Gazetekars

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 95'nci yılı

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 95. Yıldönümü nedeniyle Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guluyev, mesaj yayımladı.

14 Şubat 2019 Perşembe 22:04

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 95'nci yılı

Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guluyev, yayımladığı mesajında, “Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin bulunduğu coğrafi bölge, tarih boyunca kendisinin daha çok stratejisi ve siyasal önemi ile dikkat çekmiştir” dedi.

“Kadim zamanlardan beri bu diyarın “Doğunun Kapısı” olarak adlandırılması hiçte raslantı değil” diyen Guluyev, mesajında şunları kaydetti: “Modern zamanımızda ünlü stratejistler yüzyılların zorlu tarihi-politik süzgecinden geçerek günümüze ulaşan bu ifadeyi yine modern devrin gerçekleri açısından değerlendirerek büyük gerçeği bir daha ifade etmektedirler: “Nahçıvan bugün de Doğunun kapısıdır ve onun özerklik kazanması bölgesel öneme sahip politik hadise olmasının yanısıra mühim stratejik öneme sahip olan bölgenin Azerbaycan`ın dahilinde kalmasına olanak sağlamıştır.” Yani özerklik aynı zamanda ülkemizin arazi bütünlüyünün korunarak muhafaza edilmesi açısından kesin bir amil gibi dikkatleri çekmektedir.

Nahçıvan`ın özerklik konusu XXyüzyılın 20. Yıllarında meydana gelmiş sosyal-politik olayların sonucunda ortaya çıkmışdır. 1918 yılının Mayıs ayında Güney Kafkasyada bağımsız cumhuriyetlerin – Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan Cumhuriyetlerinin yaranması, onlar arasında arazi-sınır konularını çözmeyi kaçınılmaz etti. “Büyük Ermenistan” yaratmak hülyası ile ortaya atılan Ermenistan Cumhuriyeti Azerbaycan`ın bir sıra tarihi topraklarını- Karabağ`ı, Zengezur`u, Nahçıvan`ı ve başka toprakları kendi arazilerine katmak için açıkca mücadeleye başladı. Bu konuda onlara bir sıra devletler politik, ekonomik ve askeri yardım gösterdi.

Ermeni silahlı kuvvetleri karşısında gereken cephaneye sahip olmayan yerli müslüman ahalisi, Müslüman Milli Şurası, onun başkanları – Cafargulu han, Rahim han, Kalbalı han ve yerli ziyalılar ermeni daşnaklarına karşı mücadele ediyor ve kendilerini savunmak için  guruplar yaratıyorlardı. Müslüman Milli Şurası bölge güvenliğini temin etmek için 1918 yılının Kasım ayında başkenti Nahçıvan olan Araz-Türk Cumhuriyeti`ni kurdu. Araz-Türk Cumhuriyeti`nin kurulması ile bir sıra devlet ve idare edici kurumlar yaratılmış, hükümetin bileşimi şekillendirilmiştir. Hükümetin bileşimi başkandan ve 6 üyeden oluşmaktaydı. Hükümetin başkanı makamına Amir bey NARIMANOV seçilmişti.

Araz-Türk Cumhuriyeti`nin arazisine Nahçıvan ve Şerur-Dereleyez kazaları, Ordubad mahalı, Eçmiadzin kazasının bir hissesi, İrevan Serdarabad, Uluhanlı, Gamerli, Vedibasar ve Mehri bölgeleri dahildi. Genel alanı 8,7 bin km², nüfusu bir milyondan çoktu.

Araz-Türk Cumhuriyetinin asli görevi bölgenin güvenliğini ermeni baskınlarından korumak için silahlı guruplar yaratmak ve onların faaliyetini temin etmekti.

Zengezur mahali 1920 yılında Ermenistan`a verildikten sonra Nahçıvan ülkenin asıl arazisinden ayrı düşmüş, ilişki bozulmuştu. Böyle olduğu halde Nahçıvan kaza ve ilçe hukukunda Azerbaycan`ın bünyesinde kalamazdı. Bunun için de Nahçıvan`ın özerklik meselesi gündeme geldi ve bu kaçınılmazdı.

