Kars Valisi Ahmet Kara, Obsidyen taşının özellikle Sarıkamış’ta çokça rezervi bulunan kıymetli bir taş olduğunu söyleyerek, “Aslında taş değil, her ne kadar obsidyen taşı desek de yarı kıymetli maden olduğunu düşünüyoruz. Yarı kıymetli maden olarak tescili içinde Türk Patent Enstitüsü’ne başvurduk. Gümüş değerinde olduğunu düşündüğümüz bu yarı kıymetli madeni ileride bölgemize, ilimize ve Sarıkamış ekonomisine çok şeyler katacağına inanıyorum. Çünkü rezerv miktarı çok fazla. Sarıkamış dağlarının yaklaşık yüzde 50’si obsidyen taşı. Hatta Sarıkamış’ın içinde bile bazen belediyenin mıcır yerine, kum yerine caddelere serdiği malzemelerin içinde bile obsidyen taşı olduğunu gördüm ve üzüldüm. Onun için bir an önce bu taşın yarı kıymetli maden olarak tescil ettirip ondan sonra da maden olarak işletilmesi için uğraşıyoruz.” dedi.

40 KADIN KURSİYER OBSİDYENİ İŞLİYOR

Bir taraftan tescil için başvurduklarını diğer taraftan da bu taşın gümüş işlemeciliğinde kullanılması için bayan takı tasarımı konusunda Halk Eğitimde iki kurs açtıklarını belirten Vali Kara, “Bu kursların sonucunda inşallah yetişmiş olan elemanlara atölye açmaları için destek vereceğiz. Gerek mikro kredi bazında gerek başka türlü, yoksullara ve işletmecilere yardım olarak destek vereceğiz. Umarım ki obsidyen taşı bölgemizde, ilimizde ve Sarıkamış ilçemizde ekonomiyi canlandırır. Kursun dışında Kültür Evi’nde yeni düzenlemeler yapıyoruz. Orası inşallah ileride obsidyen taşının satış yeri olacak. Obsidyen taşının kursları Kültür Turizm Altyapı Birliği (KARTAB) adına açıldı. Gümüşünü KARTAB temin etti. KARTAB aynı zamanda gerek kurslarda gerek atölyelerdeki işlemeleri obsidyen işlemeleri, takıların orada satışa sunulmasını sağlayacak. Şu anda orada vitrinler, dolaplar ve diğer gerekli düzenlemeler yapılıyor. Bunar tamamlandıktan sonra inşallah hizmete açacağız.” diye konuştu.

OBSİDYEN SATIŞI KARS’TA İLK KEZ YAPILACAK

Böylelikle obsidyen taşı satışının iktisadi hayata Kars’ta girmiş olacağını da ifade eden Vali Kara, “Şu anda iki ayrı kursta 40 kursiyerimiz var. Obsidyen yarı kıymetli maden olarak tescili yapıldıktan sonra muhtemelen o bölgedeki vatandaşlar ve madenciler Maden İşleri Genel Müdürlüğünden belki ruhsatlarını bile alacaklar. Belki ileride oralar bizim elimizden çıkacak. Ama önemli olan milli ekonominin içinde kalarak buranın değerlendirilmesidir. Obsidyenin aslında Sarıkamış’ın dışında Kars’ın diğer yörelerinde de olduğunu gördük. Bunların tam tespitini yapamadık ama yoğun olarak Sarıkamış’ta bulunuyor. Obsidyen zaten Sarıkamış’ın dışında Türkiye’nin diğer illerinde bile yoktur. Kağızman vadisinde de biraz var. Başka illerde zaten yoktur bu taş. Valilik olarak tescil anlamında sadece obsidyeni değil, Kar kaşarını da, Kars balını da tescillettiriyoruz.” şeklinde konuştu.

KARS’IN DEĞERLERİ ÖN PLANA ÇIKIYOR

Halk Eğitimden sorumlu Milli Eğitim Şube Müdürü Harun Yenice de, “Kars Halk Eğitim bünyesinde şuanda içinde bulunduğumuz alanı sayın Valimiz Ahmet Kara’nın yardımıyla Özel İdare bütçesinden para harcamak kaydıyla açtık. İstihdama yönelik gelir getirici olarak düşünüldü ve şuan da atölyemiz faaliyetlerine başladı. Özellikle Kars obsidyeni olarak tabir ettiğimiz Sarıkamış ilçesinde çok büyük rezervleri olan obsidyen taşı işlemeciliğini yapıyoruz. Genellikle yaptığımız işler tespih, hanımlar için takı tasarım, isimlikler, kül tablası gibi üretimlere başladık. Nasip olursa bunlar kadınlarımız, genç kızlarımız kendini yetiştirdikten sonra kendi işlerinde de çalışabilecekler. Aile ekonomisine katkıda bulunan aynı zamanda da Kars’ın değerlerini ön plana çıkarmayı hedeflediğimiz bir kurstur. İnşallah iyi sonuçlar alacağımıza inanıyorum.” Açıklamasında bulundu.

