraki dönemlerde de çeşitli onarımlar görmüştür. Tarihte bir çok önemli olaya şahitlik etmiş olan ve şehrimizin sembolü haline gelen Kars kalesi, Anıtlar Yüksek Kurulunun 28.03.1985 tarih ve A-819 sayılı kararı ile tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
KALEİÇİ MAHALLESİ: Kars kalesinin hemen eteğinde kurulan ve şehir merkezinin en eski yerleşim bölgesi olan bugünkü Kaleiçi mahallesi, özellikle Osmanlı dönemi yapılarının çokluğu ile dikkati çekmektedir. Beylerbeyi sarayı, camiler, hamamlar ve Osmanlı evleri bu yapılardan bir kaçıdır.
Kars şehir merkezinin Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Baltık mimari tarzındaki taşınmazları bünyesinde barındırdığından dolayı, bu taşınmazların korunması için şehir merkezindeki Ortakapı mahallesi, Yusufpaşa mahallesi ve Cumhuriyet mahallesinin büyük bir bölümü Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 09.11.2002 tarih ve 1307 sayılı kararı ile kentsel sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
ANI ÖRENYERİ: Merkez Ocaklı köyü sınırları içerisinde, Türkiye- Ermenistan sınırında bulunan Anı Örenyeri, içerisinde barındırdığı tarihi ve kültürel eserlerden dolayı, surlar ve surların içerisinde bulunan iç kale, Ebul Menuçehr camii, Büyük Katedral, Selçuklu kervansayı, Resimli ( Tigran Honenets ) kilise gibi taşınmazlar Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 22,10,1988 tarih ve 115 sayılı kararı ile arkeolojik sit alanları olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
KOŞEVENK ÖRENYERİ: Anı Örenyerinin yaklaşık 6 km doğusunda ve Arpaçay nehrinin kenarına kurulan örenyeri Örenyeri Ortaçağda inşa edilmiş, burada bulunan dini ve sivil mimari örnekleri de Anı Örenyerindeki Ortaçağ yapılarıyla benzerlik göstermektedir. Koşevenk örenyeri, Anıtlar Yüksek Kurulunun 13.02.1981 tarih ve A-2757 sayılı kararı ile tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
AKÇAKALE ADASI: Ardahan ili, Çıldır ilçesi, Akçakale sınırları içerisinde, Çıldır gölü üzerindeki 198 km2’lik bir ada üzerinde yer alan örenyerinin, Akçakale köyünden 106 metre uzunluğundaki antik bir yoldan ulaşmaktadır. Antik yoldan adaya varıldığında girişin sağında kuzey istikametinde Megalitler( Büyük taş yapılar) görülmektedir. Adanın girişinde solda güney istikametinde ise dolmenler ( Daş damlar) görülmektedir. Girişten batı istikametine doğru uzayan ada üzerinde özellikle adanın kuzey batısında çok miktarda bazalt taşından yapılmış mimari yapı kalıntıları vardır. Akçakale adasının batısında, en uç noktasında ise küçük bir tepe üzerinde küçük bir kaleye ait sur kalıntıları ile Ortaçağ dönemine ait yarısı yıkılmış bir şapel bulunmaktadır.
Bir volkanik set gölü olan Çıldır gölünün üzerindeki üç adadan en büyüğü olan çeşitli dönemlerde iskan gören Akçakale adası, Anıtlar Yüksek Kurulun 13.02.1986 tarih ve A-1864 sayılı kararı ile Arkeolojik ve Doğal site alanı olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
MERKEZ OCAKLI KÖYÜ: Anı Örenyerinin kurulduğu alan, bugünkü Ocaklı köyü sınırları içerisinde olup, surların dışında kalan ve Ocaklı köyünün kurulduğu yerde de yoğun olarak kültür varlığı bulunduğundan, bu kültür varlıklarının korunabilmesi için köyün oturduğu alanın tamamı Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 08.11.2002 tarih ve 1306 sayılı kararı ile tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
SARIKAMIŞ ORMANLARI: Doğu Anadolu bölgesinin soğuk kışına dayanabilen iğne yapraklı sarıçam ağaçlarının yüzyıllar boyunca bu zor tabiat şartları karşısında dimdik ayakta durması, yazın ayrı doğa güzellikleri, yeşilliği ve mesire yerleri ile kışın ise ayrı doğal güzellikleri, kayak ve turizm merkezi olması, yağan karların kalite bakımından Dünyadaki en kaliteli kar çeşidi olması nedeniyle, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Yasası kapsamında 20.05.1991 tarih ve 20876 sayılı Resmi Gazetede turizm merkezi olarak ilan edilmiştir. Ayrıca Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından 25.12.1991 tarih ve 403 sayılı kararı ile doğal sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
SELİM HASBEY ÖRENYERİ: Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının geçtiği güzergah üzerinde bulunan Selim ilçesi, Hasbey köyü sınırları içerisinde yer alan örenyerinde 2003 yılında yapılan Arkeolojik kazılar sonucu Geç Demir Çağı ( M.Ö.1.Bin) dönemine ait taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları ortaya çıkarılmış, kazıların tamamlanmazsından sonra bu alan Arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiştir.
SUSUZ DOYUMLU KÖYÜ KAYA RESİMLERİ: 2011 yılında Doyumlu Köyü sınırları içerisinde tespit edilen ve Kars Müzesi tarafından tescil işlemleri tamamlanan taşınmaz kültür varlıkları Kars Koruma Bölge Kurulunun kararı ile tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Sonuç olarak ilimizde ve bölgemizde bulunan örenyerleri, kaleler, köprüler, höyükler, kaya resimlerinin bulunduğu alanlar, camiler, kiliseler, sivil ve askeri mimari örnekleri ile Müzemizde sergilenen taşınır kültür varlıkları Kars’ı ülkemizdeki kültür turizmi merkezlerinden biri haline getirmektedir. Bu sebeple her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin geldiği şehrimizdeki taşınır ve taşınmaz kültür varlıklarına tüm Karslıların sahip çıkarak bilinçli bir koruma ve kullanma alışkanlığı oluşturması hem şehrimizin tanıtımına katkı sağlayacak hemde ilimizin turizm gelirleri arttıracaktır.