Nahçıvan diyarının nüfusu Azerbaycan`ın bünyesinde özerklik talep etmekteydi. Buna göre de 1921 yılının Ocak ayında Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya temsilcilerinin teşebbüsü (girişimleri) ve iştirakı ile gerçekleştirilmiş oy sorgusunda bölge ahalisinin yüzde 90`dan çoğu Nahçıvan diyarının özerk statusu altında Azerbaycan`ın bünyesinde kalmasına oy verdi. Bu, aslında, Nahçıvan`ın gelecek kaderinde önemli rol oynadı.

Nahçıvan`ın Azerbaycan`ın bünyesinde olmasına çalışan milli koministler arasında Behbud ağa ŞAHTAHTİNSKİ`nin  özel emeği olmuştur. Onun V. LENİN`e gönderdiyi 1 Mart 1921 tarihli telegramda ve ekinde sunulmuş raporda Nahçıvan, Zengezur, Dağlık Karabağ ahalisinin milli bünyesi ve sayı hakkında bilgi verilmiş, Nahçıvan`ın kaderi ile ilgili teklifler önerilmiştir. O belirtmiştir ki, “Nahçıvan diyarı büyük politik, ekonomik ve stratejik öneme sahiptir... bu diyarın Ermenistana verilmesi halkın kendi kaderini belirleme ilkesi ve Sovyet Azerbaycan`ın hukularını bozmaktadır.

1921 yılının Mart ayının 16`da RK(b)P MK politik bürosu Behbud ağa ŞAHTAHTİNSKİ`nin tekliflerini beğenerek,” Azerbaycan`ın bünyesinde Nahçıvan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti yaratılması hakkında” karar kabul etti. Aynı gün Rusya ile Türkiye arasında “Dostluk ve Kardeşlik hakkında” Moskova antlaşması imzalandı. Moskova antlaşmasının üçüncü maddesine esasen Nahçıvan vilayeti “Azerbaycan`ın kayyumluğu altında özerk arazi oluyordu, bir şartla ki, Azerbaycan bu kayyumluğu üçüncü bir devlet içintavizde bulunmayacaktır.”

1921 yılının Ekim ayının 13`de RSFSC temsilcisinin iştirakı ile Azerbaycan SSC, Ermenistan SSC, Gürcistan SSC ile Türkiye arasında imzalanmış Kars antlaşmasına esasen Nahçıvan`ın arazisi, sınırları daha da kesinleştirildi. Antlaşmada gösterildi ki, Nahçıvan vilayeti bu antlaşmanın beşinci maddesinde ve üçüncü ekinde tespit edilmiş sınırlarda Azerbaycan`ın himayesi altında özerk arazi teşkil etmektedir.

Böylece, Moskova ve Kars uluslararsı antlaşmaları ile RSFSC, Türkiye, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan Nahçıvan`ı Azerbaycan`ın bünyesinde özerk kurum gibi tanıdı ve ona uluslararsı hukuki teminat verdi.

Nahçıvan`a özerklik statüsü 1921 yılında verilese de, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin kurulmasına kadar üç yıl zaman lazım oldu. Hatta 1923 yılında Naçıvan`ın ÖzerkCumhuriyet statüsü küçültülerek özerk diyara dönüştü. Fakat özerk diyar devri uzun sürmedi. 1923 yılının Aralık ayında Nahçıvan diyarı Nahçıvan Cumhuriyetine dönüştü. 9 Şubat 1924 yılında Azerbaycan MİK Nahçıvan SSC-nin kurulması hakkında karar kabul etdi.

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin kurulması Azerbaycan`ın politik tarihinin mühim önemli hadisesidir. 30 Eylül 1990 yılındaAzerbaycan ve Nahçıvan parlamentolarında gerçekleştirilen seçimlerde her iki hukuki kurumun millet vekili, 3 Eylül 1991 yılında ise Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclisinin Başkanı seçilen Umummilli lider Haydar ALİYEV diyordu ki, “Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nın kurulması Azerbaycan halkının oldukca karmaşık bir politik ortamda elde ettiği büyük tarihi zaferdir.”

Kararlı ve akıllı devlet başkanı gibi Haydar ALİYEV Nahçıvan`ı blokajdan kurtarmak için 1992 yılının Mart ve Ağustos aylarında Türkiye ve İran`a ziyaretler etmiş, onlarla antlaşmalalar bağlamış, özellikle Türkiye başkanları ile Kars antlaşmasını ve onun şartlarını tartışma konusuna dönüştürmekle uluslararsı alemin dikkatini ona çekmişti.

