Öğretmenler Günü Kutlandı
Başöğretmen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilan ettiği ve her yıl tekrarı yapılan 24 Kasım Öğretmenler Günü yurt genelinde olduğu gibi Kars’ta da törenlerle kutlandı.
26 Kasım 2012 Pazartesi 08:20

Kars Valiliği önündeki Atatürk Anıtına çelenklerin bırakılması ardından İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu ile başlayan törenlerin ardından Milli Eğitim Müdürü Yıldırım Alkış, öğretmenleri makamında kabul etti. Burada geçen sıcak sohbetin ardından da Milli Eğitim Müdürü Yıldırım Alkış ve beraberindeki öğretmenler Vali Eyüp Tepe’yi makamında ziyaret ederek öğretmenlik mesleğinin dünü, bugünü ve yarını konuştular.
Törenlere Halk Eğitim Merkezi Çok Amaçlı Salonu’nda devam edildi. Buradaki törenlere Vali Eyüp Tepe, Tugay Komutanı Zeki Gürcan, Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş, Emniyet Müdürü Ercan Çakmak, Baro Başkanı İbrahim Baştimar, Milli Eğitim Şube Müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Slayt gösterisi eşliğinde saygı duruşu ve İstiklal marşının okunmasından sonra öğretmenlik mesleğine yeni başlayanlar adına öğretmen Feza Polat konuşmasında yeni başlayan öğretmenlere hitap etti.
Emekli öğretmenler adına konuşma yapan emekli öğretmen Ziya Berkan Bozkurt da, “Öğretmen insanları eğitmeyi, eğitirken öğretmeyi meslek edinen, eğitim kurumlarında çocuk ve gençlere rehberlik ederek yön veren ve onları yaşama hazırlayandır. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasından sonra 24 Ekim 1923’te Cumhuriyeti kuran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yenilik başlatmıştır.” dedi.
Eğitim-öğretim alanında mesleğe yeni başlayan öğretmenlerin And içme törenine ve 48 öğretmenin yemin ederken heyecanları gözlerinden okundu. Öğretmenler Günü için düzenlenen resim ve şiir yarışmalarında dereceye giren öğrencilerin hediyeleri protokol üyeleri tarafından verildi.
Günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan İl Milli Eğitim Müdürü Yıldırım Alkış ise bir öğrencinin öğretmenine yazdığı mektubu okudu. Alkış, şöyle devam etti:
“Bu 24 Kasım’da affınıza sığınarak Bir protokol konuşması yapmak; eğitimin ve öğretmenliğin kutsallığından öğretmenlerimizin problemlerinden bahsetmek yerine bir öğrencimizin çocuksu ama bir o kadar da samimi bir dille, bazen de imla kurallarını hiçe sayarak öğretmenine yazdığı mektubu okumak istiyorum. Sevgili Öğretmenim, en derin kalbi duygularımla selam ediyor, hasret ve muhabbetle ellerinizden öpüyorum. En kısa zamanda hiç kaybolmayan mütebessim yüzünüzle karşılaşmayı umduğumu beyan ederek mektubuma başlıyorum. Öğretmenim siz gidince kuytularda tırnaklarını kemiren, sahipsiz, sümüklü çocuklara döndük. Benzinine su karışmış otomobil gibi tekliyoruz. Gidişinize hiç mi hiç anlam veremedik. Mutlaka yeni öğrencileriniz yeni planlarınız, projeleriniz vardır. Biliyoruz siz boş durmazsınız. Mutlaka koşar, koşturur, yorgunluk nedir bilmezsiniz. Sanırım onun için bizden öncekiler, size “Lokomotif İRFAN” lakabı takmışlar. Size vagon olmaya çalışırken lokomotifsiz kalmak ağır geliyor bize. Gidişinizi kabullenemedik her an bir yerden çıkıp “ arkadaşlar gitmedim, buradayım” demenizi hayalliyoruz.
