Gazetekars

Rize'de Belediye Başkanı olmak

Başbakan’ın İlinde Belediye Başkanı olmak…

05 Mayıs 2013 Pazar 22:07

Rizede Belediye Başkanı olmak

AK Parti Kars İl Başkanlığı’nca Kars Halk Eğitim Merkezi Çok Amaçlı Salonu’nda düzenlenen Siyaset Akademisi’nde “Vizyon ve Deneyim Paylaşımı” dersi veren Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Başbakanın ilinde belediye başkanı olanın artılarını ve eksilerini anlattı.

ENCÜMEN BAŞKANIYIM ENCÜMEN TOPLANTISINA KATILMAM

Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Belediye meclis toplantılarında uyumu çalışılıp çalışılmadığı yönünde gelen bir soruya, “Ben encümen başkanıyım encümen toplantısına katılmam. Çok istisnadır. Sorunlu bir ihale varsa katılırım. Arkadaşlar karar verir ben imzalarım onları. Yani encümen toplantısına başkanlık etmem. Yasal başkanı da belediye başkanı yada yetkili birisidir. Arada bir katılırım o da problem olan bir ihale varsa katılırım. Yani rutin işlerine karışmam.” diye cevap verdi. 

BİR DEFA PATİNİN HER DEDİĞİNİ YAPMAYACAKSIN

Bakırcı, AK Parti teşkilatıyla arasının nasıl olduğu yönündeki soruyu da, “Genelde iyidir. Çok çok iyi değildir ama genelde iyidir. Bir defa patinin her dediğini yapmayacaksın, yapamadığını izah edeceksin, ufak tefek ekonomik anlamda işleri düştüğü zaman kesinlikle yapacaksın bunları. Bunlar belediyenin görevidir. Ama şunu altını çizerek belirteyim kişisel işler değil. Ekonomik işlerin makul ölçüde olanları, kimsenin hakkına, hukukuna dokunmadan Belediye Başkanı yüzde 6’ını, 70’ini hatta 80’ini çözer. Altını çizerek söylüyorum kimsenin hakkına, hukukuna dokunmadan. Kişisel işlerde de doğru ise yapacaksın değilse nezaketli şekilde yapamayacağını söyleyeceksin. Belediye başkanı partiye rağmen bir iş yapması doğru değil. Belediye başkanı o şehirde gülenle beraber gülebilecek, ağlayanla beraber ağlayabilecektir. Bir çok insanın yanında olacaktır. Herkes kendisinde Belediye başkanından bir şey görecektir.” şeklinde cevapladı. 

BAŞBAKANIN İLİNİN BELEDİYE BAŞKANI OLMAK ZOR OLSA GEREK

Başbakan’ın ilinde belediye başkanı olmanın zorluklarının sorulması üzerine ise Bakırcı şunları söyledi:

“Bir Belediye başkanının başarılı olmasını birkaç cümle ile nelere bağlarsınız?” sorusu üzerine Bakırcı, “Şimdi bunun cümlesi olmaz. Ben bir şeyin altını çizeyim; Başbakan’ın ilinin belediye başkanı olmanın çok büyük artıları da var zorlukları da var. Bir-iki proje için yanına gittim fırçayı bastı bir daha yanına gidemiyoruz. Bakana diyoruz ‘Başbakan çözsün’ diyor. Bizde artık ne kopardıysak diyoruz. Örneğin Güney Çevre Yolu, kısmen Başbakanın adını kullanarak, eğer o rakamlara dikkatli baksaydı Ulaştırma Bakanının belki görevini değiştirirdi. Ama Bakan kamulaştırmaları koymadı, kavşakları koymadı yoksa rakamın üç katı, dört katı çıkacaktı. Ha bu da senin biraz becerine kalmış. Belediye Başkanının başarısı bir defa iş yapacak. İkincisi mümkün olduğunda o kentte yaşayan herkesle eşit yaklaşımı olacak. En kavgalı olduğun esnafın bile meşru bir işi olduğunda yaparım onu. Yani nefsi olmayacak. Vatandaş sana sokakta baktığı zaman kendinden bir şey görecek. Herkes sende bir şey görürse belli bir oranda adaletli hizmet de yaptığın zaman zannediyorum sorun olmaz. Benim yapımdan kaynaklanan biraz sertliğim vardır. Arkadaşlarım söyler bu benim eksiğim. Öyle olmasa ben bu yaşta bakandım niye başkan olayım. Hemşehrilerimin bir çoğunda olduğu gibi yaşımız biraz ilerledi ama yine de çabuk sinirleniyorum. Onu bilende zayıf tarafından yakalıyor. Bunu hissedersem biraz daha tutuyorum. Tepkiyi çabuk veriyorum en büyük eksiğimdir bu. Bir ortasını bulmuşuz akma bana göre adaletli olmak, çalışıp iş üretmek ve yönettiğin bölgede herkesin senden bir şey görmesi.”

3 İÇKİLİ YERE RUHSAT VERDİM, 20 İÇKİLİ YERİ DE KAPATTIM

Başkan Bakırcı, bir belediye başkanının nasıl olması gerektiği konusunu ise şöyle dile getirdi:

“Ben üç tane içkili yere ruhsat verdim. Çok tepki gösterdiler ama 20 civarında da kapattım. Şimdi bunu vermezsen kapatamazsın bunu, 3’te, 5’te kalır. Eleştirilere de gayet açığım. Hiç tepki vermem hatta gıyabımda ‘deli’ dediler bana. Yüzüme kimse diyemiyor ama ben duyuyorum onu. O bahsettiğim Emin Gürses lise arkadaşım. Çıktı bir gün televizyonda dedi ki, ‘bize akıllı deli lazım’. Bana çocukluğumda da derdiler. Geldi bir gün gazeteciler, ‘sana deli diyorlar ne diyeceksin’ dediler. Bende, ‘dua edelim mi aptal demiyorlar, aptal deseydiler ne yapacaksınız’ dedim. ‘Yiğidin iyisine deli, atın iyisine dolu derler’ diye bir söz vardır. Yani eleştiriye tahammülün olacaktır. Eleştirilmek iyi bir şeydir.”

Facebook'la Yorumla
İlk yorum yazan siz olun
Adınız Yorumunuz
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

BENZER HABERLER