Depremin ilk gününden bugüne Naif Alibeyoğlu şu açıklamaları yaptı :

Tarihimizin en yıkıcı depremlerinden birisiyle karşı karşıyayız ve yaklaşık 10 milyon vatandaşımız bu afetten etkilendi. Etkilenen insan sayısının çok fazla olması, yıkımın şiddetli olması ve vatandaşlarımızın kalıcı konuta tekrar ulaşmaları ciddi bir süreç alacağı için ivedilikle;

Gönüllü vatandaşlarımızın depremzedeleri evlerinde bir süre misafir etmeleri için devletin bir koordinasyon merkezi kurması gerekir.

Bu merkeze gönüllü vatandaşlarımız tüm bilgilerini, misafir edebileceği kişi sayısını ve misafir edebileceği süreyi iletmeliler.

Toplumun her kesimine temas ettiğimiz için ve çok sayıda vatandaşımızın evlerini depremzedelere açacağından hiç şüphemiz yok.

Bu proje gerçekleşirse;

Deprem travması yaşamış evini,yakınlarını kaybetmiş vatandaşlarımız çadır vb yerlerde kalmayıp sıcak,samimi ve güvenli bir misafirlik süreci yaşayacaklardır.

Yaklaşık 10 milyon vatandaşımızın yükünü sadece devlete bırakmamış olacak ve ülke ekonomisinin daha da kötüye gitmesini engellemiş olacağız.

Yaklaşık 10 milyon yurttaşımız başka 10 milyon yurttaşımızla kardeş aile olacak.Bu acı günler geçtiğinde tarihe geçecek ve çocuklarımızın ders kitaplarında okutulacak bir kardeşlik ve dayanışma örneğine imza atmış olacağız.

Süreç içerisinde pek çok faydası olacak bu projesinin devletin koordinasyonunda ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

DEPREM BÖLGESİNDEN İZLENİMLER

Bu Ateş hepimizi yaktı.

İskenderun, ardından Antakya…

Özellikle Antakya’da taş taş üstünde kalmamış,

Korkarım; kaybettiklerimiz tahmin edilenden kat kat fazla….

TÜRKİYE TEK YÜREK OLDU

Türkiye dün değil depremin ilk gününden itibaren tek yürek oldu. Asıl kahramanlar; aynı anda yardıma  koşanlar, gönüllüler, sanatçılar, madenciler, itfaiyeciler, sağlık çalışanları, askerler, güvenlik görevlileri, yurtiçi ve yurtdışından gelen kurtarma ekipleri, kampanyalar düzenleyenler, bu kampanyalarda gece gündüz durmadan çalışanlar, elindeki oyuncağını gönderen yavrular, bir elin verdiğini öbür elin bilmesini istemeyen, çoğu asgari ücretli çalışanlar, Asgari ücretin de altındaki emekli maaşını bağışlayan Şerefnaz teyzeler, Hasan amcalardır. Pişirdikleri ekmekleri kardan yollar kapandığı için sırtlarında taşıyarak Deprem Bölgesine götürülmek üzere kent merkezine ulaştırmaya çalışan Hakkarili kadınlardır. Kısacası yardımı şova dönüştürmeyenlerdir.

Yani halktır.

Onlarınki vergiden düşmeyecek…