Yakın tarihimizin soykırımı olan Hocalı Katliamı 30 yıl oldu.1992 yılının 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece, Sovyetlerin 366. Mekanizme Alayı’nın desteği ile Ermeni çetecilerinin Azerbaycan’ın Hocalı halkına karşı işlediği insanlık dışı uygulamalar insanın kanını donduracak cinstendir. Kadın, çocuk, yaşlı demeden bütün sivillere karşı yapılan Hocalı Soykırımı öyle bir dehşettir ki, o dehşeti anlatmak, yazmak için sözler yetersiz kalır. Şurası bir gerçektir ki Sovyet destekli Ermenistan devleti tarafından hem insanlığa hem de Azerbaycan Türklerine karşı o gün bir kere daha büyük bir suç işlemiştir.

Birinci Dünya Savaşından sonra tarihin küllerinde sözde Ermeni soykırımı arayanların yakın tarihimize bakıp dünyanın gözü önünde Hocalı’ da Azerbaycan Türklerine karşı 1992 yılında uygulanan vahşet ve soykırım görmeleri yeterlidir. Yapılan soykırımını maalesef sözüm ona medeni dünya görmüyor veya görmek istemiyor.

Oysa İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hocalı Katliamını Dağlık Karabağ’ın işgalinden bu yana gerçekleşen en kapsamlı sivil katliamı olarak nitelendirmiştir.

25 Şubat 1992 yılında Ermeniler, 366’ncı Rus Alayı ile birlikte Dağlık Karabağ’daki Hocalı Kasabasına saldırarak, tarihin en acımasız katliamlarından birini yapmıştır. Hocalı’da resmi bilgilere göre Ermenilerin katlettiği 613 Azerbaycan Türküdür. Bunlardan 106’sı kadın 63’ü çocuk 70’i 374’ise de erkek ve yaşlıdır. Cesetlerin çoğu aynı zamanda yakılmıştır. 76’sı çocuk 487 kişi de yaralanmıştır. Akıl almaz işkenceler uygulanan 1275 kişi esir alınmıştır. Bunlardan 800’ü serbest bırakılmıştır. Ama yaklaşık 500 Azerbaycan Türk’ü halen daha kayıptır.

Bu vahşeti yapanlardan biri olan aşağılık bir yaratık olan bir Ermeni doktoru olan Zori Balanyan’ın Hocalı da ki yaptıkları katliamı anlatırken 13 yaşlarındaki Azerbaycan Türk’ü bir çocuk üzerinde gerçekleştirdiği vahşi deneyi ve akıl almaz bir işkenceyi saoğukkanlılıkla anlatması Ermenilerin Hocalı’ da yaptıkları katlıamdan hiç pişman olmadıklarını göstermesi açısından oldukça önemlidir.Ermeni doktor Zori Balanyan, katliam sırasında pencereye çivilenmiş bir erkek çocuk görüyor. Kendi deyimiyle aklına “dahiyane!” bir fikir geliyor. Canlı bir çocuğun, derisi yüzüldükten sonra kaç dakika yaşayacağını hesaplamak için kollarını sıvıyor. Küçük çocuğun çığlıklarına aldırmadan kafası dahil bütün derisini yüzüyor. Sonra karşısına geçip saat tutmaya başlıyor. Zavallı çocuk, kan kaybından 7 dakika sonra ölüyor. İşte Ermenilerin Hocalı’ da yaptıkları vahşetten kendi ağzıyla anlatılanlar. Bunlar insanlıktan nasibini almamış vahşi yaratıklardır.

İnsanlık tarihi boyunca Türk Milleti himayesinde bulunan hiçbir millet; milliyeti, mezhebi, dini, ırkı ne olursa olsun yok sayılmamış; birlikte yaşama kültürü adına Yüce Allah’ın bir emaneti olarak korunmuş ve kollanılmıştır. Eğer Türk Milleti’nin himayesinde yaşayanlara soykırım uygulasaydı bugün birçok millet ve devlet tarih sahnesinden çoktan silinmişti.