Siz bize “Arkadaşlar” dedikçe kendimizi büyük adam gibi hisseder, işin doğrusu biraz da havaya girerdik. Hele, “ilim öğrendiklerinize saygı gösterin” diye Peygamberinizin bir sözünü söylemiştiniz. Anlamamıştık ilkin, ne yani öğretmen öğrencisine saygı mı gösterecek. İrfan hocada iyice abarttı diye düşünmeden edememiştim. Ama şimdi anlıyorum aslında siz hep yaparmışsınız bunu. Belki de ondan sizi bir başka severmişiz. Bir de “ben sizin gibiyken…” bizim zamanımızda…” diye başlayan cümleler kurmaz, “arkadaşlar siz çağınızın adamı olun, kendinizi geleceğin şartlarına göre hazırlayın” derdiniz. Tarihi ve tarih deki büyüklerimizi ne de güzel anlatırdınız. Alparslan’ı, Fatih’i, Atatürk’ü, Mevlana’yı, Yunus’u en güzel sizden dinlemiştik. Gereksiz övgülerden ve yergilerden uzak bize örnek olacak, ışık tutacak yönlerini anlatır gereksiz tartışmalara girmezdiniz. “Geçmişi unutmayın ama geçmişte de kaybolmayın, mazinizden aldığınız güçle istikbale yelken açın” derdiniz. “Irkçılık, düşmanlarımız tarafından içimize saçılan ve hızla yayılan virüstür” demiştiniz. Ne kadar haklıymışsınız. Ama bunu sadece bizim bilmemiz yetmiyor. Tüm dostlara anlatmak gerek. Kardeşlerimize, kardeş olduklarını belletmek gerek değimli öğretmenim. İnşallah senin gibi öğretmen olup ben de anlatacağım. Şefkati, merhameti, vefayı, dostluğu, ümit var olmayı, asla pes etmemeyi, kardeşçe yaşamanın güzelliğini anlatacağım. Her türlü kötülüğü süpürüp atmaya, dünyayı güllerle, güzelliklerle donatmaya atadım kendimi öğretmenim.
Sevineceğiniz şeylerden de bahsetmek isterim Mustafa öğretmen sizin yerinizi doldurmaya çalışıyor. Teneffüslerde, öğle aralarında hep öğrencilerin içinde az konuşuyor ama ne söylese kanun gibi. Arkadaşlar ona da “Güzin abla” diyorlar. Kusura bakmayın işte öğrenci milleti; “İRFAN HOCA 2” diyenler de var. Okulu aştı şimdi de evlerimizde ziyaret ediyor. Ailelerimizde onu çok seviyorlar. Lütfen bağışlayın öğretmenim sizi sormayı unuttum. İnşallah yeni öğrencileriniz kıymetinizi biliyor, çayınıza şeker diye tuz katmıyorlar. Gerçi siz ikisini de sofranıza koymazsınız ya. Sağlıklı beslenmeyle ilgili tavsiyelerinizi şiir yarışmasında dereceye girdiğimde hediye ettiğiniz “BOHÇA” isimli ajandama yazmıştım arada bir göz atıyorum. “Doğal Beslenenler Kulübü Kurduk” fakat kantinci pek hoşnut olmadı bu işten. Tavsiye ettiğiniz kitapları okudum çok istifade ettim, daha önce okumadığıma hayıflandım. “Eğitim şart” diye bir tiyatro hazırlıyoruz inşallah bir sürpriz yapar izlemeye siz de gelirsiniz.Bu mektubun öğretmenler gününden önce elinize geçmesi için erken postaya vereceğim. Öğretmenler gününüz şimdiden kutlu olsun. Sizin gibi öğretmenlerimizin sayısı çok olsun.Sevgi, selam ve hürmetlerimle.”
24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Vali Eyüp Tepe de bir konuşma yaptı. Tepe göreve yeni başlayan öğretmenlere hitaben, “Bugün hevesle başladığınız görevi hevesle tamamlayın” öğüdünde bulundu.
Vali Eyüp Tepe şunları söyledi:
“Öğretmenlik, özveri, sabır, gayret ve hoşgörü isteyen, öğreten ve öğrenen arasında güven ve sevgi ilişkisine dayanır. Bu açıdan düşünüldüğünde bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar değerlidir, saygındır, çok yücedir, onurlu ve kutsaldır. Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet namını almak yeteneğini elde edememiştir” sözleriyle öğretmenin ve eğitimin önemine vurgu yapmıştır. Değerli Öğretmenlerimiz; mesleğinizin malzemesi de hiç şüphesiz insandır. İnsana verilebilecek en önemli değer de, onların eğitimine verilecek önemdir. Sizlerin eseri olacak genç nesiller ileride ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırması, daha iyiye, daha ileriye giden bir Türkiye’ ye taşıması sizlerin vereceği eğitim ve öğretime bağlıdır.
“İnsanı Yücelt ki Devlet Yücelsin” anlayışı ile genç nesillere çağın gerektirdiği bilgi donanımını kazandırıp onları içinde bulundukları çağı anlayıp yorumlayabilecek bilgi düzeyine ulaştırmaktır. Öğrencilerimizin ilgi ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranış ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle onları hayata hazırlamak ve kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak en büyük hedefiniz olmalıdır. En zor şartlarda, Anadolu'nun en ücra köşesindeki insanımıza ulaşarak, eğitmeyi ve öğretmeyi bir ideal olarak benimseyip ülkemizi dünyada saygın bir konuma ulaştırma gayreti içerisinde olan sizlere teşekkürü borç biliyorum. Bu düşünce ve duygularla, bu anlamlı günde, tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü kutlar, başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cumhuriyetimizi bugünlere getiren ve bugün aramızda olmayan öğretmenlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum.”