ATÖLYEDE SAĞLIKTA KULLANILAN ÖNEMLİ TAŞLARDA ÜRETİLİYOR

Obsidyen uzmanı İbrahim Nar ise, “Burada usta öğretici olarak çalışmaktayım. Atölyemizdeki makinelerle çıkarmaya çalıştığımız obsidyen taşını formatlarla işledikten sonra en son hazırlamış olduğumuz gümüşleri de üzerine yapıştırarak vitrine hazır bir hale getirip satışa sunacağız. Malzemelerimiz işlendikten ve gümüş kalıba uygulandıktan sonra hazır hale geliyor. Takı takımı, plaket çalışmaları, sıpa taşı olarak ve sağlıkta kullanılan önemli bir taş burada atölyemizde yapmaktayız.” ifadelerini kullandı.

HEM SANAT ÖĞRENİYORUZ HEM EKONOMİK KAZANÇ ELDE EDİYORUZ

Kursiyerlerden Gülsen Mutluer: Vali beyin açtığı bu kursa katıldım. Çok memnun oldum. Kendimize bir iş imkanı bulduk. Hocalarımız çok iyi, güzel çalışmalarımız var. Daha iyileri olacak. Biz kadınlar için çok iyi bir gelişme oldu.

Feride Koyuncu: Bir şeyler öğrenmek için geldik. İnşallah bir şeyler yapabiliriz. Elimizdeki taşarla şekil vereceğiz ve işleyeceğiz. Bizim için umut oldu güzel bir gelişmedir. Taş işleme alanında çalışıyoruz. Ham maddeden gelen taşarlı kesiyoruz ve bir nevi işleme koyuyoruz. Elimizdeki aletler işimizi kolaylaştırıyor. Kopya makinesi bizim 20 dakikamızı alan zaman dilimini 3 dakikaya indiriyor. Bu 3 dakikada otomatik yapıyor. Bu işe başlamamın sebebi aile ekonomisine katkıda bulunmak evde boş oturacağımıza burada zamanımız hem dolu geçiyor hem de eğitiliyoruz. Bu işi sürdürmeyi çok istiyoruz, bizim için bir şanstır.

Ferah Demir: Yakut yapıyoruz. İşsiziz çalışıyoruz. Bizlere bu imkanı sunan başata Vali bey olmak üzere herkese teşekkür ederiz. Hem sanat öğreniyoruz hem de aileye katkıda bulunuyoruz.

Kader Ceco: Taşın değerlendirmesi açısından çok önemli bir kurs. Dünyaya mal olmuş bir taşın ilimizde olması ve tanıtılması güzel ve bu ana kadar işlenmemesi büyük bir kayıp. Belki daha ileriye gidecek şekilde değerlendirilecektir. Bizler bu taşın uluslararası çapta tanınmasını istiyoruz. Süs eşyası olsun özellikle tedavide kullanılan sıpa taşında büyük bir gelişme olacağına inanıyoruz.

Ayşe Karakoç: Benim işim yapıştırma ve sökme yapmaktır. Taş makinelerden geçtikten sonra elimize geliyor. Bunu biz yapışkanla yapıştırıp daha sonra kaynatıp bu sökme ile yerinden söküyoruz. Çok güzel oldu. Bu bizim açımızdan da iyi oldu, okumayan kızlarımıza da bir kazanım oldu. Kars’ta böyle işler çok iyi oluyor. Tespih boncuk işleme yapıyoruz. Aileye iyi bir ekonomik yarar sağlıyor.

BU İŞ KADINLAR İÇİN UMUT KAPISI OLDU

Ayfer Kızıldağ: İşletme okuyorum ancak ek bir gelir gerekiyor. Kendi masraflarımı karşılamak ve aynı zamanda bu alanda uzmanlaşmak için çalışıyorum. Hem ekonomik açıdan devam etmeyi düşünüyorum hem de usta olarak devam etmeyi düşünüyorum.

Şeyda Kızılkaya: Delme makinesinde çalışıyorum. İncileri, boncukları, tesbihleri deliyoruz bununla. Amaç kolaylıkla ipe dizmek içindir. Ben ev hanımıydım aileme destek olmak için başladım. Gayet memnunum ve elimde yatkın, şuan çok mutluyuz.

OBSİDYEN TAŞI

Obsidyen taşı dünyanın en eski aynası, silahı, bıçağı, süs eşyası ve takılarının yapımında kullanılan volkanik kökenli bir cam türü olmasının yanında en eski şifa taşı olarak biliniyor. Siyah, yeşil ve koyu kahverengi olan bu taşlar, son yıllarda da Sağlık merkezlerinde ve spalarda hem günün stresinden arınmak hem de fizik tedavinin bir parçası olarak kas iskelet sistemi sorunları için kullanılıyor. Volkanik bir taş olan obsidyen, Türkiye’de ise özellikle Sarıkakmış ilçesinde bulunuyor. Obsidyen taşı Sarıkamış ilçesi sınırları içinde Mescitli, Karakurt ve Karaurgan köylerinin olduğu alanlarda yoğun olarak bulunuyor.