12 Kasım 1995 yılında halkın oyuyla kabul edilmiş bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti`nın ilk Anayasası Nahçıvan`ın özerklik statüsünü hukuki açıdan güçlendirdi. 1998 yılının 29 Aralık tarihinde ise Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin Anayasası kabul edildi.

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nın Anayasasının ilk maddesinde belirtildi ki, “Nahçıvan özerk devleti Azerbaycan Cumhuriyeti`nın bünyesinde demokratik, hukuki, laikÖzerk Cumhuriyetdir. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nın statüsünü Azerbaycan Cumhuriyeti`nin Anayasası, 16 Mart 1921 yılı Moskova ve 13 Ekim 1921 yılı Kars uluslararsı antlaşmalar ile belirlemektedir.”

Bu gün bir çok Avrupa politikacıları Nahçıvan`ın özerkliğini uluslararsı benzersiz bir model, hukuki, politik ve tarihi açıdan bir fenomen gibi değerlendirmektedir.

Nahçıvan`ın Özerkliği dahili mezuatın (yasama) yanısıra aynı zamanda uluslararsı mukavelelerle tespit edilmştir. Bu faktör dünyadaki çok az özerk kurumların statüsünde yansıtılmaktadır.

Avrupanın analoji kurumlarından Gürcistan`ın Acaristan Özerk Cumhuriyeti ve Finlandiya`ya mahsus Aland adaları uluslararsı mukavele ile kurulsa da, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin statüsü, buradaki özerkliğin politik yetkileri yukarıda belirtilen her iki özerk kurumdan farklı olmaktadır.

Nahçıvan ile aynı uluslararsı mukavele ile özerk kurum şeklinde teşkil edilen Acaristan`ın politik yetkileri sınırlıdır ve daha çok idari-ekonomik yetkilere aitdir. Birinci Dünya savaşından sonra Milletler Cemiyeti tarfından kurulan Aland adalarındaki özerklik ise devlet statüsüne sahip değildir. Her iki özerk kurumdan farklı olarak, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin politik yetkilere sahip özerk devlet statüsünde faaliyet göstermesi, bu statüsün değiştirilmesi (geri çağırılması) prosedürünün mevcut olmaması ve özerkliğin hem milli, hem de uluslararası mukavelelerle belirlenmesinin anayasal düzeyde yer alması Nahçıvan`ın özerkliğini farklı kılan asıl faktörlerdendir.

Nahçıvan özerkliği iç yasama, bağımsız bütçe siyaseti sayesinde, özerkliğin merkezi hakimiyetle alakalar mekanizmasının ister politik, isterse de hukuki açıdan iyi anlamda hiçbir yerde tekrarlanmayan özelliklere sahiptir. Laik devlet olan Azerbaycan`ın bünyesinde özerk devletin, Cumhurbaşkanı üsul-yönetimi olan bir devletin bünyesinde parlamentar Cumhuriyetin mevcut olması da bu özelliklerden biridir.

En önemlisi ise bütün bu özellikler ve kendine özgülükler burada mükemmel politik-hukuki mekanizmaların teşekkül bulmasına getirmektedir. Nahçıvan özerkliğinin bu özellikleri Avrupanın çeşitli devletlerarası organizasyonları tarafından da defalarca belirtilmesi hiçte raslantı değildir.

Son yıllar Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin Güney Kafkasya ülkeleri için gelişim modeli hesap edilen Azerbaycan Cumhuriyeti`nin parlayan yıldızı olarak adlandırılması da bu bağlamda raslantı olmamaktadır.

Bağımsızlık yıllarında zoruklarla karşılaşan, ermeni baskınları ile yüzleşen Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ulu önder Haydar ALİYEV`in liderliği ile korunmuş ve gelişimi temin edilmiştir.

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin anayasasına istinaden Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nde devlet hakimiyyeti hakimiyyetlerin bölünmesi ilkesi ile teşkil edilmiştir. Kanunverici hakimiyyetini Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin Ali Meclisi, icra hakimiyyetini Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin Bakanlar Kabinesi, mahkeme hakimiyyetini ise Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin mahkemeleri hayata geçirmektedir. Özerk cumhuriyetin ali vazifeli şahsı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclisi`nin Başkanıdır.

1995, 2000, 2005, 2010, 2015 yıllarda Sayın Vasif TALIBOV Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Ali Meclisi`nin Başkanı seçilmiş ve bu süre zarfında Haydar ALİYEV politik yolunu büyük başarıyla devam ettirmiştir.”

s-004.jpg

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER